Fanatik yazarlarının Gençlerbirliği - Galatasaray maçı yorumları
Feghouli çıkınca... (Mehmet Demirkol)
Dünkü Fenerbahçe maçı yazımdaki takım ismini Galatasaray olarak değiştirsem herhalde çok fazla bir ek yapmaya gerek kalmaz. İlk 60 dakika top, yüzde 73 ile Galatasaray’da ama maçın yüzde 100 kontrolü Gençler’deydi.
3/10 isabetle şut çeken Gençler, 1/6 isabetle şut bulan Galatasaray. 60’dan sonra Gençler pasla çıkmaya başladı ki Feghouli’nin oyundan çıkması burada önemli etken oldu.
Gençler maç sonuna kadar 2/5 isabetle oynarken Galatasaray bu bölümde sadece 1 isabetsiz şut bulabildi. Gençler’in uzatmalarla birlikte 10 kişi oynadığını da unutmamak lazım. Galatasaray hangi kadroyla çıkarsa çıksın Feghouli-Belhanda verkaçları dışında rakibi delecek bir organizasyona an itibarıyla sahip değil.
Gençler açısından sorun ise Stancu’nun ilk 11’de sahada olmayışıydı diyebiliriz. 3. bölgeye kadar çok iyi çıktılar ama son pas-şut tercihleri tutarsızdı.
Gecenin sorusu (Mehmet Demirkol)
Sevgili Selçuk İnan. Zamanı gelmedi mi? Ve Taylan nerede?
Maçın starı (Mehmet Demirkol)
Herhalde bu bölümün adını değiştirmek gerekecek. Maçın idare edeni, vasatı, kötünün iyisi vs. gibi... Buraya da Gençlerbirliği savunma ve orta saha oyuncularının hemen tamamını koymak mümkün. Galatasaray’da ise Muslera.
Maçın olayı (Mehmet Demirkol)
Umut Meler FIFA kurallarını zorlayarak, zorunlu süre tamamlanmadan kokart taktırılan bir harika çocuktu. Geçen sene başlayan çöküşü devam ediyor. Belhanda’nın net çekilişine penaltı vermeyişini anlamadım. Mariano’nun aldığı darbe sonucu kontrolü kaybedip attığı yumruk ise daha da anlaşılmaz.
Kısa mesaj (Mehmet Demirkol)
Terim hâlâ bir oyun bulamadı. PSG maçındaki 3/4’ü Muslera’ya yazacak direnç dışında hiçbir sinyal yok.
Çelişkiyi çözemedi baskı kuramadı (Ali Ece)
Selçuk İnan’ı ilk 11’de görünce kafam karıştı: Sezon ortasında jübile olur mu? Acaba 2015’e kadar Galatasaray’ın hatta Türk futbolunun gelmiş geçmiş en iyi orta sahalarından birisi olan Selçuk doğru bir karar alıp jübile yapmaya mı niyetlenmişti?
Tabii ki kinaye yapıyorum lakin Fatih Terim’in, Selçuk’u bu halsizliği ile ilk 11’de başlatma inadını anlayamıyorum. Belhanda ve Feghouli konusunda da Galatasaray tarihinin en iyi hocası Terim’in ‘ters inadı’nın da ardında ne var merak ediyorum.
Belhanda’nın bu sezonki tek sorunu çene sakatlığı değil, bütün sorun ona sebep taktığı maske de değilmiş dün gece gördük. Uğur Karakullukçu kusura bakmasın ama Belhanda Galatasaray kariyerinin en formsuz döneminde ve her maç top kaybetme rekorlarını zorluyor.
Feghouli de sezona formda başlamadı ama 52’de Selçuk ve Belhanda varken maça iyi ba∫layan Feghouli’nin çıkarılması büyük çelişki. Galatasaray bu orta saha çelişkisini çözemediği için kendisine denk olmayan Gençlerbirliği karşısında maç 11’e 11’ken bir türlü baskı kuramadı. Asıl sorun bu!
Gecenin sorusu... (Ali Ece)
Sorum Halil Umut Meler’e: Hocam, faul yaptığı için sarı kart göstereceğiniz oyuncuya avantaj uygulayıp pozisyonu devam ettirdikten sonra pozisyon tamamlanınca da kart gösterebilirsiniz, illa durdurmanıza gerek yok bunu biliyorsunuz değil mi?
Maçın starı (Ali Ece)
Çok daha iyi oynadığı maçlar olsa da bu maçta sahanın en iyisi yine Muslera’ydı.
Maçın olayı (Ali Ece)
Galatasaray’ın ilk yarıyı topa yüzde 75 oranda sahip olurken sadece 1.5 net pozisyonla tamamlaması.
KISA MESAJ (Ali Ece)
Büyük takımlarımız büyük oyun oynamıyor, topun oyunda kalma süresi çok az, hakemlerimiz de en az ligimiz kadar başarısız. Galatasaray özelinde uzun zamandır ilk kez oynadığı resmi maçların yarısında gol atmayı başaramayan bir sezon izliyoruz.
Mariano’yu atmadı penaltıyı vermedi (Deniz Çoban)
Maçın hakemi Halil Umut Meler’i eleştirmeden önce; atamayı eleştirmek gerekir. Sezona iyi başlayamamış; Gaziantep FK-Beşiktaş ve Alanyaspor-Sivasspor maçlardaki yönetimiyle sınıfta kalmış; perşembe gecesi Norveç’te yönettiği maç perşembeyi-cumaya bağlayan gece bitmiş bir hakemi; 48 saat geçmeden, haftanın en sıkı maçlarından birine atamak çok da sağlıklı bir atama sayılmaz.
