MENÜ

Sayısal mı piyango mu

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Fenerbahçe karşısında Trabzonspor’u izledikten sonra artık hiç kuşkum kalmadı. Ersun Yanal, farkında olmadan hatrı sayılır bir kaza atlatmış.
Kurduğun takım daha yarım sezonu henüz geride bırakmışken, 4-3-3 gibi Türkiye için riskli bir düzende ülkenin orta alanı en güçlü ekibi Fenerbahçe’yi bu bölgede pasifize ediyor, bununla da yetinmeyip 6-7 tane net pozisyon üretecek performansa ulaşıyorsa, adama bulmuş da bunuyor derler... Ne olacaktı Yusuf’u alsaydı Yanal... Muhtemelen üçlü orta alanının önüne yerleştirip, forvetten bir oyuncu eksiltecek düzenini değiştirecekti. Fenerbahçe karşısında Gökhan’ı 3-4, Umut’a da 2-3 kez çizgi savunmayı deldiren paslar geldi Trabzon orta alanından. Ne yani, Yusuf’lu bir orta alan hem aynı tempoyu sürdürebilecek, hem de Yusuf onun üzerine aynı türden 5 öldürücü pas daha servisi mi verecekti forvetine? Colman ve Selçuk olmadığında bu oyuncuların eksiğini hissettirmeyecek bir transfer şampiyonluğa giden Trabzon’un gerçek ihtiyacı olabilir. Ancak bu oyuncu Yusuf değil. Hele ki, bu düzende tempo ve mücadele açısından keyif veren bir Trabzon’a...
Beşiktaş’ta durum farklı. Olmayan düzene Yusuf eklenince başka bir bilinmeyen oluşmuş durumda. Zira Beşiktaş, Trabzon gibi değil. Krizde siftahsızlıktan ve borçtan dara düşünce umudunu şans oyunlarına bağlayan esnaf misali Kartal. Yusuf’un transferi de ya bir altılı, ya da süper loto kuponu niteliğinde.
Ya çıkarsa...
Umut, umuttur ama zor... Yusuf’un ne yaşlılığı, ne de iki ay oynamaması. Öncelikli sorun bu değil. Hatta Delgado gibi sürekli takımı bir kişi eksik gösteren bir oyuncunun yerine kadroya dahil oluşu, zaaf açısından risk olarak da sıfır. Ama yine de olmaz. Holosko, Nobre ve Tello’lu bir takımda olmaz. Çünkü Yusuf’un stili farklı. O kısa metrajlı bir driplingçi. Etki alanı ceza yayına yakın bölgeler. İki çalım, bir araya bırakma türünden. Nobre ve Holosko, çok özellikli olmalarına rağmen splinter değil. Gelelim Tello’ya... Şilili, Holosko ile Nobre’yi oynatan adam. Gerek kenar ortalarla Nobre’yi, gerek uzun diyagonellerle Holosko’yu aktif alana sokan oyuncu. Döndük Yusuf’la olan orta alandaki birlikteliğine. Bu bölgedeki işbirliğinde ikilinin aynı dili konuşma şansı yok. Hele bir de Denizli, Cisse’yi düşünmezse, Denizlispor maçında olduğu gibi bu takım sahada bağırış-çağırış içinde kalır.

YORUM YAZ