Haftanın filmlerini Abbas Bozkurt yazdı: Müslüm'den hayat dersleri

Çok ses getiren Kore Savaşı filmi ‘Ayla’nın yapımcısı Mustafa Uslu’nun projesi olan ‘Müslüm’, çekimlerine başlandığından bu yana sinema çevrelerinde bolca konuşuluyor.

Hollywood’da hayat hikayeleri ve biyografiler yaygın bir tür olsa da bizde böyle örneklere nadiren rastlıyoruz. Müslüm Gürses gibi kültleşmiş bir figürün yaşamına odaklanan ve deneyimli bir ekiple, sıkı bir teknik altyapıyla ortaya çıkarılan bu film dileriz benzer yapımların da yolunu açar.

‘Müslüm’, kendine has tarzıyla efsaneleşen müzisyenin yaşamının ilk yıllarından başlıyor işe. Onun Urfa’daki çocukluğunu, Adana’da bağlama ustası Limoncu Ali’yle yolunun kesişmesiyle hayata bakışının değişmesini, şöhret basamaklarını teker teker tırmanışını anlatıyor. Kendisi istese de istemese de, milyonların “Müslüm Baba”sı oluyor o; sesi yaşamın acımasızlığına karşı bir isyana dönüşüyor.

Filmde Müslüm Gürses’e Timuçin Esen hayat verirken, son günlerine kadar onun yanında olan Muhterem Nur’u ise Zerrin Tekindor canlandırıyor. Ancak filmin oyuncu kadrosu bununla sınırlı değil: Erkan Can, Ayça Bingöl, Erkan Kolçak Köstendil, Altan Erkekli, Güven Kıraç, Erkan Avcı gibi tanıdık yüzlerle dolu sağlam oyuncu kadrosu perdede yıldızlar geçidi sunuyor.

‘Müslüm’ün aylardır heyecanla beklenmesini sağlayan nedenlerin başında, senaryoda edebiyatımızın özgün seslerinden Hakan Günday’ın önemli payı olması yatıyor. ‘Kinyas ve Kayra’ gibi pek çok kült romana imza atan Günday, ‘Daha’ adlı sinema filmi ve ‘Şahsiyet’ adlı internet dizisiyle senaryo konusunda da rüştünü ispat etmişti. Müslüm Gürses’in kenar mahallelerde yaşayan, dünyadan umudunu kesmiş milyonlarca hayrana neden hitap ettiğini anlamak için, Günday gibi bir edebiyatçıyla çalışılması yerinde bir hamle olmuş.

Müslüm Gürses’in sesini, şarkılarını sevip sevmemeniz fark etmez, bu film sinema gündemini uzun süre meşgul edecek gibi duruyor.

Müze

Meksika, sinema konusunda her daim yeni cevherler çıkarmasını bilen ülkelerin başında gelir. Birkaç yıl önce ‘Güeros’ adlı filmiyle ismini herkese ezberleten genç yönetmen Alonso Ruizpalacios bu kez sıradışı bir soygun filmi çekmiş. Başrolde Gael García Bernal olunca film tüm dünyada tahmin edilenden fazla ilgi gördü.

1985’te Meksika’da yaşanan bir soygun vakasından esinlenen ‘Müze’ kusursuz zekaya sahip soyguncuların olduğu bir gerilim değil.

Çaldıklarıyla ne yapacağını bile bilmeyen iki beceriksiz öğrenciyle Ulusal Antropoloji Müzesi’nin içine dalan film, beklenmedik şekilde eğlenceli bir öykü anlatıyor. Görüyoruz ki, iki acemi bile tarihe geçecek bir plana imza atabiliyor!