MENÜ

Beşiktaş'ın fotoğrafı!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Transferdeki yerli oyuncu seçimleri sanki, doğru tercihler değilmiş gibi duruyor. Tabii, henüz ilk maçtan böyle bir sonuca varmanın hakkaniyetli olmadığını da biliyorum, ama ne yapayım, ‘hissim böyle’... Önceki günkü maçta Beşiktaş’ın en parlak isimleri Cordoba ve Koray Avcı’ydı. İbrahim Üzülmez yine çok çalışkan, ama yine çok verimsiz, Toraman ‘dalgın’dı. Çalımbay’ın almakta ısrar ettiği Kürşat beni en şaşırtan isim oldu maçta... ‘Sıkı biri’ olduğu kesin, ama sanki, sadece yerden oyunda ‘sıkı biri’ gibi duruyor... Doğrusu ya, Agali ile girdiği hava toplarının hatırı sayılır bir bölümünden mağlup çıkması, Kürşat için düzülen övgüler konusunda şahsımı endişeye sevk etti. Bir hissime daha katılır mısınız bilmem... Sezon başı idmanları düşündüğümde, ‘dersleri asmış’ bir öğrenci topluluğu gibi geldi bana Beşiktaş. Bir de şu ‘fotoğrafa’ anlam veremedim. Takım ikinci devre için soyunma odasından çıkıp sahaya gelmiş. Rıza Çalımbay, topçuları sahanın ortasına toplamış bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Peki, ama soyunma odasında ne konuşuldu? Ya da neler konuşulmadı, unutuldu da, orada hatırlandı. O fotoğraf bana sakil geldi, doğrusu... Yine de, iyi oyunun iyi futbolcularla mümkün olduğunu ve Ailton gibi, Kleberson gibi, Tümer gibi oyuncularla Beşiktaş’ın futbolunun iki - üç hafta içinde izlemesi gayet zevkli bir seviyeye geleceği umudunu taşıyorum içimde. Maçın en kritik ve en ders alınacak pozisyonu kuşkusuz ki, Ali Tandoğan’ın ‘oyması’ydı. Ali, önce rakibine ‘oyma’ yaptı. Kendini yere attı. Hakem yemedi, bu sefer bastı küfürü. Direk, kırmızı kart... Ben Ali Tandoğan’ı öteden beri çok beğenirim. Stilini, isabetli ortalarını, topun ineceği yeri kestirip rakipten önce orada bitiveren zamanlamasını ve oyun sezgisini... Ama, bütün bunlar hakeme küfür edecek kadar ileri giden biri için bir anlam taşır mı, emin değilim.. Ferudun Düzağaç’ın dediği gibi ‘Futbol insan içindir’, ekleyeyim ‘ahlak’ da öyle.. Ve en ihtiyacımız olan şeydir, ahlak...

YORUM YAZ