Fanatik yazarlarının Beşiktaş - Malmö maçı yorumları
Beşiktaş oyunu alamadı (Mehmet Demirkol)
Son 7-8 dakikadaki Malmö yorgunluğundan birşey çıkmamasının hesabını da Q7’ye kessek haksızlık olmaz. Malmö bir ABBA değil ama kesinlikle İkea... Hiçbir şeyi yanlış yapmadılar. Hiçbir ekstraları da yoktu. Orta sahada Bachirou mükemmel bir basitlikle oynarken Rosenberg her seferinde hem orta saha hem orta saha olmayı başardı.
Birbirlerine yakın oynadılar ama iyi açıldılar ve aldıklarında topu çok iyi dolaştırdılar. Takım şekli açısından yanda Şenol Güneş sürekli kaymaları hatırlattı. Uwe Rösler neredeyse seyrederek takımının nasıl bu işi yaptığını izledi. İkinci yarıda bu oyuna ön alan baskısını da eklediler. Dönen topları da toplamaya başladılar.
Takım şekli ve ve pas trafiği Beşiktaş’ın topu kaybetmesiyle arttı. Korkunç bir derinlik eksikliğinde mükemmel bir baskınla işi bitirdiler. Beşiktaş’ın maçın başında Pektemek’le kaçırdığı bir pozisyon ve bir korner karambolü sonrası oyunu hiç alamadığını, maçı dakika dakika terk ettiğini görmek üzücüydü.
Gecenin sorusu (Mehmet Demirkol)
Q7’nin bu kaçıncı kendisini kaybedişi? Yaşadığı sıkıntıyı anlıyorum. Takım gitmiyor. Ama liderin o olması gerekmez mi?
Maçın starı (Mehmet Demirkol)
Bachirou gerçek bir çapa gerçek bir oyun merkeziydi. İki yönlü oyunu gösterişsiz bir şekilde sergiledi. Sertlikle değil, akılla, iyi yer tutarak, takımın her bir bireyi için iyi bir yardımcı olarak.
Maçın olayı (Mehmet Demirkol)
Geçen sene Şampiyonlar lideri grup lideri olan bir takımın 1 senede bu kadar gerilemesini anlamak da anlatmak da zor. Necip, Dorukhan, Oğuzhan savunma üçgeniyle oynamak gibi sebeplerin sonucu bu. Pektemek’in maalesef hep -miş gibi oyununun da.
Kısa mesaj (Mehmet Demirkol)
Bir yılda bu dağılma ve gerileme kurumsallığa da planlamaya da uymuyor
Elde kaldı Süper Lig! (Cem Dizdar)
Günümüz futbolunda ‘vakit nakittir’. Beşiktaş, çoğu maçta olduğu gibi ilk devreyi durağan geçirdi. Bu nedenle ilk devre için yazılacak aksiyon sayısı ikiyi aşamadı. İlkinde Dorukhan’ın kenardan getirdiği top üst üste direkten dönerken ikincisinde rakip kornerden golü buluyordu. Onun dışında Beşiktaş ayağında tuttuğu topu gezdirip durdu sadece.
Beşiktaş’ın dinlendirdiği ilk devrenin ardından Malmö ikinci devreye güçlü girip yüklenince işler de sarpa sardı. Önce Karius köşeden çıkardı ardından defans arkasına sarkan rakip golü buldu. Yedek kulübesinde oyuna doğrudan etki edecek oyuncusu bulunmayan Şenol Güneş, Babel sonrası çöken sol tarafı Gökhan Töre ile hareketlendirmeye çalıştı.
Ancak gol arayan Beşiktaş orta saha ile defansı arasındaki alan genişlediği için Malmö sürekli tehlikeli kontralar buldu. Quaresma’nın kendini attırmasının ardından takım oyundan iyice düşünce iş son beş dakikadaki bireysel belirsizliklere kaldı. O da olmayınca Beşiktaş için tek yarışma, lige kaldı...
Gecenin sorusu (Cem Dizdar)
Bu tertip ile Beşiktaş’ın ligde de işi zor. Onlar da devre arasına en az hasarla girmeye çalışacaklardır.
