MENÜ

Balkanlar'ın Ağası

17 golle PTT 1. Lig’i kasıp kavuran ve Gençlerbirliği’ne transfer olan Vedat Muriç’ten, yöresel Balkan kostümüyle FANATİK’e ses getirecek röportaj...

Balkanlar'ın Ağası

Röportaj: Ömer Necati Albayrak / Fotoğraflar: Gökay Akın

Kosova
’daki savaşta 6 yaşındaydı. Sırplar’ın elinden mucize eseri kurtuldu. Hayali, 7 yaşında futbol sahasında kaybettiği babası gibi futbolcu olmaktı. Eskişehir’de tutturamadı ama Giresun’da devleri peşine taktı, 21 yaşındaki forveti İlhan Cavcav kaptı. İşte huzurlarınızda duygusal öyküsüyle Balkanlar’ın gol makinesi.

Eskişehir’de beğenilmedi, Giresun’a kiralık gönderildi. PTT 1. Lig’de geçen sezon tam 17 gol attı. Devre arası Konyaspor’un kapısından döndü. Adı 3 büyüklerle bile anıldı ama yetenek avcısı İlhan Cavcav onu kimseye kaptırmadı. Gençlerbirliği’nin yeni forveti Vedat Muriç’le Giresun’a geldiği günden beri görüşürüz. 21 yaşındaki Kosovalı golcü için İstanbul’da özel olarak bir yöresel Balkan kostümü hazırlattık. Usta foto muhabirimiz Gökay Akın’a poz verirken ne kadar samimiyse oturup röportaj yaparken o kadar duyguluydu. Gazetem adına Vedat’a bu yüzden yürekten teşekkür ediyorum. Eminim ki bu muhteşem öyküyü okurken sizler de bana hak vereceksiniz:



‘Babam sahada öldü’

“Kosova’da başladım futbola. Benim en büyük sıkıntım babamın ölmesiydi. 7 yaşındaydım. Babamda futbolcuydu. Futbol oynarken hocası kampa almamış. Ona kızmış ve hentbol oynamaya başlamış. Ülkenin en iyilerinden biri olmuş. Sonra futbola döndü ve saha içerisinde kalp krizi geçirip vefat etti. Annemin telkiniyle futbola başladım. Çünkü babam futbolcu olmamı çok istiyordu. Savaş dönemi çok zordu. Bu yüzden 2 yıl Kosova’dan kaçıp Arnavutluk’ta yaşadık. Evlere baskına geliyordu Sırplar. Çoluk çocuk dinlemeden öldürüyorlar, erkekleri alıp işkence yapıyorlardı. Bizim eve de geldiler. Ama Allah’ın sevdiği kullarıymışız. Para ve değerli eşyaları aldılar. Bize, ‘2 saate kadar kaçın yoksa burayı bombalayacağız’ dediler. 6 yaşındaydım ama dün gibi hatırlıyorum. 2 gün bodruma saklanmıştık, bulmuşlardı bizi. Sonra kaçtık.”

‘3 öğün soğan ekmek’

“Arnavutluk’ta bir eve sığındık. 50 kişiydik sülalece. NATO 50 kişiye günlük yalnızca 2 litre süt veriyordu. Bununla yetinmek zorundaydık. Sabah, öğlen, akşam soğan ekmek yerdik. Annem ağlardı hep. Amcalarımız kahve içerken şeker atmazlardı, bize getirirlerdi, onunla mutlu olurduk. Savaşın ardından babam rahmetli oldu. Stoper oynarmış o... Top elimden düşmedi hep bu yüzden. Futbolcu olmak istiyordum. Amcalarım karşı çıktı, bir tek en küçük olan çok destek verdi. Hatta karşı çıkanlarla Bahtiyar amcamın arası limoni oldu bu yüzden, küstüler. Ben de, ‘Tamam bırakayım o zaman’ dedim. Ama devam ettirdiler. O zamanlar da boy avantajım vardı. Yaşıtlarımdan büyüktüm hep. Bu sayede 15 yaşında A Takım’a çıktım.”

'Koyun gibi bekliyordum'

“Arnavutluk’a transfer oldum sonra. Maddi olarak bir şey kazanamıyorduk. Menacer Rahman abi vardı o aradı sonra, ‘Türkiye’ye denemeye gideceksin’ dedi. Eskişehir’e kampa denemeye götürdü beni devre arası. Ertuğrul Sağlam’dı hoca. Ama giremedik takıma. İş başvurusu yaparsın ya hani, ‘Seni arayacağız’ derler. Öyle oldu, döndüm. Hiç umudum yoktu. 4 ay oynadım. Yine aradılar. Bu sefer sezon başı kampına çağırdılar. Bir gittim, 40-45 kişi var. Her gün Ertuğrul hoca birini eliyor. Ne zaman gönderecekler diye bekliyordum koyun gibi. Bir gün idmanda gördüğüm adamı ertesi gün göremiyordum. İdman kötü geçtiyse o gün bitmiyordu korkudan. Avusturya kampı listesinde ben de vardım. Sevinçten havalara uçtum. Çünkü bu çok büyük bir şey benim için. Gittik oraya kampa.”

