MENÜ

Bu sularda yüzmek zordur

Abone Ol Google News

Bazı tercihler değil ama bazı zamanlar yanlış olabiliyor. Görülüyor ki, bu da Abdullah Avcı için o zamanlardan biri! Avcı, daha “stabil (dayanıklı, sağlam, dengeli, kararlı, düz) zamanların Beşiktaşı”nı tercih etmiş olsa büyük ihtimalle bu ruh haline bürünmeyecekti. Avcı’ya kontrol altına almaya çalıştığı öfkesiyle “Benim antrenörlüğüm sorgulanamaz” dedirten o zamanın yanlışlığının göstergesi olsa gerek. Gerçi, “Ben sınavları geçtim. Antrenörlüğüm sorgulanamaz. Takımın performansı ve benim performansım sorgulanabilir” diyerek bir pay bırakmadı değil. Zaten zihinsel sağlığı yerinde olan herhangi biri “Abdullah Avcı teknik adam değildir” demeyi aklının ucundan dahi geçirmemiştir.

Haberin Devamı

Taşları doğru dizmek gerek

Abdullah Avcı, yine de kabul eder ki, futbol bağlamında öyle ya da böyle sorgulanmak geliştiricidir. İçeriden görünemeyecek olanların dışarıdan bir göz sayesinde görünmesini sağlar. Çünkü, sorgulamak soru işidir ve doğru sorular iyileşmeyi süratlendirir. Öncelikle Avcı, eşiğine gelmiş olsa da “Bu ligde kupası olmayan” bir teknik adamdır ve örneğin bunun nedenleri sorgulanır. Bu sorgu onun da takımlarının da lehinedir. Taşları doğru dizersek... Bu tartışmada yanıtı aranan “Beşiktaş’ın Avcı’nın oyunuyla hangi sürede istenen seviyede olacağı?” değildir. Aranan, “Mevcut yapı neden işlemiyor” sorusunun yanıtıdır.

Haberin Devamı

Güneş dönemi tespitleri garip

Bir başka gariplik ise Şenol Güneş dönemi oyunun yanlışlığı üzerine tespitlerdi. Futbol tek model üzerinde oynanır bir oyun olsa bilgisayar programları teknik adamları gereksiz kılardı. Futbolda “yetenek” ve “kuram” kadar önemli bir parametre daha var; “uyumu sağlamak”. Bence Şenol Güneş dönemini bir de buradan okumasında fayda var. Belki bugün olmayan tam da budur! Beri yandan Şenol Güneş kadrolarının Abdullah Avcı oyununu tam manasıyla icra edeceğinin garantisi var mı? O takımlarda topun arkasına geçme konusunda mızmızlanan az oyuncu yoktu, değil mi? Ama olabileceği kadar oldu.

Fazlasıyla tuhaf...

Altı haftanın ardından bu yolunda gitmeme, bir türlü yoluna girememenin nedenleri nelerdir? “Sakatlıklar” denebilir... Yaş ortalaması ve antrenman verileri arasında bağ kurulabilir... Oyuncuların bazılarının bireysel performanslarından söz edilebilir... Uyum konusundan bahsedilir... Transfer politikasının problemlerinden ya da yönetimin içine düştüğü öngörülebilir buhranın etkileri konuşulabilir... Bütün bunlar dururken “Antenörlüğüm sorgulanamaz” ile düşük performansa dair herhangi bir ipucu vermemek fazlasıyla tuhaf kaçmıyor mu?

'Doğru' değişkendir

Avcı, kendisini “Sınavları geçmiş” biri olarak tanımlıyor. Ancak yaşam insanı her gün yepyeni ve kimi zaman içinden çıkılmaz sınavlara tabi tutuyor. Öyle olsa, bir zamanlar sınavları geçmiş onca teknik adam hâlâ görevde olurdu değil mi? Neden yoklar? Çünkü... “Doğru”, ne yazık ki, değişkendir! Onu “doğru” yapan tıpkı bilimin gücünü “yanlışlanabilir oluşu”ndan aldığı gibi tam da bu özelliğidir. Teorisine, icraatına güvenen kimse sorgulanmaktan çekinmez.

Benzer durumu yaşamıştı

Bence gerçek sorun Abdullah Avcı’nın baskı karşısındaki direnci! Beşiktaş önceki takımı Başakşehir’e benzemez. Aslında benzer durumu milli takım deneyiminde tecrübe etmişti ama demek o dönem üzerine yeterince yoğunlaşmamış. Beklentinin düşük olduğu süt liman ortamalarda elde edilen seviyelerle çalkantılı takımların dinamiklerini doğru okumak gerek. Vicente Del Bosque’yi ve o dönem yaşananlara göz atmasını öneririm...

Haberin Devamı

Yeterlilik göstergesi değil

Avcı’nın sözünü ettiği şampiyonluğa oynayan takımların kendisini istemiş olması da çok şey anlatmaz. O, futbol kuramı değil yönetici tutumuyla ilgilidir. Bu “Abdullah Avcı arzusu” futbola dair çok şey anlatıyor olsa kulüpler banka kapılarına düşmezdi. Uluslararası derecelerde bu kadar geri kalmaz dahası yönetimler ilelebet sürer giderdi. Yani, bu tür avuntular futbol bilgisinin yeterlilik seviyesinin göstergesi değildir.

YORUM YAZ