MENÜ

İyi hoca kötü hoca Anadolu'da belli olur

Ertuğrul Sağlam isim vermeden İstanbul'a mesaj gönderdi.

İyi hoca kötü hoca Anadolu'da belli olur

Ertuğrul Sağlam... Süper Lig’de şampiyonluk apoletini omuzuna takmayı başarabilmiş çok az sayıda isimden biri... Anadolu devriminin sahibi. İnanınca neler yapılabileceğini ispatlayan teknik direktör. Onun için çok şey söylenebilir. Bursaspor’dan sonra, “Bir daha kolay kolay risk almaz” dendi. Ama tecrübeli hoca yine zoru seçti. Maddi açıdan yeniden ayağa kalkmaya çalışan, kadro olarak hayli dar ve yaşlı bir ekiple Eskişehirspor’un başarısı için yola çıktı. Sonunda da Kırmızı-Siyahlılar’a kupada final oynattı. Yani kalitesini bir kez daha ispatladı. Şimdi ise daha güçlü ve emin adımlarla geliyor Eskişehir. ..Ve yine ‘Sağlam’ hoca takımın başında. Biz de Avusturya’da hocayı ziyaret ettik. İkinci sezona girmeden önce hem geçen yılı hem de yeni sezona dönük neler düşündüğünü sorduk. Gerçekten samimi ve uzun bir sohbet oldu...

‘Bahane üretmedik’

“Geçen sezon başı camiamıza ve taraftarımıza hedeflerimizi düşüncelerimizi açık bir şekilde sunduk. Ekonomik sıkıntı içindeydi takım ve malesef kadroya çok fazla müdahele edemeden, 2-3 transferle yola koyulduk. Kadro ligin açık ara en yaşlısıydı. 7-8 tane 35 yaş sınırında oyuncuyla uzun bir maratona başlamak zordu. Bir taraftan da ekonomik sıkıntı vardı. Altyapının da desteği yoktu yukarıya ve benden beklenti büyüktü. Tesis ve stat da hedefin altındaydı. Kısaca dezavantajla başladık işe. Bahane üretmedik. Başarısızlıkta bunları mazeret yapalım demedik. Avrupa’yı hedef belirledik.”

‘3 defans oyuncusu kaybettik’

“Burada başkan ve yönetime teşekkür etmek istiyorum. Bunca sıkıntıya rağmen sezon içinde hiçbir kriz yaratmadan oyuncuları hoş tutmayı başardılar. Sonuçta bu sıkıntılarla mücadele ederken devre arası Veysel ve Tarık krizi yaşadık. Düşünün sezon içinde Veysel, Tarık ve sakatlanan Diego’yu da eklersek savunmadan 3 kişi kaybediyorsunuz. Tarık’ı takıma döndürdük. Bu arada Lawal ve Kamil Ahmet’i sessiz sedasız kadromuza kattık. Bu iki ismi PTT 1. Lig’den alırken de eleştirildik.”

‘Yarı finalde ligden koptuk’

“Ancak şunu itiraf etmek istiyorum. Kupada yarı finale çıktıktan sonra camia olarak ligden uzaklaştık. Yarı finali geçtikten sonra sona ulaşmamıza 40 gün vardı. Avrupa için en kısa yol kupaydı. Biz de sezon başı hedefine bu yoldan ulaştık. Bu durum olmasa çok kolay bir fikstüre sahiptik. Puan cetvelinde çok yukarılarda olurduk ama kupa bizi rehavete soktu ister istemez. Bir Sivasspor bir de Antalya kupa maçlarında tribünler doldu. Bazıları ligde kötü gittik diye eleştirdi. Ben bu eleştirileri niyeti kötü insanların değerlendirmesi olarak görüyorum. Biz hedefimizi koyduk ve ulaştık kim ne derse desin.”

‘Gelsinler Anadolu’ya da görelim’

Samsunspor’da küme düşen Petkovic, Lazio’ya hoca oldu, bu bir pazarlama başarısı değil mi?

“Bakış açısı önemli. Direkt skor ve sonuca bakılıyor. Oysa neyle neyi başarmış buna bakılmalı. Ben öyle antrenörler tanıyorum ki 30 yıl çalışmış ama Türk futboluna, kulübüne bir tane isim kazandırmamış. Sadece dev kadrolarla, güçlü bütçelerle başarı yakalanmış. Gelsinler bakalım bir Anadolu takımına ve başarsınlar... Kolay değil. Bu gerçekle yüzleşmeliyiz. Avrupa’da kulüp, ‘Bu sezon ligde kalmak başarıdır’ diyor sezon sonu başarılı sayılıyor.”

