Fanatik yazarlarının Fenerbahçe - Ümraniyespor maçı yorumları
Trajedi (Mehmet Demirkol)
Fenerbahçe ligin en kötü futbol oynayan takımı diyordum... Artık TFF 1. Lig standartlarında da vasatın altında olduğunu söyleyebilirim. İki Ümraniye maçının bize gösterdiği bu. Ersun Yanal’ın an itibarıyla herhangi bir gelişim sağlayamadığı açık. Ne fizik, ne taktik anlamda...
Hoca bu kadrodan vasat bir ekip, ekipten vasat bir oyun dahi çıkaramadı. Oyuncular korkuyorlar belli ki. Valbuena ve Dirar dışında deneyen kimse yok. Pasla ya da driplingle adam geçme yok. Fenerbahçe rakip kale yokmuş, gol bir hedef değilmiş gibi oynuyor.
Oynuyormuş gibi yapıyor. Ümraniye çekiliyor. Fenerbahçe sağdan ya da soldan zar zor iniyor. Ama ceza sahası etrafına gelindiği anda yan pas, geri pas başlıyor. Hiç bilinçli bir hücum pası gelmiyor.
Dirar ve Valbuena’nın zaman zaman yapabildiği ortalarda da ya kalabalıkta üst üste bindikleri için rakip topu alıyor. Ya da biliyorsunuz, Slimani...
Ersun hoca bu kadrodan transferlerle birlikte yeni bir oyun çıkarmak zorunda. Aftan çok da kesik gerekiyor artık. Yoksa Ali Koç bayramı bir trajediye dönecek.
Gecenin sorusu (Mehmet Demirkol)
Ersun Yanal göreve geldiğinden bu yana takım sadece Erzurum maçının ilk 30 dakikasında ekstra futbol oynadı. Şimdi sorumuz şu: Ondan sonraki tüm performanslar Cocu/Koeman döneminin bile gerisinde mi? Bana öyle geliyor da.
Maçın starı (Mehmet Demirkol)
Yasir ilk maçta olduğu gibi istikrarlı bir performansla parladı. Fenerbahçe altyapısından yetişen bu oyuncuyu görüp sonra da Fenerbahçe formasını giyenlere bakınca Ersun hocaya altyapılara bakmasını tavsiye etmekte bir sakınca görmüyorum.
Maçın olayı (Mehmet Demirkol)
Artık Slimani değil olay. Artık onun normali o. Artık onun yerine kim oynasa olur. Girdiği korkunç döngü artık bir kabusa bir trajediye dönüştü. Bu tip bir çöküşü hiç görmediğimi söylemem lazım. Fenerbahçe’nin korkunç oyununa rağmen 1 metreden kaçırdıklarını atsa şu 10-15 gol bandına gelirdi. Ben büyüye inanmam ama inanlar için inanmayanları inandırmak için harika bir örnek olduğunu söylemem lazım.
Kısa mesaj (Mehmet Demirkol)
Skrtel’siz Malatya, Göztepe ve muhtemelen Kayseri maçları. Zaten zor olan kabusa dönebilir. Sonra da Kadıköy’e Aykut Kocaman’ın Konyaspor’u geliyor
Tam bir düş kırıklığı! (Haşim Şahin)
Sayın Ersun Yanal çok iddialı konuşmuştu Ziraat Türkiye Kupası adına, anımsayın. "Bu kupayı kazanacağız" türü bir iddiada bulunmuştu. Eh, ne demiş eskiler "Büyük lokma ye büyük konuşma"
Büyük konuşarak, atarak tutarak oynanmıyor artık futbol, bu gerçeği herkesten önce Sayın Ersun Yanal gibi iddiası olanlar görmeli. Geçtiğimiz hafta kendi sahasında Altay'a boyun eğen Ümraniyespor bir kez daha Fenerbahçe'yi yenerek Türkiye Kupası'nın dışına itti gördüğünüz gibi. Hem de hak ederek, bileğinin hakkıyla.
Sayın Yanal dün akşam Bursaspor karşısına çıkan takımdan tam 6 kişiyi kenarda tutarak sahaya çıkardı ekibini. Ama Bursa'da ilk yarıda oynanan futbolu, ortaya konulan mücadeleyi bile mumla arattı dün akşamki takım ne yazık ki.
Resmen birbirinin dilinden anlamayan bir futbolcu grubuydu sarı lacivertliler. Kaplumbağa hızıyla oynayan, özgüven denen duyguyu kaybetmiş bir takım ve zordaki arkadaşının yardımına koşmayan, pas opsiyonunu akıl etmeyen futbolcular.
Tamam, kalite sorunu var, anladık. Ama çok kalitesiz kadrolardan bile daha iyi verim alan hocalar var pekala. Örnek mi? İşte Sergen Yalçın, işte Hikmet Karaman.
Slimani'den medet ummak bile Sayın Ersun Yanal zuldür. Ve bu Slimani'ye uzun süre sabretti hoca. Bu kadarı olsa olsa kaderciliktir Ersun Hocam, kusura bakma.
Bir de şu "seyircisiz maç" cezası var tabii insanın içini acıtan. Oysa çalgısız düğün ve duvaksız gelin demektir seyircisiz maç resmen. Lütfen bu garabete mahkum etmeyin bizi artık ey yetkililer, ne olur.