MENÜ

"Günündeyse Burak'ı kimse durduramaz"

Trabzonspor'un yıldız futbolcusu Gustavo Colman, kulüp dergisine önemli açıklamalarda bulundu.

"Günündeyse Burak'ı kimse durduramaz"

Trabzonspor'un başarılı futbolcularından Colman, ligde bulundukları konuma gökten zembille inmediklerini belirterek, "Bu takım sürekli olarak yavaş yavaş da olsa bir gelişim gösterdi ve buralara kadar geldi. O yüzden bu benim için şaşırtıcı bir performans değil" dedi. Colman, şampiyonluk için adak adadığını da ifade ederek, "Eğer şampiyon olursak ülkeme gittiğim zaman, önemli kiliselerinden birine 5-6 saatlik yolu yürüyerek gideceğim. Bu şekilde bir adak adadım" dedi. Bu arada, bordo mavililerin Gineli yıldızı Yattara'da bordo mavili ekipten ayrılıyor. Yattara'nın Suudi Arabistan'ın Al Shabab takımı ile anlaştığı öğrenildi.

Trabzonspor'un Arjantinli orta saha oyuncusu Gustavo Colman, kulüp dergisine açıklamalarda bulundu. Colman, Trabzonspor'da üçüncü sezonunu geride bıraktığını belirterek, "Dönüp baktığımda bu kadar zamanın geçtiğine inanamıyorum. Zaman çok hızlı ilerledi. Aynı zamanda benim gelişimim de çok hızlı oldu. Çocuklarım burada büyüyor, ailem burada. Ben ve ailem Trabzon'da olmaktan dolayı çok memnunuz. Çünkü çok hareketli bir yaşam sürmüyoruz. Sakinliği tercih eden insanlarız. Bu şehir bize çok uygun. Lakap meselesine gelirsek bana takılan 'Komando' lakabı çok hoşuma gidiyor" diye konuştu.

"MEVCUT KADRO 2 – 3 YILLIK BİR ÇALIŞMANIN ESERİ"
Mevcut kadronun 2 – 3 yıllık bir çalışmanın eseri olduğunu da belirten Colman, "Bu süreç sonunda takım içerisinde birbirini çok iyi tanıyan, birbiriyle çok iyi anlaşan oyuncular ortaya çıktı. Selçuk'la benim birlikteliğim de böyle. Takım birlikteliği, bütünlüğüyle bunu yakaladık. Takım artık öyle bir hale geldi ki, parçalar birbirini hem o çok iyi tanıyor hem de tamamlıyor. Herkes arkadaşının hangi noktalarda yardıma ihtiyacı olduğunu çok iyi biliyor ve bu bütünlükle başarılı işler ortaya çıkarıyor" dedi.

"SELÇUK BENİM EN ÖNEMLİ YOLDAŞIM"
Selçuk İnan'dan da övgüyle bahseden Colman, şunları söyledi: " Arkadaşlarım, Avrupa'nın herhangi bir takımında çok rahatlıkla, hiç zorluk çekmeden oynayabileceğini söylüyorlar. Zaten Türk milli takımına girmesi de bunun en büyük göstergesi. Benimle oynamasına gelince; sahadaki en büyük yardımcım diyebilirim. Her zaman en yakınımda olan, her zaman yardımıma ilk koşan ve buradaki en büyük partnerim, en önemli yoldaşım."

"GEÇEN SEZONDAN ÇOK FARKLI BİR YERDE OYNUYORUM"
Geçen sezona oranla daha defansif oynadığını da vurgulayan Colman, "Sayılara ve rakamlara bakarsan böyle bir sonuca varabilirsin. Çünkü geçen sezonu yanılmıyorsam 11 golle tamamlamıştım. Şimdi birçoğu ister istemez bu sayıya bakıp formsuz olduğum yorumunu yapıyorlar. Bu sezon çok farklı bir yerde ve farklı bir şekilde oynuyorum. Hepsinden önemlisi çok farklı bir görev üstleniyorum. Daha çok defansif bir görev bu. Dolayısıyla ileriye çokta çıkma şansım olmuyor ya da çıktığım pozisyonlarda ancak golün hazırlayıcısı olabiliyorum. Bunu bir form düşüklüğü olarak nitelendirmek bence pek hakkaniyetli olmaz" ifadelerini kullandı.

