Egzotik kabuslar

Arjantin Dünya Kupası’nda aradığını bulamadı belki ama, bu “tutkulu” milletin iyi yaptığı işler yalnızca futbolla sınırlı değil. Günümüz sineması, adı her yerde geçmese de, sinemada yarattığı duygu, düşünsel derinlik ve teknik hakimiyetiyle kesinlikle “büyük usta” sıfatını hak eden bir Arjantinli yönetmene sahip: Lucrecia Martel. Az ama öz film çeken Martel’in ‘Bataklık’ (2001) ve ‘Başsız Kadın’ (2008) gibi filmlerini takip edenler, onun sinemasının mayınlı bir rüya bölgesi olduğunu da biliyordur.

Pek çok meseleyi bir arada ele alan, kişisel anılarıyla sömürgecilik gibi büyük sorunları iç içe anlatabilen özel bir sineması var onun. Martel’in tüm dünyadaki sinema eleştirmenlerini büyüleyen filmi ‘Zama’ da hiç öyle kolay lokma değil! Arjantin’in büyük romancılarından Antonio Di Benedetto’nun eserinden uyarlanan film, Don Diego de Zama adlı bir İspanyol subayının sömürgeleştirilmiş Güney Amerika topraklarındaki tutunamama öyküsünü anlatıyor.

Kafka ve Beckett gibi isimlerin edebiyatta yarattığına benzer bir atmosfere sahip bu tuhaf filmin zorlu yolculuğuna bir kez atılınca, karakterin karanlık arzuları, ikilemleri, çaresizlikleri egzotik toprakların taşına suyuna sinen bir duygu haline geliyor. ‘Zama’ böylesine yüklü ve ağır bir meseleye girişirken, karakterinin trajikomik durumuna izleyiciyi güldürmeyi de başarıyor. Tüm bunları enfes bir görsel estetikle birlikte sunuyor. Eğer Marvel’in bitmek bilmeyen süper kahraman filmlerinin en yenisi ‘Ant-Man ve Wasp’ (ki son dönemdeki en iyi Marvel filmi değil katiyen!) sizi açmıyorsa, yer yer sıkılmayı da göze alıp ‘Zama’yı deneyimleyin derim.

Maviler-Fransa’nın Alternatif Tarihi

Fransızlar tüm eleştirilere karşın Dünya Kupası’nı kazanma iddialarını sürdürürken, “Horozların” yakın dönem tarihini anlatan bir belgesel izlemenin tam vakti. Spor belgeselleri konusunda son dönemde atağa kalkan Netflix’te yer alan ‘Maviler Fransa’nın Alternatif Tarihi’ Zidane’la birlikte ayrı bir defter açan Fransız futbol milli takımına doğrultuyor objektifini.