Maçın olayı (Cem Dizdar)
Beşiktaş’ın yedek kulübesinin oyun etkisi olmayan oyuncularla dolu olması!.. Ve diğer ‘olay önerisi’; bulabilirseniz iki takımın maç önü ısınma disiplinini izleyin!..
Kısa mesaj (Cem Dizdar)
Üst üste maç yapmaktan şikayet edilen yurdumuzda UEFA’dan da elenen Beşiktaş haftada bir maç yapacak. Bu durum takımı güçlü mü kılar, güçsüz mü? Ya maddi kazanç?
Leipzig’de kalanlar... (Ali Ece)
İlk 20 dakikadan sonra Beşiktaş oyun kontrolü ve disiplinini kaybetti. Maçın kalanında Beşiktaş hızlı oynamak ile telaşlı oynamayı birbirine fena halde karıştırdı. Gol yollarında bu haldeki Love ve Larin arasında kalmak zor ama Vodafone’da beraberliğin bile yettiği maçta bu kadar kötü oynamak daha zor!
İki pasta kontrataktan yenilen gol bir yana, Malmö’nün her kornerde yarattığı gol tehlikeleri diğer yana: Beşiktaş ne alanı, ne de adamları savunamadı. Guardiola’nın “Savunma biçiminiz hücum biçiminizi belirler” sözünü bir kez daha en acı şekilde andım. Lakin bunu asıl anlaması gereken Beşiktaş futbolcuları, teknik heyeti ve yönetimi! Beşiktaş sezonun kalanında sadece 19 maç daha oynayacak.
Bu kalan 19 maçın hiçbirinde dün gece sezon başından beri sürekli tekrarlanan kötü oyunu bir kez daha tekrarlama lüksü yok. Bunu başarabilmek için de dün gece ve bu sezon daha önceki maçlardakine göre farklı şeyler yapması gerek.
Gecenin sorusu (Ali Ece)
Beşiktaş yönetimi, son derece saçmasapan bir kırmızı kart görerek takıma zarar veren Quaresma’ya en azından para cezası vermeyecek mi?
Maçın starı (Ali Ece)
Bachirou, bizim ligde iş yapabilecek potansiyelde bir orta saha.
Maçın olayı (Ali Ece)
Oğuzhan’ın halen toparlanamaması, Love’ın her maç daha da kötüye gitmesi, Şenol Güneş’in kontrolü kaybetmeye başlaması... Say say bitmez!
Kısa mesaj (Ali Ece)
Bir yıl içinde yedeklerle Leipzig deplasmanı mutluluğundan İstanbul kışında Malmö mutsuzluğuna, kimse sorumluluk almayacak mı cidden?
Veda (Orhan Yıldırım)
Geçen yıl Avrupa’da fırtına gibi esen Beşiktaş, erken havlu attı. Kolay grupta puan ikramında cömert davranan Güneş’in ekibi; Avrupa defterini kapadı. Eksik kadro ile Malmö karşısında alınan yenilgi, Kartal’ı tek hedef haline gelen lige yöneltti.
Direkler korudu (Orhan Yıldırım)
Kartal’ın aklı ligde. Gruptan çıkma adına beraberliğin yettiği maça gergin başladı. Oysa daha karşılaşmanın başında öne geçebilirdi. Önce Mustafa boş kaleye kaçırdı. Ardından yine aynı oyuncu yan, Love bu pozisyon içinde üst direğe takıldı. Kaçan goller Malmö’ye cesaret verdi. Kontrataklarda tehlike yarattılar.
İsveç tuzağı (Orhan Yıldırım)
Malmö her türlü riski alıp, ikinci yarıya baskılı girdi. Öyle ki, savunmasını tamamen öne çıkardı. Beşiktaş’ın cılız ataklarını orta alanda kesti. Kazanılan toplarda direk kaleye yöneldi. Nitekim 51’de böyle atakta Vida’nın kaçırdığı Antonsson, golünü attı: 0-1..
Geriye düşen Kartal’a bir darbe de, Quaresma’dan geldi. Portekizli gereksiz yere rakibine sert girip takımını on kişi bıraktı. Larin’in uzatmada üst direğe nişanladığı top, herkesi kahretti.