MENÜ

Fatih Çintımar: Kılavuzumuz Sergei Bubka!

Atletizm Federasyonu Başkanı Fatih Çintımar, Rio 2016 sonrası ilk röportajını FANATİK’e verdi ve ilginç açıklamalar yaptı.

Fatih Çintımar: Kılavuzumuz Sergei Bubka!

Başkent Ankara’ya yaptığım çıkarmada ikinci durağım Atletizm Federasyonu’ydu. Rio 2016 öncesi ve sonrası en fazla konuşulan branşlardan birinin atletizm olması hasebiyle Atletizm Federasyon Başkanı Fatih Çintımar’a kayıt cihazımı uzatmak istedim. Bir öğle vakti federasyonun Ulus’taki ofisinde buluştuk. Yoğun bir iş temposunun arasında yaklaşık bir buçuk saat sohbet edebilme fırsatı bulduk. Tek aday olarak girdiği seçimden yeni çıkmış, yeni bir ekip ve yeni bir heyecanla işe koyulmuştu. Hedefinde 2020 ve 2024 Olimpiyat Oyunları vardı. 2017/2024 master planını hazırladıklarını, dört ve sekiz yıl sonraki Oyunlarda mücadele verecek sporcuları şimdiden tespit edip hazırlayacaklarını dile getirdi.

Oyunlardan söz açılmışken, konuyu hemen Rio’ya getirdim ve öncesinde, sonrasında atletizmin çok konuşulduğunu, özellikle devşirme atletlerle Rio’da alınan sonuçlar üzerine basında ve kamuoyunda çok spekülasyon yapıldığını, Sportif Değerlendirme Kurulu’ndan da Atletizm Federasyonu’nun geçer not alamadığını hatırlattım kendisine... Ve sordum:

“Devşirme atlet konusuna nasıl bakıyorsunuz, Rio’da kendinizi başarılı buluyor musunuz?”

Yanıtı ilginç oldu: “Hakkımızda algı yönetimi yapılıyor. Devşirme atletlerimiz konusunda algı yönetimi yapılıyor. Bu algı yönetimini de Mehmet Terzi’nin ipini çekenler yapıyor! Bu konu üzerinden bana vurmaları çok saçma. Şu anda Türkiye’deki devşirme atletlerin tamamı benden önce geldi. Milli olmak için de bu sporcular dört yıl bekliyor. Bu sporcularımızı federasyon değil, kulüpler getiriyor ve liglerde yarıştırıyorlar. Başarılı olan da Milli Takım’a giriyor. Ama bana kalırsa devşirme atlet modeli devam etmemeli, yerine öz kaynak modelini koymalıyız. Şu anki çalışmalarımız da zaten bu yönde. 2017/2024 master planını devreye sokuyoruz. Dört ve sekiz yıl sonraki Oyunlarda yarışacak sporcuları şimdiden hazırlayacağız. Devşirme atletlere takılmak yerine 2008’de, 2012’de yarışan Türk sporculara ne oldu sorusunun cevabını aramalıyız. Mesela; Merve Aydın, Nagehan Karedere! Rio’da başarılı olmadığımız konusuna gelince... Size belgelerle konuşayım (Tüm Olimpiyat Oyunları’nın sonuçlarını gösteren kataloğu açıyor!) Katılım dersen, tarihin en fazla katılımı (33 sporcu) puan dersen tarihin en fazla puanı (12 puan), sıralama dersen tarihin en iyi sıralaması (31’inci). Şimdi bu mu başarısızlık! İnsanlar 33 sporcuyla katılıp bir bronz madalya almamıza takılıyor ama koştuğumuz finallerden, topladığımız puanlardan kimse bahsetmiyor. Bu konuda da maalesef aleyhimize algı yönetimi yapılıyor. Tabi, bizde de eksik var, bütün bunları Rio’dan sonra anlatamadık!”

