4 maçı alırsa, şampiyon olur
Anadolu'nun nabzını tutan usta yazarımız Hamit Turhan, Aslan'ın fikstürünü yorumladı: Önümüzdeki 4 hafta Galatasaray'ın kaderini büyük ölçüde belirleyecek gibi gözüküyor. Eskişehir ve Trabzon deplasmanları ile içerideki Ankaragücü ve Fenerbahçe maçlarından alınacak 12 puan Galatasaray'ın önünü açacaktır

Kasımpaşa maçında oynanan futbol ve alınan farklı galibiyetin ardından Galatasaray camiasında şimdiden şampiyonluk türküleri söylenmeye başlanırken, medya da, gerek futbolcuların, gerekse Sarı-Kırmızılı takıma gönül verenlerin gururunu okşayacak, ayaklarını yerden kesecek abartılı övgülerle sürece katkıda bulundu. Oysa gerçek bu mu? Fotoğrafa yakından bakmakta fayda var:
Yıldızlar da döndüğünde...
Hiç kuşkusuz, Galatasaray’ın en yakın takipçisi Bursaspor’a 4, ezeli rakiplerinden Fenerbahçe’ye 5, Beşiktaş’a ise 8 puan fark atması önemli bir avantaj (Bursa ve Beşiktaş’ın 1 maçlarının eksik olduğunu unutmayalım). Son maçta sergilenen performansın sezon başını anımsatması, bu pozitif futbolun daha da artacağı beklentisi, Baros, Kewell ve Elano gibi yıldızların önümüzdeki haftalarda tekrar formalarına kavuşacak olması, Dos Santos ile Jo’nun her geçen gün takıma biraz daha adaptasyon sağlamaları Galatasaray’ı rakiplerinin bir adım önüne geçiren diğer faktörler. Bütün bunlara tek kulvarda yarışılacak olmasını ve Florya ile Ali Sami Yen’de yeniden hayata geçtiği gözlenen şampiyonluk sinerjisini eklersek gerçekten de Galatasaray ipi göğüslemeye daha yakın gözüküyor.
Deplasman sıkıntı olabilir
Gelgelelim, hiçbir maçın oynanmadan kazanılmayacağı gerçeğiyle, ligin bitimine oldukça uzun sayılabilecek bir 11 hafta daha kalması, köprülerin altından daha çok sular akabileceği ihtimalinin her daim varlığını sürdürmesi, Galatasaray’ın ayaklarını yere sağlam basmasını gerektirecek yeterli nedenlerdir. Ancak benim dikkat çekmek istediğim bazı noktaları da yok değil hani! Mesela: Bundan sonraki haftalarda hiçbir takımın Kasımpaşa gibi pozitif futbol oynamayacağı gerçeği. Kümede kalma ya da şampiyonluk hesapları yapacak takımların daha sert, daha agresif oynayacakları sır değil. Burada bir parantez de Galatasaray’ın kadro yapısı için açmak gerekiyor: Cim Bom’un, Türkiye’nin en iyi forvetlerine sahip olduğu tartışma götürmez. Ancak bunun takım olmak için yeterli olmadığını geçtiğimiz haftalarda gördük. Arda dışındaki mevcut hücumcuların pres yetersizliği sıkıntı yaratırken, orta alan ile savunmanın da hücuma pek fazla katkı yapamaması, skor için bütün yükü forvet hattına bindiriyor. Fikstüre bakıldığında Galatasaray 6 deplasmanla en fazla dış saha maçı oynayacak takım. Ve deplasman karnesi pek iç açıcı değil. Şu ana kadar deplasmanda 11 maç oynayan Galatasaray, 6 galibiyet, 2 beraberlik, 3 mağlubiyet ve 18 puanla 5. sırada. Attığı gole (18) yakın da kalesinde gol (15) görmüş. Şampiyonluk için bu değerleri mutlak surette yükseltmeli.
Yeter ki kongre vurmasın!
Bir diğer handikap da şampiyonluk yarışındaki rakiplerinin hepsinin Ankaraspor’la maçları olduğu için Galatasaray’dan bir eksik maç oynayacak olması. Bu da, bugünkü puan cetveline tümü için 3’er puan daha eklenmesi demek!
Son olarak şunu belirtmekte fayda var: Önümüzdeki 4 hafta Galatasaray’ın kaderini büyük ölçüde belirleyecek gibi gözüküyor. Eskişehir ve Trabzon deplasmanları ile içerideki Ankaragücü ve Fenerbahçe maçlarından alınacak 12 puan Galatasaray’ın önünü açacaktır. Böylesi bir serinin takıma katacağı moral değerleri ve şampiyonluk sezonlarındaki son düzlük performansını da hesaba katarsak, Galatasaray’ın ipi göğüslememesi için hiçbir neden yok. Bir ihtimal dışında: Yeter ki kongre sürecinde içeriden vurulmasın!
Hamit Turhan