MENÜ

Formula 1 Monaco GP'sine hazırlık

Dar yolları ve virajları, mağazaların önündeki metal korkulukları, tüneli, kısacık turu ve şaşalı çehresiyle, tüm dünyadaki motor sporları organizasyonunun en özel üç vitrininden biri olan Monaco, en çok yere basma kuvveti isteyen pist. Takımlar, tüm sezon boyunca sadece Monaco’ya ve Monza’ya özel arka kanatlar ve diğer kanat elemanlarıyla yarışırlar.

Formula 1 Monaco GP'sine hazırlık

Monaco; dar yolları ve virajları, mağazaların önündeki metal korkulukları, tüneli, kısacık turu ve şaşalı çehresiyle, tüm dünyadaki motor sporları organizasyonunun en özel üç vitrininden biridir.

Haberin Devamı

Bunu bilen takımlar da bu piste özel pazarlama çalışmalarıyla ortaya çıkarlar. 2004 sezonunda Jaguar takımı, “Ocean’s 12” filminin reklamını yapmak amacıyla, her iki arabasının da burnuna elmas monte etmişti. Bir kaza sırasında Christian Klien’in arabasındaki 300.000 dolar değerindeki elmasın düşerek kaybolması oldukça konuşulmuştu.

Bu sene de McLaren takımı, eski efsanevi, Gulf Oil firmasının “livery”si ile piste çıkarak dikkat çekmek istiyor. Araba çok güzel görünüyor bu arada.

Günümüzdeki Formula 1 arabalarının geniş olmaları nedeniyle geçiş yapmak oldukça zor, hatta neredeyse olanaksız. Geçişin zor olması ve uzun konvoylar nedeniyle pek çok izleyici bu pisti sevmez, özellikle yarışlarda devamlı heyecan isteyen gençler.

Haberin Devamı

Ama bu pistteki yarışlarda devamlı tetikte olmak gerekir. Çünkü bu pistte en küçük bir hata cezalandırılır. En küçük bir temasta veya kazada piste giren güvenlik aracı veya çiseleyen yağmur, bir anda yarışın gidişatını değiştirir.

Pistin Karakteristiği

Monaco, sadece 3.337 metre ile sezonun en kısa pisti. Kısa pistleri sevmediğimi önceden de söylemiştim. Çünkü devamlı tur bindirmelerin gerçekleşmesi yarışın gidişatına etki ediyor. Ama Monaco kısa olmasına rağmen, özel bir pist olduğu için yeri ayrı.

Pist kısa olduğu için toplam 78 tur yapılacak. Toplam yarış mesafesi 261 kilometre. Normalde yarışların 305-310 kilometre arasında olduğunu düşünürsek, toplam yarış mesafesi de diğer tüm yarışlardan kısa. Bunun nedenlerinden biri de pistin yorucu olması. Pist kısa olmasına rağmen 19 tane viraj var ve tur içinde toplam 60-65 kere vites değiştiriliyor. Pistin darlığı da azami dikkat gerektirdiği için pilotlar aşırı yoruluyor. (Eskiden bu pistteki yarışların 500 km sürdüğünü düşünürsek, eski dönem pilotlarının ne kadar zorlandıklarını anlayabiliriz.)

Sezonun en dar, en yavaş ve en zor virajları bu pistte. 19 tane virajın 8 tanesi sol, 11 tanesi sağ viraj. Bu virajlarda pilotaj tekniğinden ziyade pilotun dikkati önem kazanıyor. Özellikle trafiğe açık zamanda Loews virajında ve tünelde araba kullandığınızda, Formula 1 arabalarının ulaştığı hızları anlamak daha da zor oluyor. (Gerçi Monaco caddelerinde genellikle trafik yoğun olduğu için hız yapmak zaten imkansıza yakın.)

Haberin Devamı

Tam gaz gitme oranı %54. Tüm sezon boyunca motor gücünün yarışa en az etki ettiği pist. Buna karşılık süspansiyonların en önemli olduğu yer Monaco. Yavaş virajlarda yolu iyi kavrayan ön lastikler, yavaş virajların çıkışındaysa iyi çekiş sağlayan arka lastikler çok önemli. Şehir pisti olması nedeniyle asfalt pürüzsüz (kaygan) ve dalgalı. Günlük trafikte yıpranan asfalt yarış arabalarının yol tutuşunu da olumsuz etkiliyor. Bu nedenle Pirelli geleneksel olarak bu piste en yumuşak lastikleri getirir. Bu hafta sonunun lastikleri C3, C4 ve C5.

Sadece bir tane DRS bölgesi var, o da start düzlüğünde. Normalde DRS’nin geçişi kolaylaştırmasını beklemeliyiz ama burada pek etkisi olduğunu söyleyemeyeceğim. DRS açık veya kapalı, geçiş yapmak imkansıza yakın.

Pit yapmak ayrı dert. Pit yolu çok uzun olmamasına rağmen çok dar. Güvenlik nedeniyle tüm sezonun en düşük pit hızı bu pistte: 60 km/sa. Bu durum pit stop sırasında pit’te geçirilen süreyi de uzatıyor. İdeal bir lastik değişiminde, pit’te geçirilen sürenin 23 saniye civarında olmasını bekleyebiliriz. Pit’te kaybedilen süre uzun olduğu için tek pit stratejisi geçerli olacaktır.

Haberin Devamı

Burada, geçen yarışlarda olduğu gibi pist sınırı tartışmalarına gerek yok. Olması gerekenden 2-3 cm açılan pilotlar kendini bariyerlerde buluyor.

