Fanatik yazarlarının Schalke 04 - Galatasaray maçı yorumları
Reaksiyon sıkıntısı! (Mehmet Demirkol)
Muslera’nın zemin analizini iki maç üst üste yanlış yapmasını beklemezsiniz. Fenerbahçe maçındaki penaltıdaki ekstra kayışını bu kez daha ileri bir hata seviyesine çıkaracağı... Yenilecek gol değildi.
Halbuki Galatasaray denk bir oyun kurabildi. 3 pozisyon verdi. Belhanda’nın iyi oyununda ilk yarıda 2 net şans da yakaladı. Fernando’nun yokluğunda, set oyunu olmadan ve santrforsuz daha iyisi ne kadar mümkündü bilmiyorum. Hem de ilk maçtaki bariz Schalke üstünlüğü sonrası.
Peki bu sonuç nasıl oluştu? Onlar soğukkanlı bir şekilde atak bitirdiler. Onyekuru, Rodrigues ve Sinan ise acele edip acemilik yaptılar. Vuruş ve topla buluşma tercihleri çok kötüydü.
İki takım arasında açık bir oyun temposu ve alan kullanımı farkı var. Bu gerçek. Ancak bunun altından kalkılabilecek şanslar geldi.
Asıl önemli olan 2-0’dan sonra neredeyse hiç reaksiyon verilememesiydi. Açık söyleyeyim Lokomotiv maçından sonra Galatasaray’ın gruptan çıkma ihtmali benim için yüksekti. İşler hiç yolunda gitmedi.
Gecenin sorusu (Mehmet Demirkol)
Ne zaman saçma iç çekişmelerimizden kavgalarımızdan çıkıp Bu gerçek arenanın bir parçası olacağız? Kimin umurunda?
Maçın starı (Mehmet Demirkol)
Yok. Durum bu. Galatasaray’da yıldız performansı yok. Schalke’nin zaten öyle bir arayışı yok. Tedesco yıldızın takım olduğu bir yapı kurmak istiyor belli ki. Oyun hızları Türkiye’deki her takımdan yüksek. Topla ya da preste. Aramızdaki fark bu.
Maçın olayı (Mehmet Demirkol)
Selçuk ve Feghouli’nin hazır olmayışı. Bu yoklukta, bu kadar eksik varken nasıl kendini hazırlamazsın? Bu nasıl bir profesyonellik anlayışı? Bu kontratlarla bu kadar oyuna soğuk kalmayı nasıl kabul eder insan? Anlaşılmaz.
Kısa mesaj (Mehmet Demirkol)
5 yıl önceki Drogba ve Burak kalitesini geçtim. O gün 3. golü atan Umut direkt oynar bu takımda. Top yekun geriledik. Daha dişli bir grupta olmadığımız için şanslıyız.
A-ta-cak-sın! (Hakan Can)
Bu düzeyin yazılı olmayan kesin kuralları. 1- Kolay gol yemeyeceksin 2- Yakaladığın fırsatı yüksek yüzdeyle atacaksın. İlk Schalke maçının ardından yazımın başlığını “Muslera’dan armağan” diye atmıştım.
Uruguaylı kaleci 4 net kurtarışla puanı Galatasaray’a getirmişti. Aynı Muslera bu kez maçın başında büyük bir hatayla gol yedirdi ancak telafisi mümkündü. Belhanda iyi günündeydi.
İlk yarıda bir Onyekuru’ya, bir Rodrigues’e gollük paslar attı. Onyekuru korktu kaçırdı. Zira ayağını topa soksa gol olabilirdi, kaleci penaltı yaptırabilirdi, o dokunmamayı seçti! Rodrigues ise kalecinin yattığı pozisyonda en yanlış kararı verip güzelim pozisyonu heba etti.
Belhanda pres yaptı, top Sinan’a düştü. Takımın toplamada, çıkarmadaki etkisiz elemanı bu fırsatı da kaçırdı! Schalke çizgiye inip penaltı noktasına çevirdiği toplarla 3 pozisyon buldu, birini atınca maç bitti. Umarım bu kaotik ortamda üçüncülük fırsatı da uçup gitmez.
Gecenin sorusu (Hakan Can)
Normal bir insan için değil, bir futbolcu için bile süper maaşın var. Yeteneğinden de şüphe yok. Yenilmeyi hazmetmeyen bir futbolcu o formayı alır! İlk golünde kahraman olursun yaptıkların hemen unutulur!
Maçın starı (Hakan Can)
Sorumluluktan kaçmıyor, pas alış verişlerinde daha rahat. Kademesi yüksek, havada da iyi! Terim 1 dakika süre vermese, 1000 kişiden biri “Haksızlık bu” demezdi. Sahadaki ve kulübedeki abilerine bakıyorum ve ben “Bravo sana Ozan” diyorum.
Maçın olayı (Hakan Can)
6 milyon Euro bonservis. 4 milyon Euro maaştan kurtuldu Galatasaray! Tarihin en güzel kurası sırf bu yüzden heba oldu. Gomis’li kadro Schalke’yi içeride kesin yenerdi, bir şekilde ilk ikiye de girerdi. Şimdi hem lig, hem Avrupa sıkıntılı.
