MENÜ

Kobe sen iyileş sabaha kadar bekleriz

17 NBA sezonu ,54.031 dakika, 5 NBA şampiyonluğu, 2 NBA MVP, 15 kere All-Star, NBA tarihinin en çok sayı üreten 4. oyuncusu, Olimpiyat Şampiyonu, THY´nin marka elçisi, Lakers´ın ´Black Mamba' sı Kobe Bryant yine NBA´e ayak bastığı ilk günkü kazanma hırsı ile çıkmıştı ´Staples Center´ın parkelerine playoff´lara giden yolda ´Warriors ´ile oynadıkları maça.

Kobe sen iyileş sabaha kadar bekleriz

Kazanmaları gerekiyordu, Mamba ve takım arkadaşları inanmıştı bu yola. Bütün sezon boyunca sakatlık illeti bırakmamıştı peşlerini. 35 yaşında'ydı Mamba. Hala inanıyordu, inandırıyordu Lakers taraftarına yaşatmalıydı kariyerinin sonlarına gelirken bir şampiyonluk daha. Maç başladı çetin ceviz cıktı Warriors. Bırakmıyordu maçı 3. çeyrek bitmişti ve önde gidiyolardı .Bir pota altı turnike mücadesinde arada kaldı ´Mamba´ acı ile yere düştü pota altında. Dizini tutuyordu. Staples Center´da sanki hayat durdu. 20.000 kişi nefesini tutmuş ayağa kalmasını bekliyordu. ´Mamba´nın bütün takım arkdaşları başına toplandı, takımın doktoru Gary Vıttı ve Koç Mike D´Antoni´yi korku sarmıştı "ya sakatlanırsa" diye. Neyseki ´Mamba´ayağa kalktı yavaş yavaş yürüdü, kenara işaret etti ve devam yola dedi.

Staples Center inliyordu ´Kobe´ ´Kobe´ ´MVP´´MVP ´diye. ´Mamba´alışıktı bu duruma, yıllarca kırık parmakla oynadı rekorları kırarken, yüzüne darbeler aldı, yılmadı maske taktı. Almıştı yılların yükünü üzerine bu sezonun en çok sayı atan 3. oyuncusu. Ortalama 27.3 sayı. Maç başı 5.6 ribaunt, 6 assist, 1.36 top çalma ve 78 maçta 38.6 dakika ortalaması ile oynuyor, adeta "master class" ders veriyordu NBA´de.

3. çeyrek bitti, taktikler verildi. O da takım icerisindeki ´Koç Vıno´lakabı ile arkadaşlarını motive ediyor ve maçı almak icin yapmaları gereken şeyleri söylüyordu. 4. ve son ceyreğin zili çaldı. Mamba son olarak, Lakers Bench'inin iki sıra arkasında oturan kızlarına baktı ve ´Daddy is ready ´ (Baba hazır) sinyalini verdi. Son çeyrek yine hızlı başladı. Basket üzerine basketler, ribauntlar, derken ´Mamba ´çıktı sahneye üst üste attığı 3´lüklerle ´Staples Center ´ı ayağa kaldırdı yine. Koymuştu kafasına bir kere ´Mamba ´kazanacaktı maçı.

