Kara bulutlar dağılıyor

Diyarbakırspor Kulüp Başkanı Çetin Sümer’in, Gaziantepspor ile deplasmanda oynadıkları maçın ardından ‘ırkçılık içeren tezahüratlar ve hakemlerin yanlı tutumunu’ öne sürerek, Galatasaray maçına çıkmama kararı destek görmedi. Kulüp yönetiminin maça çıkmama kararının aksine tüm kesimlerden, Galatasaray maçının oynanması ve lige devam edilmesi yönünde telkinlerin gelmesiyle oluşan baskı üzerine bu karardan vazgeçildiği öğrenildi.

Yoğun görüşme trafiği
Önceki gün Vali Hüseyin Avni Mutlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir başta olmak üzere çok sayıda kurum ve sivil toplum örgütü temsilcileriyle konuyu değerlendiren Diyarbakırspor yönetimi dün de bazı siyasi parti ile sivil toplum temsilcileriyle biraraya gelerek, konuyu ele aldı.

Hemen hemen tüm görüşmelerde siyasi söylemler ve hakemlerin yanlı tutumuna ilişkin kulüp yönetiminin siteminin ‘doğru’, ancak maça çıkmama tutumunun ‘yanlış’ olduğu ifade edildi. Bunun üzerine Diyarbakırspor Yönetimi’nin, ‘Maça çıkmama düşüncesinden’ vazgeçmesine kesin gözüyle bakılıyor.

Ne diyorlar?

Diyarbakırspor son birkaç yıldır özellikle deplasmanlarda çok ciddi haksızlıklara, hakaretlere, ayrımcılığa uğruyor. Gelinen noktada bıçak kemiğe dayandı ki, bu karar alındı. Diyarbakırspor bu feryatlarında son derece haklıdır. Asla futbol siyasetin ve şiddetin aracı olmamalıdır. Diyarbakır’a gelen takımlara misafirperliğimizi gösterelim. Taraftarlarımız Galatasaray maçından başlayarak bu mesajı vermelidir.

Selahattin Demirtaş (DTP milletvekili)

Benim kanaatim, değerlendirmem, isteğim, Diyarbakırlılar’ın isteği, Türkiye’nin isteği, herkesin isteği, Süper Lig’deki her takımın mücadele ederek yoluna devam etmesidir. Diyarbakır bunu istediğine göre, futbolcular ve futbolseverler bunu istediğine göre, şehir bunu istediğine göre, galiba bunun dışanda bir şey düşünülemez. Diyarbakırspor’un lige devam etme dışında başka bir düşüncesi olamaz.

Hüseyin Avni Mutlu (Diyarbakır Valisi)

Süper Lig’e kolay çıkılmadı. Ne kadar zor ve zahmetli olursa olsun devam etmek lazım. Spor, barış aracı olarak, hoşgörü ve dostluk zemini olarak kullanılmalı. Bölgeyi temsil eden sadece Diyarbakırspor’dur. Diyarbakır halkına çağrı da bulunuyorum; gelin Galatasaray maçına gidelim. Orada dostluk ve hoşgörü örneği verelim ki, bize yönelik bu çirkin tavırları ortaya koyanlar utansınlar. Ancak bu şekilde baş edebiliriz. Vazgeçmek olmaz.

Osman Baydemir (Diyarbakır Bş Bel.Bşk.)

Diyarbakırlılar ne diyor?

Fırat Kaya (Taksici): “Diyarbakırlı’yım. 17 yıldır taksicilik yapıyorum ve maçları takip ediyorum. Protesto için belki bir maç çıkmamazlık yapılabilir, ama lige devam edilmeli. Bursa’da yaşanan olaylar çok yanlış. Ancak Gaziantep’te bu tarz bir olay olmadı. Gaziantep maçını taktiksel nedenlerden kaybettik. 87. dakikaya kadar 1-0 öndesin ve bir teknik adam o maçı kaybetmemeli.”

Şeyhmuz (Soyadını söylemedi) (Simitçi): “Benim hayatım bu simit tahtası. Ben ekmeğime bakıyorum. Ne maçtan ne de futbolculardan haberim var.”

Ferit Toprak (Çiğköfteci): “Ligden çekilme olayını yanlış buluyorum. Bunun çaresi o değil. Biz de bu ülkenin takımıyız. ‘PKK dışarı’ diye bağırılması çok üzücü. Aslında iyi bir takımız, gerekli müdahaleler yapılırsa çok daha iyi yerlere gelebilir.”

