MENÜ

"Hükümet'e küfür yasak da Volkan ve Emre'ye serbest mi?"

3 yıllık Fenerbahçe macerasına nokta koyan Dirk Kuyt, veda röportajının 2. bölümünde de çok konuşulacak açıklamalar yaptı. İşte bunlardan en çarpıcı olanı: Seyirciler mesela hükümet aleyhine kötü tezahürat veya küfür ettiklerinde federasyon tribünü hemen boşaltabiliyor. Peki 2 milli futbolcuya küfür edildiğinde aynı hassasiyet neden gösterilmiyor...

"Hükümet'e küfür yasak da Volkan ve Emre'ye serbest mi?"

Geldiği günden beri hep rahattı, ne düşünüyorsa o an aklından ne geçiyorsa hiç çekinmeden söyleyen bir karakterdi Dirk Kuyt. Onun için, “Volkan ile Emre’ye neden bu kadar çok küfür ediliyor, niye hep onlar tepki çekiyor” sorusuna verdiği sert yanıt hiç şaşırtmadı. Dirk, giderken bile geride kalanlara bizim deyimimizle sahip çıkıyordu: Bazı futbolcuları seversiniz, sevmezsiniz. Konu o değil. Volkan ve Emre, Fenerbahçe’nin önde gelen isimleri. Takımı etkilemek için belki bu bir sebep olabilir. Ancak benim anlamadığım konu şu; seyirciler mesela hükümet aleyhine kötü tezahürat veya küfür ettiklerinde federasyon tribünü hemen boşaltabiliyor. Ben bu işi anlamıyorum. Peki 2 milli futbolcuya küfür edildiğinde aynı hassasiyet neden gösterilmiyor. Neden federasyon buna göz yumuyor. Biraz empati yapsınlar. Herkesin annesi ve ailesi var. Yazık değil mi. Yurtdışında bu durumlarda o seyirci hemen apar topar tribünden alınıp men cezası veriliyor da, burada neden kanunlar uygulanmıyor!

-Mali kriz seni etkiledi mi, paranı zamanında alıyor muydun?

‘Fenerbahçe’de para sıkıntısı yoktu’

Ben geldiğimden beri paramı hep zamanında aldım. Hiç sıkıntı yaşamadım. Fenerbahçe’de çok kişinin sıkıntı yaşadığına da inanmıyorum. Herkese teşekkür etmek istiyorum. Sadece para konusu değil, tüm konularda bana inanılmaz destek verdiler, yardımcı oldular. Aileme olan ilgi, çocuklarımın okulu, her şey dört dörtlüktü. Adeta krallar gibiydim. Bu nedenle başta sayın başkan Aziz Yıldırım olmak üzere, herkese, yönetime, takım arkadaşlarıma, teknik heyete ve tabii ki de taraftarlara teşekkür ediyorum.

Yeni hoca ‘Cuma’nın önemini bilmeli

Açıkçası bakıyorsunuz, Fenerbahçe’nin başına geçecek yerli hoca sayısı çok az. Yabancı olduğunda da Türkiye’yi tanıyan, örf ve adetlerinizi iyi bilen biri olmalı. Burada daha önce çalışmış bir teknik direktör, hemen takıma faydalı olabilir. Ancak daha önce hiç gelmemiş bir hoca yine o zorlu süreci yaşayacaktır. Ben bunu yaşadım. Sizlerin kamp sürecinin değişikliği, Cuma gününün önemi gibi detaylar var. Bunları önceden bilmek lazım. Yani kısacası buraya gelen hocanın, Türkiye’yi, İstanbul’u iyi bilmesi gerekiyor. Daha önce bu konuda zorluk çekenlerin takımda kalma süresi hep az olmuştur.

-Son dönemde yaşadığın sakatlıklar çok konuşuldu..

‘Geçtiğimiz sezonlardaki katkıyı sağlayamadım’


Evet, baldırımdan sakatlandım ve uzun süre takımıma faydalı olamadım. Zaten son maçlarda da tam olarak 90 dakika forma giyemedim. Belki bu yüzden de geçtiğimiz sezonlardaki katkıyı sağlayamadım. Herkes bilir ki, ben karşılaşmaların sonunda yani son 15 dakikada takım arkadaşlarım yorulduğunda devreye giren birisiyim. Bu sezon son dönemde bu fırsatı bir türlü bulamadım.

-3 yılda kendini başarılı buluyor musun?