"DÜŞÜŞÜMÜZDE ZİHİNSEN YORGUNLUĞUN ETKİSİ VAR"
İkinci yarıdaki düşüşlerinde zihinsel yorgunluğun etkili olduğunu da ifade eden Colman, şöyle konuştu: "Çok iyi bir devre arası hazırlık kampı geçirdik ve dengeli bir programla çalışmalarımızı yürüttük. Ama işin içerisine zihinsel yorgunluk girmeye başladı. Çünkü liderken bir şeylere tekrar başlamak beraberinde bir yorgunluğu getiriyor. Bunun sonucunda bir bocalama dönemi yaşadık ama ondan sonra ki döneme bakarsanız takım yeniden kendini bulmaya başladı. Devre arasında yapılan çalışmaların meyvelerini teker teker toplamaya başladık. Ben kişisel olarak bunu rahatlıkla hissedebiliyorum. Koşarken, mücadele ederken, hiçbir zorluk yaşamıyorum" diye konuştu.

"BURAK GÜNÜNDEYSE ONU DURDURMAK İMKANSIZ"
Colman, "Jaja, Yattara, Alanzinho, Umut ve Burak çok kaliteli oyuncular ve onlarla oynamak da keyif verici. Ayrıca diğer takım arkadaşlarım da takıma büyük katkı sağlıyorlar. Özellikle Burak'la ilgili ayrı bir şeyler söylemek istiyorum. Burak gününde, gücü kuvveti yerinde olduğu zaman durdurulması imkansız bir oyuncu oluyor. Aramıza katıldığı günle şimdiki form grafiği arasında kişisel olarak bir karşılaştırma yaptığımda açıkçası gözlerime inanamıyorum. Çünkü hem müthiş bir güç, hem de müthiş bir güven kazandı. Ayrıca yaptıklarıyla bizi sırtladı ve taşımaya devam ediyor" dedi.

"ZİHİNSEL YORGUNLUK DÜŞÜŞÜMÜZDE ROL OYNADI"
Colman, iç sahada baskı altında kalmadıklarını vurgulayarak, "Bir çok kişi bizi burada baskı altında kaldığımızı, bundan dolayı da zorluk yaşadığımızı düşünüyor ama buna katılmıyorum. Bana göre bu şehrin ve bu stadın geçmişi buraya gelen takımların üzerinde çok ciddi bir baskı oluşturuyor. Bursaspor'u ele alalım, bu ligin son şampiyonu. Buraya geliyor ve kendini kapanmak zorunda hissediyor. Bütün takımlar bunu yapıyorlar. Dolayısıyla bu bizden çok rakip takımın işini zorlaştırıyor. Ben açıkçası kişisel olarak geldiğim günden beri bu stada çıktığımda kendimi hiç böyle bir baskı ya da stres altında hissetmedim" diye konuştu.