Kardi İşler (Esnaf): “Hayatım futbol ve İddaa oynuyorum. Bu yüzden takımları yakından takip ediyorum. Diyarbakırspor ligden çekilmemeli. Bence teknik direktör hata yapmasa, o maçı kazanabilirdik. Ama hakemler çok yanlı maçlar yönetiyor. Oğuz Sarvan ve ekibine hiç güvenmiyorum. Allah’tan bu durum Galatasaray maçına denk geldi. Kötü bir sonuç alınsa da fazla olay çıkmaz. Ama Fenerbahçe maçı olsaydı ve burada yenilseydik, büyük olaylar çıkabilirdi.”

Hasan Güneş (Dönerci): “Sporla siyaset birbirinden ayrılmalı. Tabii ki ligden çekilmemeli ve yola devam edilmeli. Herkes kötü örnek Bursa’yı gösteriyor, fakat iyi bir örnek Antalya maçı da var. Orada da aynı takımı Antalyaspor taraftarı alkışladı. Ben bir esnafım ve futbol burayı hareketlendiriyor, kesinlikle ligde kalmalıyız.”

Hüsnü Çiçek (Fırıncı): “Bence çekilsinler abi. Gittiğimiz her yerde kötü tezahüratla karşılaşıyoruz. Madem bizi istemiyorlar, çekilelim o zaman.”

Murat Akbaş’ın Diyarbakır izlenimleri

Diyarbakırspor Tesisleri’nden içeri girecekken, çıkış yapan bir arabanın içinden bir elin bana uzandığını gördüm. Eğilip baktığımda, teknik direktör Ziya Doğan ve birkaç futbolcuyla göz göze geldim. Doğan, “Antrenmana gidiyoruz” dedi ve hızla tesislerden çıktı. Şans eseri kulübün önünde bekleyen taksiyi gördüm, nam-ı diğer Maradona Eşref’in arabasına bindiğimi öğrendim. Bu sayede Diyarbakırspor ile ilgili tüm gerçekleri Maradona Eşref’ten öğrenmeye başladım. En azından tesisler ile idman yapılan saha arasının 15 kilometre olduğunu! DİSKİ Tesisleri’ne vardığımızda, bu sahada açıkçası bir profesyonel takım değil de, bir amatör takımın çalışacağı izlenimi edindim. Genel Menacer Mehmet Budak, “Yönetimin kesin kararı var. Fotoğraf çekebilirsiniz, ancak röportaj yasak” deyince karamsarlığa kapıldım. Antrenman sahasına girdiğimde Doğan, futbolcularını toplantı için odaya çağırıyordu.

Herkes çok yorgundu
Doğan’ın antrenman başladıktan bir saat sonra, “Yorgun olan gidebilir” demesi üzerine, takımın neredeyse yarısı çalışmayı bıraktı. Doğan’ın da futbolcuları gibi yorgun olduğunu gözlemledim. Tecrübeli hoca, “Sporun dostluk, kardeşlik ve barış olduğunu unutmamalıyız. Bizim Gaziantep maçında özellikle dikkat çekmek istediğimiz konu hakem hatalarıydı. Maalesef Bursaspor maçında yaşanan olaylar tekrar gündeme geldi. Şu anda Galatasaray maçına çıkacakmış gibi hazırlanıyoruz. Futbolcularımı da o yönde motive etmeye çalışıyorum. Baktığımız zaman Diyarbakır, kadro olarak bu ligde ilk 10’da kalabilecek güçte. Fakat maddi imkansızlıklar, yaşanan spor dışı olaylar ve üstüne eklenen hakem hataları işimizi zorlaştırıyor. Fakat yıllardır zor şartlar altında görevini sürdürmüş bir teknik adam olarak, ben ligde mücadele edilmesi taraftarıyım. Bu yönde başkanımıza telkinlerde bulunuyorum. Günde çift antrenmanla Galatasaray maçı hazırlıklarına başladık” dedi.

‘Gazetecileri sevmiyorum’Antrenman sonrası futbolcularla da sohbet etme şansı yakaladım. Konuşmaları yasak olduğu için isim veremiyorum, ama ortak görüş, “Biz oynamak istiyoruz” şeklindeydi. Bu arada bir kulüp personeli, 18 aydır maaş alamadıklarından yakındı. Ve son noktayı, tesislerden çıkış yapan kaleci Espinoza koydu: “Gazetecileri sevmiyorum!”