MENÜ

Pouille “Fransız” kaldı !

Abone Ol Google News

Hava sıcaklığının 41’lerden 25 dereceye indiği Melbourne Rod Laver Arena’da bugün 31 yaşındaki dünya 1 numarası Sırp Novak Djokovic ile bu turnuvanın sürpriz raketlerinden 24 yaşındaki Fransız Lucas Pouille’nin finale çıkma mücadelesine şahit oluyoruz. Djokovic’in bu yedinci Avustralya Açık’ı. Daha önce geldiği 6 kezin hepsinde şampiyon olmuş.

Haberin Devamı

ATP sıralamasında 31. sırada olan Pouille’nin maçın kesin favorisi olarak gösterilen rakibi önündeki performansı merakla bekleniyor. Hatta ve hatta Avustralya’da bu yıl alınan sonuçlardan sonra büyük bir sürpriz daha gerçekleşirse kimse fazla üzülmeyecek. Zira çoğu sporsever gençlerin nöbeti devralmasının tenise yeni bir ivme kazandıracağına inanmış vaziyette. Kişisel kanım bu işin daha yumuşak bir geçiş olacağı yönünde. Zira formunun zirvesindeki Djokovic ve hele ki burada tam bir BOĞA görünümü veren ve tüm rakiplerini sular seller gibi geçen Rafael Nadal zirveyi kolay kolay gençlere bırakmayacaktır.

Bir tek haşmetmeabları Roger Federer bundan böyle tenisin skor yanından çok estetik yanına seslenecekmiş gibi bir his veriyor. Doğanın dengesi her zaman daha dayanıklı, daha güçlü ve daha enerjik sporcuların yanında. Ne denli yetenekli, bakımlı ya da akıllı olun bu gerçek değişmiyor. Umarım tenisin bu gelmiş geçmiş en büyük temsilcisini, yaşayan efsanesini sporculuk ile insanlığı, sporculuk ile aile bağlarını, sporculuk ile centilmenliği, sporculuk ile nezaketi ve etiketi, sporculuk ile iş adamlığını hepimize örnek olacak bir klas ve başarıyla bir arada yürütebilen bir birey olarak anımsarız.

Haberin Devamı

Zira insanlık ve cemiyetler maalesef epey balık hafızalı ve gaddar bir oluşuma gebe. Çoğu medyanın sunduğu cehalet, görgüsüzlük ve nobranlık bireylere adeta bir salgın hastalıkmış gibi bulaşıyor. Kültürel gelişimi topal olan cemiyetler de bu salgından en çabuk ve süratli bir şekilde etkileniyorlar.

Maçın ilk setini neredeyse izleyemedik bile. Djokovic’in rakibi tam anlamıyla oyuna “Fransız” kaldı ! 23 dakikada halkayı yedi. Öyle bir oyun oldu ki hani neredeyse birbirimize soracaktık “bu adam kaç puan alabildi?” diye.

2. setin başlarında Pouille ilk oyununu alınca tribünler alkıştan yıkılıyordu. Ama bu setin sonu da ilkinden pek farklı olmadı. 33”da 6-2 bitti. İki set sonunda daha saat dolmamıştı!

Üçüncü setin başı yine beraberlikle başladı (1-1). Ardından Sırp yine vitesi azıcık yükseltti ve birdenbire durum 6-2 oldu. İkinci setten yegane farkı bu kez süre 27 dakikaydı. Yani tüm maç 1’23”da bitti. Yani üç setlik bir maç için turnuvalarda ayarlanan süreden daha az!

Djokovic tüm maç boyu (tekrarla tüm maç boyu) sadece 5 basit yapmış !

Final Djokovic ile Nadal arasında oynanacak. Bunların tarihe geçmiş finalleri vardı burada. 5 set ve 5 saat 53 dakika sürmüştü. Yeni konulan son sette beraberlik halinde 10 puanlık tie-break zorunluğu ile bu süre aşılamayacaktır ama aynı çekişme ve kalite olacak mıdır? Ne dersiniz? Hoş bir hafta sonu dilerim.

YORUM YAZ