"TRABZONSPOR TARAFTARLARI ARI GİBİ HER YERDE"
Arjantinliler ile Türklerin benzediğini de ifade eden Colman, şöyle konuştu: "Trabzon çok sakin gibi görünen ama o sakinliğinin altında çok büyük bir yoğunluk, çok büyük bir heyecan ve hissiyat taşıyan bir yer ve buranın insanları da bu şehir gibiler. Çok sakin gibi görünüyor ama duygu yoğunluklarını çok şiddetli bir şekilde yaşıyorlar. Bu özelliklerinden dolayı benim için çok uygun bir yer. Çünkü ben de kendimi öyle görünüyorum ama bazı şeyleri çok çok yoğun yaşıyorum, sanılandan da yoğun yaşıyorum. Bir de biz Arjantinliler olarak Türklere zaten benziyoruz, futbol bazında da böyle. Biz de çok fanatiğiz ama beni burada en çok şaşırtan taraftarlar oldu. Arjantin'de ne olursa olsun bir takımın taraftarının deplasman maçına gitmesi, hele ki orada tribün egemenliğini ele geçirmesi çok zor, hatta imkansız bir şey. Ama burada bunun tam tersini gördüm. Gittiğimiz her yerde taraftarımız bizimle birlikte. Hatta bazı statlarda ev sahibi gibi oynuyoruz. Yurt dışına çıkıyoruz ama manzara değişmiyor. Ben bu yüzden Trabzonspor taraftarlarını her zaman arılara benzetiyorum, bunu her seferinde söylüyorum" dedi.

"SABAH KALKTIĞIMDA SADECE AKLIMDA ŞAMPİYONLUK OLUYOR"
Colman, şu anda bir gelecek planı yapmadığını da belirterek, "Hayatımda bugünün yoğunluğu çok arttı ve açıkçası böyle bir soruya da cevap vermekte zorlanıyorum. Çünkü ligin bitmesine çok az bir zaman kaldı ve 27 seneden beri yapılamamış bir şeyin peşindeyiz. Ben sabah evde kalktığım zaman önce pencereden denize doğru bakıyorum ve güne sürekli olarak bunu düşünerek başlıyorum ve kulübe de bu düşünceyle geliyorum. O yüzden şuan da bir gelecek planı yapamıyorum" şeklinde konuştu.

"BU KONUMA GÖKTEN ZEMBİLLE İNMEDİK"
Colman, sezon başında şu anda bulundukları konuma planlayarak geldiklerini ifade ederek, "Bunu tahmin edebiliyordum çünkü bu takım buraya gökten zembille inmedi. Transfer olduğum sezon oluşturulan kadro ilk sezonunda aslında şampiyonluğa çok yaklaşabilecek fırsatı yakalamıştı ama iç sahada kaybettiğimiz o iki maç bizim o şansımızı elimizden almıştı. Bu takım sürekli olarak yavaş yavaş da olsa bir gelişim gösterdi ve buralara kadar geldi. O yüzden bu benim için şaşırtıcı bir performans değil" dedi.

"ŞAMPİYON OLURSAK KİLİSEYE 6 SAATLİK YOLU YÜRÜYEREK GİDECEĞİM"
Şampiyonluk için bir adak adadığını da vurgulayan Colman, şöyle devam etti: "Dua değil ama bu sezon için bir adakta bulundum. Aslında söylenmez derler ama ben bunu söylemekte bir sakınca görmüyorum. Eğer şampiyon olursak ülkeme gittiğim zaman kutsal bir kilise var. Ülkenin önemli kiliselerinden biri. Oraya 5-6 saatlik bir yolu yürüyerek gitmek zorundayım. Bu şekilde bir adak adadım."

"MAESTRO ÖVGÜSÜNÜ BURAK HAK EDİYOR"
Sahada kendisine verilen görevi en iyi şekilde yapmaya çalıştığını da belirten Colman, röportajı şöyle tamamladı: "Ben de diğer oyuncular gibi bana verilen görevi en iyi şekilde sahada yerine getirmeye çalışıyorum. Ben açıkçası kendime maestro sıfatını yakıştırmazdım. Ben, elimden geleni yapan, terinin son damlasına kadar akıtmaya çalışan bir oyuncuyum. Bence Burak gibi, Jaja gibi oyucular böyle yakıştırmaları hak ediyorlar. Çünkü onlar bir maçın gidişatını, kaderini değiştirme potansiyeline gerçekten sahipler. Ben de elimden geldiği kadar bu tipteki oyunculara yardımcı olmaya çalışıyorum.

Haberin Devamı
YORUM YAZ