MENÜ

Arzulu oyunu hatırlayınca!..

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Dinamo Kiev travmasının krize dönüşmesini engellemek isteyen Şenol Güneş, son dönemde düşüşte görünen Atiba’ya destek için Olcay/Necip ikilisini sürmüştü sahaya. Bu durum hem güvenliği sağladı hem de maçın ilk 30 dakikasında Beşiktaş’ı lig için astronomik sayılabilecek bir yüzdeyle topun sahibi yaptı. Yine de ilk ciddi atak Bursa’dan geldi!.. Çünkü zaten maçların ilk devrelerini düşük ritmde geçiren Beşiktaş, son dönemde iyiden iyiye hücum çeşitliliğini kaybetmişti. Aboubakar’ın yapamadığı ik ‘iş’in yanına bir de 41. dakikada Gökhan Gönül’ü sağda bir başına bırakan organizasyonda Oğuzhan’ın ataleti nedeniyle şutlayamadığı pozisyonu ekleyin, işte ilk devre... İki takım da gayretli ama verimsiz tamamlandı bu bölümü.

Tempo ve kurgu

Beşiktaş ikinci devreye her zamanki gibi yüksek arzuyla başladı. Gazeteciler bu durumu genellikle “Soyunma odasında hoca neler söyledi?” sorusunun yanıtında ararlar. Oysa gerçek neden Şampiyonlar Ligi verilerinde saklı; “Beşiktaş 32 takım arasında en az koşan ekip! Ve Beşiktaş grup maçlarının yaşça en büyük takımı!...” Sanırım bu veriler tek devre tempo ve kurgunun yettiği ligimizi daha doğru anlamamızı da kolaylaştırır.

Yeterli olmadı!

Beşiktaş baştan beri geri ittiği ama ikinci devre ceza sahasına hapsettiği Bursa’yı üst üste gelen iki penaltıyla çözdü. Bu duruma katkı veren en önemli isim de oyuna ikinci devre dahil edilen Tolgay oldu. Beşiktaş maçta baştan sona topu elinde tutup rakibinin oyuna katılımını engelledikçe topun peşinde koşmak zorunda kalan Bursa oyun kuramadı ve ‘mutsuz’ oldu. Bilinir, mutsuz takımdan yaratıcı oyuncu da oyun da çıkmaz... Beşiktaş’ın tempo düşmeye çalıştığı son 10 dakikada oyuna döndüler ve golü de buldularsa da bu yeterli olmadı.

Seke seke atıyor

Beşiktaş bu maçla ‘arzulu oynadığı’ günleri hatırladı. Sahadaki şevki ölçmek için tribüne bakmak yeterli. Pahalı olduğu için seyrek olan ve maçı erken terk eden ‘maraton alt’ dışında İnönü tribünleri eski ruhu geri çağırıyordu adeta.

Ve bitirirken... Sahi şu ‘’Penaltı atışına gelen oyuncu duraklayamaz’’ kuralının nedenini anlayan var mı? Kim yazdı, neden yazdı ve kim kabul etti acaba? Penaltıcılar seke seke atıyor, hakemler bakıyor ve golü veriyor, bizler de bu kuralın hangi durumda uygulanacağını merak edip duruyoruz!...

YORUM YAZ