Kuralları uygulamadı (Deniz Çoban)
Dün sahada bir hakem vardı ama kuralları uygulamak yerine kendi istediği düdükleri çaldı. 29’da Ayite, Mariano’ya faul yaptı. Mariano da öcünü aldı ve Ayite’nin sırtına yumruk vurdu.
Bu yumruğa dünyanın her yerinde kırmızı kart gösterilir ama hakem sarı kart çıkarttı. Sarı kartı dirsek hareketinden dolayı Ayite görmeliydi. Mariano ise oyundan atılmalıydı.
Ahmet’in atılması doğru (Deniz Çoban)
86’da Ahmet Oğuz’un atılması tartışmasız doğru... Fakat bu dakikaya kadar gösterdiği ve göstermedikleriyle zaten ipin ucunu kaçırmıştı maçın hakemi. Maçın uzatma dakikalarında Sessegnon, ceza sahası içinde Belhanda’yı çekerek düşürdü. Bence bu çekme penaltı için yeterliydi. Hakem penaltı kararı verse çok daha doğru olurdu.
Dank Donk (Oğuz Dizer)
Henüz dakika 1 ve Donk seken top münasebetiyle yürekleri bir dank ettirdi ve oyun da külliyen öyle gitti! Top genellikle Galatasaray’ın ayağında ama tehlike yaratan ayaklar da Gençlerbirliği tarafında. Neden? Çünkü Terim ekibindeki tempo ve ruhsal coşku bildiğimiz, aşina olduğumuz formatta değil.
Ne pas, ne top kazanma, ne doğru yönlenme, ne gol iştahı, ne de istikamet isabeti yok. Kısacası Aslan’da iştah yok, keyif yok ! Navigasyon çağına gelmişiz fakat Galatasaray pusulayı dahi arar halde! Neden böyle ?
Fatih Terim en kısa zamanda futbolcularıyla mutlaka bir sohbet toplantısı tertiplemeli ve tercümanın tercüme etmesine dahi gerek kalmayan, ifade mükemmeliyetini sergilemeli! Emre Mor oyuna alındı ve vaziyetle müsemma bir renge bürünürmüş oldu. Uzun sözün kısası yine Muslera’ya dua edildiği hatta tütsü, mum gibi aksesuarların devreye girdiği bir 90 dakika daha yaşandı, yani 0-0 bitti!
Gecenin sorusu (Oğuz Dizer)
Galatasaray’ın hiç galibiyetsiz rakibi karşısında beraberliği hasbelkader kurtarmış, ya da Gençlerbirliği’nin kazanamamış olması normal mi?
Maçın starı (Oğuz Dizer)
Muslera tabii, bu ara starlıkta gedikli aslan kaleci.
Maçın olayı (Oğuz Dizer)
Halil Umut Meler Sivasspor’a son dakikada attığın penaltı kazığının benzerini Belhanda’yı açık düşürmeyi başaran Sessegnon becerisinde de becerdin! VAR yok mu VAR?
Kısa mesaj (Oğuz Dizer)
Galatasaray takım bünyesine kaptan Bülent Korkmaz gibi bir aslan yürek ve ruh ya buldu ya da buldu! Nokta.
Gençler galibiyeti kaçırdı (Metin Karabaş)
Yoğun bir fikstürü olan Galatasaray, Gençlerbirliği’ne konuk oldu. Falcao, Luyindama ve Lemina’nın ardından son dakika sakatlığı ile Seri de ilk 11’de yer almayınca Fatih Terim zorunlu rotasyona gitti.
Uyku getiren futbol (Metin Karabaş)
Maçın başında topun kontrolü sağlayan Galatasaray hazırlık pasları ile rakibinin üzerine gitti. Fakat tempoyu bir türlü artıramayan Sarı- Kırmızılılar ileride çoğalamadı. Özellikle Belhanda’nın yaptığı pas hataları birçok pozisyonu başlamadan bitirdi.
7. dakikada Babel ceza sahası içerisinde vurdu, savunma son anda topu kornere gönderdi 19. dakikada Candeias ceza sahası dışından vurdu top az farkla yandan auta gitti. 30’da Babel ceza sahasında sert vurdu, Flavio son anda ayağını koydu ve top kornere gitti.
Galatasaray ilk yarıda her ne kadar oyuna hakim gibi görünse de yine üretkenlikten uzaktı. Selçuk ve Belhanda’nın kaçak oyunu ve hatalı pasları bu yarıya damga vurdu. İki ekip de skoru değiştiremeyince soyunma odasına 0-0’lık eşitlikle gidildi.
Gençler gole yaklaştı (Metin Karabaş)
Galatasaray ikinci yarıda da yine üretmekten uzaktı. Gençlerbirliği ise hızlı ataklarla şansını denese de savunma disiplinini bırakmadı. 72. dakikada Sio uzaktan vurdu, Muslera son anda kornere çeldi.
Ev sahibi takım bu bölümden sonra daha fazla golü düşündü. Galatasaray’da ise oyun kalitesi o kadar düştü ki sahadaki oyuncular bir puana razı görüntü sergiledi. Gençlerbirliği ikinci yarıda daha etkili olsa da golü bulamadı.