MENÜ

Cem Dizdar'la futbol dışı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bir şakı tut benim olsun!

Müzisyenin hası biraz ‘dediğim dedik çaldığım düdük’ yani ‘inadım inat’tır. Huzurlarımızdaki kadın, Nazan Öncel, tam da böyle birisidir. İnatçı, ısrarcıdır. Her ‘tercih’in aynı zamanda bir ‘vazgeçiş’ olduğunu hayattan öğrenmiş biridir o. Sokaklarda başladığı şarkıcılığı, Emekli Sandığı’na bağlı otellerde ‘kimsesiz masalar’a söyleyerek sürdürür. Kallavi müzisyenlere yüklü paralar kaptırmış olmasına, onca düş kırıklığına rağmen, o ‘köfte dudaklarını’ şarkılarını söylemekten uzak tutmamıştır. ‘Kahrolası bazı şeyler’e rağmen kahrolmadan yoluna yürümüş birisidir Nazan Öncel.

‘N’apçaz şimdi...’

Okurken şarkılarını, dilin en güzel kelimelerini yaydıra yaydıra sürdürür vokalini. Beni de büyüten coğrafyada, Karadeniz’de, genç erkeklerin tüylerini kabarttığı anlarda üzerine basa basa çoğalttığı ‘r’ler ondan bir başkalık kazanır.

Yanlış anlaşıldığı da olmamış değildir. “N’apcaz şimdi, yatcaz şimdi”yi gözünden uyku akarken kendine söylemiş, ama dinleyenlerce ‘erotik’ manalar yüklenmiştir parçaya. “Varsın olsun” der, yoluna yürür.

Herkesin hayatı kendince zordur. Hepimizin yaşadığı kendine yük, kendine sevinçtir. Onun da gizli, açık kederleri vardır çoğumuz gibi. Geniş yığınlardan ya da ‘ortalama müzisyen’den farkı, söyleyeceğini doğrudan söylemektir. Hesaplaya hesaplaya içinde tuttuklarını bir gün kendi dilinde dışarı atar ve karşımıza kendi, Nazan Öncel olarak çıkar.
Her dinleyenin kendince anlamlar yüklediği şarkılarında esasen insana insanı anlatır. Mutluluk ve aşk bağımlısı haline getirilmiş insana usulca ve nazikçe fısıldar gerçeği; “Bana mutlu birini göster alnından öpeyim.”

Ukalâ dümbeleği!

Göçebe hayatın göçeri, ‘göç’ yollarının neferi Nazan Öncel kendini anlatırken seni, beni, hüznünü anlatırken insan neşesini dillendirir...

Misafir olarak giderseniz şarkılarına hiç şüpheniz olmasın sıcacık börekler sizi beklemektedir... “Ukalâ dümbeleği” görünse de aldanmayın.. İnsanın içini yırta yırta akan dinlenesi parçaların sevilesi bu hırçın kadını, dünyayı bizim için daha katlanır, yaşanır kılar. Bize düşen de efendice iki büklüm olup elini öpmekten gayrısı değildir... Hani der ya; “Bir şarkı tut senin olsun... Bir şarkı tut benim olsun...”

Aynen öyle olsun!

YORUM YAZ