‘Hollanda modeli gerek’

“Bir Hollanda modeli yaratmalıyız. Yetiştirici ve yarışmacı. Ama sabırla. Tarık ve Aytaç’ı milli takıma yolladık. Bu oyuncular hangi maliyetle bu kulübe gelmişler ve kulübün bir değeri olmuşlar. Ben onları seyrederken milli takımda oğlum oynuyormuş gibi gururlandım. Bir teknik adamın görevlerinden biri de bu olmalı. Sadece para harcayarak başarı gelmez.
10 milyon Euro’luk bir takımı Bursaspor’da olduğu gibi 50 milyon Euro’luk değere çıkarıyorsanız, başarı budur. Allah’a çok şükür, çalıştığım tüm kulüplerde arkamızdan hep iyi şeyler söylendi.”

‘Neler bıraktığımız ortada’

Beşiktaş’tan ayrıldım, Mustafa Denizli, lig ve kupayı kazandı. Kayseri’de Tolunay hoca kupayı aldı. Bursa’dan ayrıldım, Hikmet hoca sistemi bozmadı. Çalıştığım yerlerde sağlam bir anlayış içinde olduk. Alper’i ve Veysel’i gönderip ekonomik girdi yaptık. Yerlerine de Lawal ve Kamil Ahmet’i aldık. ‘Parasızlıktan takımlarında oynamayan adamlar alındı’ dendi. Bugün Lawal’a yurt dışandan teklif var.

‘Tarık konusu kapandı’

“Tarık konusu... Bizim Tarık’ı satmak gibi bir zorunluluğumuz yok. Bir transfer 3 ay sürer mi! Bizi de Tarık’ı da yıprattı bu durum. Hoş bir tavır değil. Alacaksan kararlı bir şekilde tavrını koyarsın. Bu iş artık noktalandı bizim için.”

‘Taraftar ve başkan için kaldım’

Yeni sezona gelirsek nasıl ikna oldunuz?

“Ben 18 Mayıs’tan evvel ikna oldum ve devam kararını verdim. Samsun, Kayseri, Beşikteş ve Bursaspor gibi takımlarda önemli başarılarım oldu. Teknik adamlığımın 10 senesinin 9’unda Avrupa heyecanı yaşamış biriyim. Benim de doğal olarak beklentim var. Eskişehirspor’da beni çeken faktörlerin başında taraftar var. Son kupa finalinde Konya’da, Eskişehirspor taraftarının performansı beni çok etkiledi. İyi niyetli bir başkan ve yönetimimiz var. Kalmamda başkanın çok etkisi var, kendisine inanıyorum.”

‘Türk futbolu yanlış yolda’

3 büyüklere endeksli bir sistem Türk futbolunu nereye taşır?

“Türk futbolu malesef 3 takımın başarısı için yönlendirilmiş durumda. Bunun ticari sebepleri olabilir, kendilerine göre haklı da olabilirler. Oysa bizler iyi olmalıyız ki onlar daha iyi olsun. Bu kısır döngüden Türk futbolu iyi bir yere gelmez. Sen bu ligi 8-9 iyi takımla oynayamazsan sonuç hüsran olur, ilerleyemeyiz.”

İşte şampiyonluğun şifresi!

Hocam şampiyonluk kelimesi ne ifade ediyor, çok mu uzak?

“Geçmek zorunda olduğumuz takımlara bakarsak bir Anadolu ekibinin bunu başarması çok zor. Bunu telaffuz ederken bir düşünmek lazım. Bir takımın şampiyon olması için şunlar olmalı: Bir; ekonomik yapı... İki; stat... Üç; altyapı. Dört; taraftar, Beş; medya ve lobi gücü, spor kamuoyundaki ağırlığı. Bunlara baktığınızda şampiyon olmuş takımlardan geridesiniz. Kimse kendini kandırmasın. 10’da biri seviyesinde bile değilsiniz. Bu kriterleri yerine getirip, şampiyonluktan söz edebilirsiniz. Aksi halde hayal tacirliği yapmak ve camiaları kandırmaktır gerisi.”

Tunç Kayacı / Mehmet Ali Sabuncu

Haberin Devamı
YORUM YAZ