'5 bin Dolar'ı duyunca havalara uçtum'

“Yemekte biri sırtıma dokundu, bir baktım Necati Ateş. ‘Naber kardeşim’ dedi... Rüya gibi. TV’den izlediğim futbolcuların arasındayım. Kosova’da anlattığımda, ‘Ne diyor bu’ diye yüzüme bakıyorlardı. Kampta bir hazırlık maçında oynadım İtalyanlar’a karşı. Adamlar 5’li defans oynuyor hiçbir şey yapamadım. Sonra Ertuğrul hoca kiralık gitmemi istedi. Takım bulamasam altyapıya gidecektim. Giresun çıktı. Menacer aradı, ‘para falan konuşalım’ dedi. ‘Abi ne parası atalım hemen imzayı’ dedim. Gittik Giresun’a, Başkan anlatıyor bir şeyler ama ben içimden, ‘Bırak başkan ne anlatıyorsun getir sözleşmeyi imzalayalım’ diyorum. ‘5 bin Dolar aylık vereceğiz’ dediler. İnanılmaz para benim için, böyle bir şey yok. Kadroya bile giremiyordum neredeyse lig başladığında. Jones’in ayağı kırıldı.



'Çaycı muamelesi görüyordum ki...'

9. hafta Antalya ile maç var içeride. Amcamlar geldiler. Passolig ayarlayamıyoruz yabancılar diye. Dedim ki, ‘Oynama ihtimalim yok boşverin siz gelmeyin’. Bir türlü girdiler onlar sahaya. Kariyerimin dönüm noktası o maç. 1-0 yeniliyoruz. Hoca 81’de beni aldı oyuna uzatmada göğsümle gol attım. Nereye koşacağımı şaşırdım. Çünkü o zamana kadar bildiğin çaycı muamelemesi görüyordum. 3 gün sonra da Konya’ya kupa maçında 1 gol, 1 asist yaptım, Allah yürü ya kulum dedi. Geçen sezon başı, ‘Başkan bizim forvetimiz Vedat’ dedi. Erkan hoca da destek verdi. Ona çok şey borçluyum. Erkan Sözeri bana çok şey kattı. 17 gol attım. Hiç kolay olmadı. Devre arası Konya çok istedi. Başkana, ‘Sen Giresun’un çıkarı neyse onu yap’ dedim. Sezon sonunu bekledim. Gençlerbirliği transferimde herkesin istediği oldu. Kulübüme para kazandırdım.”

'10 katını verdiler'

Uğur Tütüneker Wil’e çok istedi beni. 21 yaşında paraya gitmek istemedim. Gençler’in 10 katını önerdiler ama Süper Lig’de devam etmemin doğru olduğuna karar verdim. Sonra başkanlar anlaşmış Gençlerbirliği ile. Menacerim Haluk Canatar aradı, ‘biletini al gel’ dedi. Yola çıkmadan önce biri aradı. Arnavutça, ‘Nasılsın’ dedi. Sabah 8.30. Uykudan uyanmışım. Tanımıyorum ki, ‘kim bu’ diyorum. ‘Kimsin sen ya’ dedim. ‘İlhan Cavcav ben’ dedi. Allah dedim fırladım yataktan. ‘Hayırlı olsun’ dedik birbirimize. Play-Station’da kendimi Türk takımlarına pazarlardım hep. Şimdi Süper Lig’de oynayacağım. Bu benim için inanılmaz. Abdullah Avcı’nın bir sözü var; ‘Futbolcu oynamıyor diye trip yapamaz. İdman yapmak için para alıyorsun.’ Ben de sadece bunu düşünüyorum. En iyi şekilde çalışacağım. Hocam ne zaman görev verirse hazır olacağım.”



'Üzülmez bir melek'

“İbrahim hoca kanatsız bir melek. Çok iyi çalıştırıyor. Bu kadar mı bir insan futbolcunun halinden anlar. Anlatsam inanılmaz. Bütün ekip öyle. Hoca ortamını anlatmışlardı ama inanmamıştım. Bu camiada çok daha başarılı olacaktır İbrahim hoca. Bana olan güvenini inşallah boşa çıkarmam. Alnımın akıyla çalışacağım ve kendimi Süper Lig’de ispat edeceğim.”

Gençlerbirliği Vedat Muriç'e 3 yıllık imza attırdı

Haberin Devamı
YORUM YAZ