MENÜ

Beyaz atlı prens Okan Buruk

Okan Buruk Gaziantepspor'u eski günlerine döndürmek için yola çıktı.

Beyaz atlı prens Okan Buruk

Teknik direktörlüğe ilk adımı Elazığspor’da atan Okan Buruk, yine bir Anadolu takımında, yeni bir maceraya hazırlanıyor. Mütevazı bir bütçeyle yeni sezona Avusturya’da hazırlanan Gaziantepspor’un başına geçen genç teknik adamla, hedeflerini, beklentilerini, düşüncelerini kısacası Türk futbolunu A’dan Z’ye masaya yatırdık. Bir birinden ilginç mesajlar veren Buruk, yakalanacak başarının madde ile değil, inançla geleceğini söyledi ve ekledi: “Her şey para değil... Geçtiğimiz sezon Elazığspor’un başına geçtiğimde durum farklıydı. Transferler yapılmış, ligde de 9 hafta geride kalmıştı. Açıkçası hareket imkanımız kısıtlıydı. Ancak Gaziantepspor’da durum farklı. Yani takımı baştan kuruyoruz ama uzun süreli bir çalışma dönemiyle birlikte. Sezon başı çalışmaları her takım için büyük önem taşıyor. Bu nedenle performans sıkıntısı yaşamıştık açıkçası.”

‘İşimi severek yapıyorum’


“Başarıya dönük hedefleri olan bir insanım. Takımımla aynı hedefte uyuşmaya çalışıyorum. Kişilik ve kariyer olarak hedefler aynı. Bir hoca için en büyük şey takımın başında olmak takımla çalışmak. Bununla birlikte günden güne gelişiyorsunuz. Oyuncuları da daha iyi tanıyorsunuz. Yönetmeyi daha iyi öğreniyorsunuz. Her yaşanan gün bize tecrübe oluyor. Gaziantepspor çok köklü bir kulüp. Benim için de bir şans. Ben de Gaziantepspor için bir şansım. Bunu da birlikte götürmek lazım. Geçen sene benim için bir başlangıçtı. Başladığım zaman Elazığspor’un durumunu biliyordum. İnandığım ve iyi şeyler yapmaya çalıştığım için buradayım, oyuncu gurubumu seviyor onlara güveniyorum. Bu işi çok seviyorum.”

‘İyi-kötü oyuncu vardır’


Geçen seneden çok az oyuncu kaldı. Yepyeni ve daha genç bir Gaziantepspor oldu. Yaş ortalaması yaklaşık 24.5-25 oldu. Katacağımız oyuncularla bu dengeyi iyi oturtmak gerekiyor. Oyuncunun kalitesi çok önemli. Ben hiçbir zaman genç yaşlı durumuna takılmayı doğru bulmuyorum. İyi veya kötü oyuncu vardır. Yaş saplantım yok ama başarıya aç oyuncuların hırsını bu takımda görebiliyorum. Bende genç bir teknik adam olarak bunda bir paralellik görüyorum. Hem fiziksel hem taktiksel olarak çalışma süremiz var. Bunları günlere yayıp takımla uzun zaman çalışmak bir avantaj. Yeni bir takım kurduk. Bunun dezavantajı var. Geçen seneye göre kadro yapısı oldukça değişti. Bunu zaman içinde çalışarak lige kadar gidermeye çalışıyoruz. Daha kadroya dahil edeceğimiz oyuncular var. Göndereceklerimiz de... Çalışmalarımız devam ediyor, yeni yapılanmayla takımda dengeyi kurup, yeni sezona hazırlanmak istiyoruz.

‘Dirençli bir ekip olacağız’


Galatasaray benim için çok önemli kulüptür. Ruhu çok farklı. Hayatımın futbol anlamında başlangıç yeri. Çok büyük başarılar yaşadık. Ancak Okan Buruk’un takıma vereceği ruh benim için çok önemli ve daha başka. Futbol çok değişti, çok gelişti. Artık takımda bir duran oyuncu oldumu takımı aşağıya götürüyor. Geçen sene Gaziantepspor’un yaşadığı sıkıntıları biliyoruz. Dirençli istekli bir takım olacağız. Geride kalan süreçte takımın kimyası hoşuma gidiyor. Antrenman temposu, verdiklerimizi can kulağı ile dinleyip uygulamaya çalışmaları müthiş. Bu zamana kadar en ufak bir sıkıntıları olmadı. Baktığımda güzel enerji görüyorum, umarım bunu sahaya da yansıtacağız.”

‘Büyük bütçemiz yok ama...’