Kısa mesaj (Hakan Can)
Sakatlar ve kötü transfer politikası yüzünden takım zaten eksik. Kalite farkı birlikte ve çok koşarak kapatılır, rakipler 1 kişi fazla oynuyor. İlk 3 maçta Şampiyonlar Ligi’nin en az koşan takımlarından biri olan Galatasaray dün 102.3, Schalke 111.3 km koştu.
Umutlara veda... (Oğuz Dizer)
Onyekuru henüz 2’de, topu semaya değil de, kaleye atmış olsa, Muslera ve Serdar uyanık kalsa çok şey değişik olabilirdi Galatasaray adına. Sonra Muslera yüzde 100 golü çıkardı ve aynı dakikada Rodrigues yüzde 100 olası golü atamadı!
Schalke 4. dakikada, golü yoktan çıkarıp, Butgstaller’le 1-0’ı yakalamıştı. Galatasaray istekli, arzulu ve gol becerisi hamili elemanı olmamasına rağmen; kazanma adına şehvetliydi! Yani Yeşilçam avangardı ve Aydemir Akbaş abimiz tarzı!
Diğer yanda Alman bestekar Beethoven 5. senfonisi tadı, 2’de bırakılanı! Futbolun olmazsa olmazı estetik dokunuş, topa romantik yaklaşım tarzı ustası ve hamili Almanlardı! Beethoven’in Fidelio opera klasiği tadında sundular oyunu. Uth’un 5 savunmacımız çaresiz bakışları arasında attığı ikinci gol geceyi noktaladı.
Arena Aufs Schalke’de iki kez biri özel, diğeri şampiyonalar ligi galibiyetine şahit olduğum Galatasaray, dün gece üçleyemedi! Sebebi mi? Her sezon zayıflayan kadro! Cüzdanı şişen bir kısım menajer ve profesyonel yöneticilerle, ortakları belki! 2-0 Scahalke ve bitti senfoni!
Gecenin sorusu (Oğuz Dizer)
Selçuk İnan sadece maaşını almayı bekliyor, ayan beyan belli de... Çok merak ediyorum Fatih Terim bu içi geçmiş emekliden, acaba ne bekliyor?
Maçın starı (Oğuz Dizer)
Çok hatalı yedi, ama çok fazlasını da kurtardı Muslera. Ve Rodrigues artık yeni figürler bulmalı!
Maçın olayı (Oğuz Dizer)
Galatasaray forması hamillerinin, kıllarının dahi zerre kıpırdamadığı aleni. Yazıktır!
Kısa mesaj (Oğuz Dizer)
Forma teslim edilen güvenilen üste para ve forma verilen futbolcuların, emanete hıyanet hakları olamaz. Elbette Galatasaray sevdalılarının umutlarını yerle bir etmeye de olamaz... Ayıp!
Buraya kadar! (Metin Karabaş)
Şampiyonlar Ligi’nde dördüncü maçında Almanya’da Schalke ile karşılaşan Galatasaray bu maça derbi yorgunu olarak çıktı. Temsilcimiz maça adeta 1-0 yenik başladı. 4. dakikada Serdar rakibini kontrol ederek topu Muslera’ya bıraktı. Muslera hatalı çıkınca, topu rakibinin önüne bıraktı. Burgstaller dar açıdan golü yaptı: 1-0.
Tecrübeli kalecinin büyük hatası golü getirdi. Son dönemde dengesiz çıkışları nedeniyle eleştirilen Muslera, bu maçta da geleneği sürdürdü! 16’da ise hızlı çıkıp Onyekuru ile pozisyona girdik.
Genç oyuncu az farkla topa dokunamadı ve rakip atağı savuşturdu. 27. dakikada kontratakta Rodrigues topla ceza sahasında buluştu.
Başarılı oyuncunun şutu auta gitti. İki takımın da bir çok net pozisyon bulduğu ilk 45 dakika Schalke’nin 1-0’lık üstünlüğü ile sona erdi.
Bu kez de Ömer (Metin Karabaş)
Galatasaray ikinci yarıya iyi başlasa da yine bireysel hatalardan golü kalesinde gördü. 57. dakikada Schalke maç boyu olduğu gibi soldan geldi. Linnes’in yerine giren Ömer de bu kanata çare olmadı.
Ceza sahası içerisindeki dört savunmacı da atağı izleyince, Uth takımının ikinci golünü attı: 2-0. Bir kez daha görüldüğü gibi eğer iyi futbolcularınız yoksa Şampiyonlar Ligi’nde hayal dahi kuramazsınız.
Bir forvet ve bir defans oyuncusu alamayan başkan ve yönetimin bu acı tablonun ortaya çıkmasına neden oldu. Galatasaray, Schalke’ye 2-0 mağlup olarak Şampiyonlar Ligi defterini büyük ölçüde kapattı.