Lastikler

Pirelli, her sene olduğu gibi bu sene de en yumuşak lastikleri getirdi. Yol tutuşun belki de en önemli olduğu pist olması nedeniyle lastikleri ısıtmak her zamankinden önemli. Bu hafta sonu yağmur beklenmiyor. Ama hava sıcaklıklarının 20 derecenin altında olması öngörülüyor.

Bu nedenle lastikleri ısıtmak zor olacak. Topaklanma (graining) sorunu, pilotların sıkça karşısına çıkacaktır. Topaklanma olduğunda lastiklerin yüzeyi portakal kabuğu gibi dalgalı olur. Bu durum lastiğin zeminle temas yüzeyini ve dolayısıyla da yol tutuşu azaltır. Sürpriz kazalar ve sonuçlar görebiliriz.

Haberin Devamı

Arabaların Ayarları

Monaco, sezonun en çok yere basma kuvveti isteyen pisti. Takımlar, tüm sezon boyunca sadece Monaco’ya ve Monza’ya özel arka kanatlar ve diğer kanat elemanlarıyla yarışırlar. Monza’da arka kanatlar ekstra küçükken, Monaco’da ekstra büyük olur.

Daha büyük arka kanatlara ek olarak daha büyük “T kanatlar” ve “burun üzeri kanatlar” görebiliriz. Ön kanatların da daha dik açılı olarak ayarlandıklarına şahit olacağız. Büyük kanatlar sayesinde arabaların hem viraj hızları artacak hem de lastik ısıtmaları kolaylaşacaktır.

Pistin dalgalı olması nedeniyle süspansiyonların yüksek ve yumuşak ayarlanmalarını bekliyorum. Yumuşak süspansiyonlar özellikle arka lastiklerdeki çekiş için önemlidir.

Takımların bu piste özel olarak direksiyon sistemini elden geçirmeleri gerekiyor. Dar virajları alabilmek için direksiyonlara “tur ayarı” yapmak da gerekiyor. Ayrıca son hız neredeyse hiç önemi olmadığı için motor haritalaması bu piste özel olarak ayarlanır. Motor, daha düşük devirlerde daha çabuk devirlenecek şekilde haritalanır.

Motor haritalamasıyla birlikte vites oranları, diferansiyel dişlilerinin boyutları da değiştirilir. Aktarma organlarının değiştirilmesindeki amaç, dar virajlardan çıkışlarda, arabanın arka tekerleklerinin mümkün olan en az patinajda kalmasını sağlamaktır.

Uzun lafın kısası, tamamen kendine özgü ayarları ve dinamikleri olan bir yarış.

Favoriler

Red Bull mutlak favori. Geçen yarışlarda da favori dediğimi ve kazanamadıklarını biliyorum. Ama kazanamamalarında sıralamalarda ve yarışlarda yaptıkları taktik hatalar etkili oldu. Araba, yarış kazanacak hızda.

Özellikle sıralamalarda lastikleri daha hızlı ısıtmaları nedeniyle favori olduklarını düşünüyorum. Çünkü sıralamalar bu pistte, diğer tüm pistlerden daha önemli.

Mercedes ikinci takım olmak için mücadele edecek. Çünkü Mercedes, lastiklerini Red Bull’dan geç ısıtıyor. Ama tek olumsuzluk bu da değil. Mercedes, Aston Martin ile birlikte en uzun dingil mesafesine sahip araba. Bu kadar çok sayıda dar virajın olduğu pistte, “uzun araba” dezavantaj teşkil edecektir.

İlk iki takım dışındaki görüntü büyük sürprizlere gebe. Monaco, motor gücüne daha az bağlı bir pist olduğu için motor gücü açısından sıkıntı yaşayan, ama aerodinamik anlamda iyi olan takımlar öne çıkacaktır.

İlk sürpriz adayım Leclerc ve Ferrari. İki nedenle: İlk neden Ferrari’nin aerodinamik anlamda iyi bir araba olması. İkinci neden Leclerc’in inanılmaz bir tek tur yeteneğinin olması. Genç yıldız, tek turda arabasının suyunu çıkarıyor.

McLaren, bu yarışta Ferrari’nin biraz gerisinde kalabilir. Çünkü motor gücünden gelen avantajını burada kullanamayacak. Elbette iyi güncellemeler getirirlerse işler değişebilir.

Diğer sürpriz adayım Alpine. Alpine takımının Ferrari-McLaren ikilisine yakın olmasını bekliyorum. Bunun nedeni Ferrari ile benzer. Alpine’in motoru zayıf ama kendisi aerodinamik olarak iyi bir araba. Ayrıca bir önceki yarış olan İspanya GP’sinde, yavaş geçilen son şikandaki dereceleri bu pist için de umut veriyor. İyi bir süspansiyon geometrisine sahipler.

Alpha Tauri ve Alfa Romeo biraz daha dalgalı performans gösteren iki takım. Bu nedenle nerede olacaklarını kestirmek zor.

Aston Martin’in Monaco’da, eğer arabayla ilgili mucizevi bir güncelleme getirmeyeceklerse, sekizinci güç olmasını bekleyebiliriz. Araba hem uzun hem lastiklerini çalıştıramıyor hem de arka tarafta dengesiz.

Son iki sırada Williams ve Haas olacaktır. Fakat burada Russell’a bir parantez açmak isterim. Russell, aynı Leclerc gibi inanılmaz bir tek tur yeteneğine sahip. Arabasını düzenli olarak aşıyor ve Q2’ye çıkarmayı başarıyor. Burada Q3 yapabilir mi? Neden olmasın?

Hafta sonuna ısınmak amacıyla yazdığım hazırlık yazısını şimdilik burada kesiyorum. İlginç gelişmeler olduğu takdirde yine Fanatik’te sizlerin dikkatini çekecek konuları yazacağım.

Fırat KESKİN

YORUM YAZ