İşte Muslera'nın Galatasaray kariyerinde unutamadığı maç

Fernando Muslera, Galatasaray Futbol Akademisi’nde eğitim alan altyapı oyuncularının sorularını cevapladı, Galatasaray Dergisi yayınladı. 2011’de transfer olduğu Sarı- Kırmızılı takımda unutamadığı maçın hangisi olduğu sorulan Muslera, “Fenerbahçe’nin sahasında kupayı kaldırdığımız, şampiyon olduğumuz maç” cevabını verdi.

‘İlk derbide gergindim’

Galatasaray kariyerindeki ilk derbiye çıktığında neler hissettiğini anlatan Uruguaylı eldiven, “İlk oynadığım derbide, en azından sahaya çıkana kadar, çok büyük bir gerginlik vardı üzerimde ama sahaya çıktığım anda bütün gerginlik bitti” dedi. Ezeli rakipleri tarafından da sevilmesini yorumlayan Muslera, şöyle devam etti:

‘200-0 yenmek isterim’

“Kiminle oynarsanız oynayın, mutlaka saygılı olmanız lazım. Ben, Fenerbahçe’ye karşı oynarken tabii ki hırslanıyorum. Olabilirse 100-0 bile yenmek isterim veya Beşiktaş’ı 200-0 yenmek isterim. Önemli olan saygı duymak. Bence rakiplerime ne kadar saygılı olduğumu onlar da hissediyorlar.”

‘Hemen ona danıştım ve...’

Muslera, Galatasaray’a transferinde eski Fenerbahçeli Lugano’nun büyük payı olduğunu belirterek, “Lazio’yla 5 senelik bir kontrat imzalamak üzereydik ama kulüpte işler istenildiği gibi gitmedi. Bir anda Galatasaray’dan tekilf aldım. Bu teklifi aldığım andan beri arayıp, konuştuğum bir oyuncu vardı; Diego Lugano. Eskiden Fenerbahçe’de oynuyordu. Uruguay Milli Takımı’nın kaptanıydı. Hemen onu aradım ve kendisine danıştım. O da, ‘Eğer böyle bir şey ciddiyse hiç düşünmeden Galatasaray’a gitmelisin, kesinlikle İstanbul’da olmalısın ve Galatasaray’da oynamalısın’ dedi. Ben de hiç düşünmeden teklifi kabul ettim” diye konuştu.

‘İlk idmana geç kaldım’

İstanbul’daki ilk idmanını dün gibi hatırladığını belirten Muslera, “Uçuşumdan dolayı antrenmana biraz geç kalmıştım. Beni Mert (Çetin) karşıladı ve Fatih hocanın yanına götürdü. Terim ile konuşmamızın sonrasında takım arkadaşlarım geldi. İlk günden beri kendimi Galatasaray’da hep evimde gibi hissettim” açıklamasını yaptı.

‘Seve seve Terim’in yardımcısı olurum’

Muslera, uzun yıllar daha oynamak istediğini, ancak futbolu bıraktıktan sonra seve seve Terim’in yardımcısı olabileceğini söyledi.

Aktif futbol hayatı bittikten sonra ne yapacağına kesin kararını vermediğini belirten Muslera, “5 yaşından beri futbolun içindeyim. Futbolla beraber büyüdüm, hâlâ da devam ediyorum. Futbol oynamaya devam etmek istiyorum. Daha önümde bence uzun yıllar var. Diğer yandan da, tabii ki Fatih Terim’in yardımcısı olmak beni çok gururlandırır. Eğer böyle bir şeye izin verirse, isterse, seve seve. Ama futbolu bıraktıktan sonra biraz dinlenmek ve tatil yapmak istiyorum. Sonrasında futbolun bir kısmında mutlaka yer alacağım, bu da antrenörlük olabilir tabii ki. Kafamda hâlâ bir soru işareti var. Antrenörlük mü, kaleci antrenörlüğü mü? Kaleci antrenörü olmaya karar verirsem de bu beni çok mutlu eder."

‘Galatasaray’ı dünya tanıyor’

İtalya’dan geldiğinde Galatasaray’ı tanıyıp tanımadığı sorulan Muslera, “Galatasaray sadece Avrupa’da değil, tüm dünya tarafından tanınan ve bilinen bir takım, yaptıklarıyla, başarısıyla... Buraya gelince de zaten bunları fazlasıyla görme şansım oldu” dedi.

‘Seri’nin çok büyük payı var'

Muslera, takımın oyun sistemiyle ilgili olarak, “İlk oyun kurulumunda Lemina bana çok yardımcı oluyor çünkü hemen stoperlerin arasına geliyor topu almaya. Diğer taraftan Seri’yi de unutmamak lazım. Lemina teknik olarak iyi çıkartıyor ama topun 3. bölgeye taşınmasında Seri’nin çok büyük bir payı var” diye konuştu.

‘O frikikte mutlu oldum'

Kadıköy’deki 20 yıllık hasreti bitiren maçta Mehmet Ekici’nin frikiğini kurtardığı anı değerlendiren 34 yaşındaki kaleci, “Çok mutlu oldum ama kısa bir mutluluktu. O an takımıma ya rdımcı oldum, önemli bir kurtarıştı ama ondan sonra kornere çıktı, tekrar konsantre olmam gerekiyordu. Bu nedenle kısa bir mutluluk olabildi benim için” dedi.

Muslera ile kısa kısa

Ronaldo mu Messi mi?

■ Bence Suarez (gülüyor)... Bence ikisi de bu dünyadan değil, farklı bir gezegenden, ikisini de söyleyebiliriz ama Suarez.

Penaltı atmak mı kurtarmak mı?

■ Bence penaltı atmak, penaltı kurtarmaktan daha güzel. Bu nedenle penaltı atmayı tercih ederim.

Ligde en çok zorlayan forvet?

■ Hem burada benimle oynarken hem de ona karşı oynarken, ikisinde de Burak Yılmaz’ın ismini söyleyebilirim.

Takımdaki en iyi dostun?

■ Hepsiyle anlaşıyorum ama Selçuk’un benim için yeri ayrı. Beraber çok mücadele ettik, çok önemli başarılara imza attık.

Kaleci olmanı kim istedi?

■ Annem daha çok baskı yaptı, kaleci olmamı çok istedi.

Çocukluğunda idolün kimdi?

■ Oscar Cordoba. Inter’de oynayan Uruguaylı kaleci Fabio Carini’yi de sayabiliriz ama asıl idolüm Cordoba’ydı.

Bırakmayı hiç düşündün mü?

■ Kesinlikle hayır. Hâlâ devam eden bir enerjim var, bu nedenle futbolu daha bırakmak istemiyorum.

Zamanı geriye alabilseydin?

■ Birincisi, 2010 Dünya Kupası’nda Hollanda’ya karşı, ikincisi de, 2018 Dünya Kupası’nda Fransa’ya karşı tekrar oynamak isterdim.

Eğerfutbolcu olmasaydın?

■ Okuldayken doktor olma hayalim vardı ama belki de iyi bir doktor olamayacaktım. Çok şükür ki futbolcu, kaleci oldum.

Peki kaleci olmasaydın?

■ Forvet oynuyordum. 11 yaşında kaleye geçtim. Kötü bir oyuncuydum ama kaleci olmasaydım ne olursa olsun forvet olmak isterdim.