‘Sanki 3 yıldan fazla kaldım’


Tabii ki. Muhteşem bir camianın parçasıydım ve her şeyi yaşadım ve kazandım. Şampiyonluk, kupa ve belki de daha heyecan verici; Avrupa’da yarı final oynadık. Muhteşem seyircimize büyük mutluluklar yaşattık. Onlar da zaten bunu hak ediyordu. Ben burada 3 sezon futbol oynadım ama sanki daha uzun süre buradaymışım gibi geldi bana. Ve inanın bu ülkenin hem insanı hem de futbolu bana güç verdi. Şimdi her zamankinden daha güçlüyüm...

-En büyük sevincin, en büyük hayal kırıklığın?

‘Aykut Kocaman’ın gelişini unutamam’


İnanın ben burada sadece mutlu oldum. Harika insanlar, mükemmel bir ülke. Tabii ki Galatasaray’a gol atmak, kazanılan şampiyonluklar benim en büyük sevincim oldu. Bir de imza atmadan önce Aykut Kocaman’ın Hollanda’ya gelerek beni şahsen istemesine müthiş sevinip duygulanmıştım. Para pul konuşmadan imzayı attım çünkü bana değer verildiğini anlamıştım. Hoşuma gitti. Hayal kırıklığı ise tabii ki bu sezon. Silahlı saldırı ve kaybedilen şampiyonluk ve kupa. Ama geriye baktığımda genel olarak harika 3 yılım geçmiş bu güzel ülkede. Tekrar herkese teşekkür etmek istiyorum.

Yılın futbolcusu Sneijder

Sezonun futbolcusu kuşkusuz Sneijder. Bunu sadece attığı goller için söylemiyorum. Sneijder bu sezona adeta tek başına imza attı. Çok kritik maçlarda inanılmaz goller attı, en zor maçlarda öne çıktı ve takımı adeta sırtladı. Yaratıcı özelliği hiç bitmek bilmeyen inadı, kıvraklığı, uzaktan şutları, rakip defansı çözmesi onu büyük futbolcu kategorisine sokuyor. Sneijder sezonun en iyi futbolcusu olmayı hak ediyor. Kendisini tebrik ediyorum.



Sneijder’in yerinde olmak ister miydin?

Sneijder benim çok iyi arkadaşım. Uzun süredir beraber Hollanda Milli Takımı’nda forma giyiyoruz. Geldiğimizden beri o da goller atıyor, ben de. Ama itiraf etmeliyim ki, o bu sezon çok kritik puanlar kazandıran gollere imza attı. Takımına büyük katkı sağladı. Arena’daki maçta son 2 dakikada şanslı bir şekilde kazanmışlardı. Onu tebrik ettim. Ama Kadıköy’de mağlubiyet sonrası çok kızgındı, inanılmaz sinirlendi ve konuşamadık. Keşke onun bu sezon attığı golleri ben de takımıma kazandırmış olsaydım ve Fenerbahçe şampiyon olsaydı. Bunu çok isterdim.

3 hoca 3 yorum

Aykut Kocaman

Oyuncularını hiç ateşe atmadı.


Aykut Kocaman’ın müthiş tecrübesi vardı. Oyuncularını hep korudu. Onun bilgi ve birikimine hep saygı duydum. Ne olursa olsun, oyuncularını hiç ateşe atmadı. Ona büyük saygım vardı. Ayrılmasına çok üzüldüm.

Ersun Yanal

Müthiş disiplinliydi


Ersun Yanal’ın felsefesi çok değişikti. Onun döneminde en önemli özelliğimiz hız ve güçle rakiplerimizi altetmemiz oldu. Çok disiplinliydi. Bu sebepten de zaten şampiyon olduğumuzu düşünüyorum.

İsmail Kartal

Löw ve Hiddink’le konuşuyordu


İsmail Kartal önceki 2 teknik adamdan da edindiği tecrübelerle büyük işler yaptı aslında. Aykut ve Ersun hocanın karmasıydı. Ve en önemlisi, Löw ve Hiddink gibi ustalarla hep fikir alışverişinde bulundu ve bu bilgiler, öneriler ona her zaman fayda sağladı.



Taraftara son mesaj:

Tribünler dolarsa Kadıköy’den kimse çıkamaz


Fenerbahçe her zaman Türkiye’nin en büyüğü. Büyük gücü de camiadan ve seyirciden alıyor. En çok da tribündeki seyirciden. Şampiyon olduğumuz sezonlarda tribünler tıklım tıklım doluydu. Hatta bu sezon Beşiktaş karşısında (3-3) müthiş geri dönüşü seyircilerimizin inanılmaz baskısıyla elde ettik. Lütfen tribünler tekrar dolsun. Herkes takımını desteklemeye gelsin. Çünkü tribünler dolduğunda, Kadıköy’den kimse çıkamaz.

Mehmet Demircan / Tunç Kayacı

Haberin Devamı
YORUM YAZ