109-106 Warriors´un üstünlüğü ile girildi maçın 3.10 dakika kalan süresine. Top ´Mamba´nın elindeydi. Karşısında ´Warrıors´un çaylak oyuncusu Harrison Barnes vardı. Daha önce milyon kere yaptığı kendisine has "dribble" haraketini yapmak istedi. Kariyerindeki 54.031 dakikayı vurdu o anda ´Staples Center´ın parkelerine ve kaya yıkıldı. Zaman durdu. ´Mamba ´acı ile parkelerin üzerine bıraktı yorgun vücudunu. Bu sefer yüzündeki ifade çok farklıydı daha öncelerine nazaran. Bileğini tutuyordu. Sıcağı sıcağına anlamamıştı. Sadece kulağına ´PAP ´sesi gelmişti. Hakemler faul çaldı. NBA tarihindeki atılması en zor, en acı veren iki serbest atış için önce kenara gitti. Yürümemesi gerekiyordu ama atmalıydı onun için çok önemli olan bu iki serbest atışı. Seke seke yürüdü. Sol dizini bükemiyordu bile yürürken... Kimse ne olup bittiğini bilmiyordu. Sessizlik bürüdü ´Staples Center´ı. İki atışı da kullandı sayı yaptı. Beraberliğe getirdi ve acı icerisinde dim dik yine 17 sene evvel ilk girdiği gün gibi gururla yürüdü soyunma odasına 20.000 kişinin alkışları arasında. Takım maçı bırakmadı. Kazandılar ve yola devam ettiler .

Maç bitti, galibiyetin sevinci yaşanamıyordu soyunma odasında. Sesizlik hakim olmuştu. Yüzlerce medya ordusu ´Mamba´nın terapi odasındaki durumunu bekliyordu.12 yıldır bekleyenlerden birisiyim o soyunma odasında her maç sonrası ´Mamba´dan demeç alabilmek için... En son o gelir genellikle, bekletir hepimizi. Yıldız ne de olsa haberdir o, maaştır o, manşettir o basın için. Buz kovası vardır onun. Sokar ayaklarını içerisine, yayılır köşesine siz sorarsınız, o söyler. Bazen dalgasını geçer, bazen kızar, ama sonunda o da biz de işimizi yaparız o soyunma odasında. Daha geçtiğimiz günlerde Galatasaraymuhabbeti yapmıştık futbolu da bir o kadar çok sever ve takip eder ´Mamba´.

Terapi odasının kapısı açıldı. kameralar "stand by" modundan "recording" moduna geçti. Işıkları yandı. Lakers tarihinin en önemli soyunma odası röportajı geliyordu çünkü. Bu sefer koltuk değnekleri ile çıktı o odadan. Yavaş yavaş yürüdü köşesine. Üzerinde hala forması vardı çıkarmamıştı, oturmadı acı icinde olsa da. Verdi sırtını duvara ayakta yapacaktı açıklamalarını. Herkes birbirine bakıyordu "ne sorsak" diye... Gözleri dolmuştu.

Ağlamış belli. Sanki yüzüne hüzün maskesi makyajı yapmışlar gibiydi. Yutkunmasından belliydi durumun ciddeyeti. İlk soru John Ireland´dan geldi: Nasıl hissediyorsun?

"Çok kötü, tekme yemiş gibiyim, milyon kere yaptığım şeydi denediğim. Olmadı bu sefer. Koptu. Duydum sesini ve anladım o an neyle karşı karşıya olduğumu" diyordu. "Hayatımda yaşadığım en kötü sakatlık" diye devam etti. "Bu sene yakamızdan eksilmedi sakatlık illeti" diyordu. Takıma güvendiğini onsuz da yola devam edeceklerini, arkadaşlarına dışarıdan bile olsa destek olacağını söylüyordu.

Sonra hiç duymak istemediği soru geldi: Bu senin son maçın oldu diye bilir miyiz?

Önce kafasını eğdi, derin bir nefes aldı ve soruyu soran basın mensubuna bakarak, "Gerçekten mi soruyorsun bu soruyu yoksa şaka mı?" dedi ve sonrasında güler bir yüzle "Aynı soruyu senden gelecek sezon yine bekliyorum" oldu cevabı... En kötü gününde bile yılmadı, dönecekti. ´Mamba´hikayesini kendi istediği şekilde sonlardırmaya kararlıydı. Sen yeter ki iyileş ve dön Mamba. Biz bekleriz yine seni sabaha kadar soyunma odasının kapısında.

Barbaros Tapan / Los Angeles

Haberin Devamı
YORUM YAZ