“Enerjik dinamik sahada beraber oynayan bir takım olunsak bu ligde başarılı olacağımızı düşünüyorum. Geçen sene kimin gideceği, kimin kalacağı kimin Avrupa’ya gideceği belli olmayan bir lig yaşadık. Çok büyük paralar harcayan iki takım düştü. Kayseri ve Antalya’nın hedefi Avrupa’ydı. Bunu lig başladığında görmek lazım. Ama Gaziantepspor gibi bir takımın hedefi üst sıralar yani ilk 8 olmalı. Çok büyük bütçelerle bu işe başlamıyoruz. Daha aklı başında gidiyoruz. Geçmişten kalan borçları da kapatmaya çalışan bir kulübüz. Bu sene 3-4 futbolcu çıkarıp ülke futbolunun içine sokmak istiyoruz. Muhammed bu sene iyi başladı. Onun gibi 3-4 tane daha çıkarabilmeliyiz. Barış, Oğuzhan, Emre, Erdem ve Koray’ı da kadroya dahil ettik.”

‘İlk 5 hafta çok önemli’


“Takımımda çok pozitif bir ortam var. Bu bize sezon için çok ümit veriyor. Takım için ve hoca için ilk 5 hafta çok önemli. Bu sene biraz daha geç başlıyor lig. Sivas deplasmanıyla lige başlıyoruz, sonra milli takım arası var. Bir hafta sonra ara verip, yeniden başlamak nasıl olacak bilmiyoruz. Saha içindeki oyun yapımız agresif olacak. Rakibe reaksiyon gösteren bir takım yaratmak, sahada varlığınızı hissettirmek çok önemli. Yenilgiye tepki veren, geriye düştüğünde oyunu değiştirebilen bir takım oluşturmak, kazanırken de o direnci gösterebilecek bir kadro kurmak adına çok çalışıyoruz. UEFA Kupası’nı kaldırıp, bir ilke imza atmıştık. Hem de mali açıdan en sıkıntılı olduğumuz bir dönemde. 7-8 ay para almadan oynayıp, kazandık. Bunu örnek alırsak, bir kez daha söylüyorum onun için her şey para değil.”

‘Hakemler de konuşmalı’


“Hakemlerden şikayet etmemek zorundayız. Maçlardan sonra bizler nasıl konuşuyorsak onlar da konuşmalı, konuşabilir. Yüzde yüz iyi niyetli olduklarına inanıyorum. Ben de bir teknik adam olarak yanlışlar yapabiliyorum. Başkanlar, yönetimler, seyirciler yapıyor. Herkesin hata yapabildiği bir sektörün içindeyiz. Hakemlerin de hata payı var. Hakemlerle ilgili geçen sene tek şikayetim... Bunu sezon sonundaki teknik direktörlük kursunda Jaap Uilenberg (UEFA Hakem Komitesi üyesi, hakem ve gözlemci eğitmeni) gelmişti, onunla da paylaştım. Oyunu, çok düdük çalarak yavaşlattıklarını söyledim. Oyun süresi inanılmaz kısalıyor ve bu sebeble oyunun kalitesi düşüyor.”

‘Çakır’a hayran kaldık’


“Hakemlerimizin oyunu hızlandırmalarını istiyorum, çok fazla düdük çalıyorlar. Mesela Dünya Kupası’nda Cüneyt Çakır hiç kesmeden oynattı maçları. İnanılmaz güzel mücadeleler yönetti. Orda hayran olduk Cüneyt hocaya...Oyun hızlanırsa bizim futbolun kalitesi kesinlikle artar. Takımlarımız bu yüzden Avrupa’da mücadele etmekte çok zorlanıyor. Ligimizin temposu çok düşük. Şampiyonlar liginde topla oynama süresi 60-65 dakikaya çıkıyor. Bizim ligde 45 dakikaya düşüyor. Rekabet için daha az düdük ve oyunların hızlanması gerekiyor.”

‘Avcı’yı suçlayamayız’


“A Milli Takım’da uzun zamandır inişlerimiz çıkışlarımız var, dengeli gidişimiz, düz bir çizgimiz olmadı. Yukarı çıktıysak aşağıya da düştük. Daha istikrarlı olmak zorundayız. Sadece Abdullah Avcılı değil, ondan evvel 2 dönemde de şampiyonalara gidemedik. Hem de Dünya’nın en iyi hocalarından biriyle (Guus Hiddink) ile gidilemedi. Abdullah Hoca ve ekibini suçlamak bana mantıklı gelmiyor. Bizim sorunumuz altyapı... Yatırım yapılmadığı sürece istediğimiz kadar yabancı futbolcuyu yasaklayalım bir faydası olmuyor. Bu devlet politikası olmak zorunda. Alttan Türk oyuncu çıkınca zaten ilk tercih o olur. Önemli olan Türk oyuncuları alttan çıkarmak.”

Mehmet Ali Sabuncu

Haberin Devamı
YORUM YAZ