Master plan deyince konuyu biraz açmasını istedim, Başkan Çintımar’dan... Çünkü gelişmiş ülkeler de olimpiyatlara yıllar öncesinden sporcu hazırlıyor. Sayın Çintımar da devam etti:

15 yabancı antrenör görev yapacak

“Yeniden yapılanmaya gidiyoruz. Bu konuda bize efsane sırıkçı ve şu anda Ukrayna Olimpiyat Komitesi Başkanı olan Sergei Bubka yön veriyor. Sayın Bubka bize fahri danışmanlık yapıyor. Onun önerileri doğrultusunda hareket ediyoruz. Bölge koordinatörlükleri getiriyoruz. Türkiye’yi 15 bölgeye ayıracağız. Her bölgede tam zamanlı çalışacak antrenörler istihdam edeceğiz. Yerli antrenörlerimizi yetiştirecek Bulgaristan, Ukrayna, Romanya, Almanya ve Polonya gibi ülkelerden 15 de yabancı antrenör olacak. Şu anda 10’unu istihdam etmiş durumdayız. Bütün bölgelerde taramalar yapılarak yetenekli çocukları bulacağız. Onların eğitim sorunlarını da çözecek bir model üzerinde çalışıyoruz. Bölgeleri branşlara göre ayırmayacağız, her bölgeden her branşın sporcusu çıkacak. Böylece çocukları ailelerinden ve yurtlarından da koparmayacağız. Bu çocuklarımız bölgelerindeki olimpik spor merkezlerinde kamp yapacak. 2020 ve 2024’ün sporcularını buralardan çıkaracağız.”

Doping nedeniyle sponsor bulamıyorduk

Rio ve devşirme sporcu konusundan bir başka netameli konuya geçtim: Doping! Ve sordum kendisine, “Nedir, dopingteki son durumumuz? Malum bir ara doping eşittir atletizm şeklinde bir algı vardı!”

“Bu algıyı kırmak iki yılımızı aldı!” diye söze başladı ve şöyle sürdürdü: “Bizim danışmanlığımızı yapan Prof. Emin Ergen önderliğinde sıfır tölerans politikasıyla yola çıktık. Çok sıkı denetimler yaptık. Sporcuları, antrenörleri ve hatta sporcu ailelerini toplayarak TMOK Doping Komisyonu Başkanı Rüştü Güner’e seminerler verdirdik. Bu konuda çocuk atletizmine kadar indik. Şu anda 2015/2016 sezonunda pozitif numune yok. Kural ihlali ve biyolojik pasaporttan üç dört sporcumuzda sıkıntı var. Bunlara da töleransımız yok. Kural ihlalini yapan cezasını alıyor. Biyolojik pasaport da biliyorsunuz uzun yıllar öncesine kadar giden bir prosedür. Bu çalışmalarımız sonucunda WADA’nın kara listesinden çıktık. WADA bizim takibimizi TADA’ya devretti. Dopingle ilgili süreci tamamen kapattık. Bu yüzden hiç bir sponsorun kapısını çalamıyorduk, şimdi çok şükür bitti!”
Doping soruşturması geçiren atletlerimizi sordum, Elvan, Gamze, Nevin gibi... O da şu bilgiyi verdi:
“Elvan bizden ceza aldı. WADA’daki mahkeme süreci devam ediyor. Şu anda antrenmanlarına devam ediyor, Mart’ta dönecek. Gamze Bulut’un da süreci devam ediyor. O da biyolojik pasaporttan. Ceza alırsa madalyası elinden alınacak. Nevin Yanıt ise döndü.”

Ben klavye kabadayısı değilim!

Fatih Çintımar’a son olarak seçim sürecini, tek aday olarak seçime girmesinin kendisini rahatsız edip etmediğini, seçim öncesi sosyal medyada hakkında çıkan bazı eleştirileri sordum.
Cevabı ise sert oldu:

“Bana rakip olacaklar yeterli imzayı toplayamadığı için tek aday oldum. Ama keşke bu imza konusu olmasaydı. Aday olmak isteyen gelip olsaydı ve eteğindeki taşları kongrede dökseydi. Herkes çıkıp söylemek istediğini genel kurulda söyleseydi. Biz de cevabımızı orada, delegelerin önünde verseydik. Biz her türlü eleştiriye açığız. Ama bu eleştirilerin yeri genel kurul olmalıdır. Sosyal medya üzerinden bana atılan iftiralara aynı yöntemle cevap veremem. Biz klavye kabadayısı değiliz! Bize söylenmek istenen bir şey varsa, genel kurula gelinir ve yüzümüze söylenir, biz de cevabımızı veririz. Ben şeffaf biriyim. Bundan önceki 10 federasyon başkanımızla sık sık bir araya gelirim, onların eleştirilerini ve tavsiyelerini alırım, fikir alışverişinde bulunurum.”

Haberin Devamı
YORUM YAZ