1-0, 2-0'dan iyi skor!

Geçtiğimiz hafta oynanan karşılaşmayı Kanarya, inanılmaz bir oyun üstünlüğü ile 1-0 kazanmıştı. Direkler, penaltı ve kaçan gollerden bütün hafta bahsedildi. 1-0'lık galibiyet birçoğumuzu korkutuyor. "İlk dakikalarda gol yersek, ne olur?, Hücum hatları çok iyi..." tarzında sorular, geçtiğimiz haftaki maç öncesi de soruluyordu. Dün Real Madrid, Dortmund karşısında maça fırtına gibi başladı. Çünkü ilk maçı 4-1 gibi çevrilmesi zor bir skorla kaybetmişlerdi. İlk dakikalarda gol ve moral gerekiyordu. Ancak Benfica öyle yapmayacak. Yapmamalı da zaten.

TEMPOYU BİZ KONTROL EDELİM
Fenerbahçe, Süper Lig de dahil olmak üzere senelerdir, rakip takım üstüne gelince gol yiyen bir yapıya sahip. Bu yüzden rakibi ya hiç üstüne getirmeyecek ya da kendisi hücum edecek. Özellikle bu sezon yaptığı en iyi şey, tempoyu kontrol etmek. BATE, Plzen, Lazio ve geçen haftaki maç. Hepsinde 90 dakika tempoyu Fenerbahçe kontrol etti. Burada tek istisna Kadıköy'deki Plzen maçı... Çok pozisyon verdi o maç Sarı Lacivertliler. İstisna diyelim!

Sonuç olarak Benfica yarın paldır-küldür saldırmayacak. İlk dakikalarda gol bulmak gibi bir mecburiyeti yok. Bu da bizim avantajımız. "Gol yersek, 3 gol atmak zorundayız" korkusunu da onlar yaşayacak. Biz ise tam tersi. Gol yesek bile, atarsak yine avantaj bizde olacak.

ORTA SAHADAKİ EKSİKLER ETKİLER!
Webo'nun eksikliği Kanarya'yı çok etkilemez. Ancak ilk maçın kahramanlarından Mehmet Topal'ı ne kadar arayacağmızı Selçuk Şahin ya da Salih Uçan bizlere gösterecek. Ancak maç orta sınıf bir Süper Lig maçı değil. Dolayısıyla onlar da "Eksikler olmasaydı turu geçilirdi" dedirtmemek için oynayacaklar. Yine de maç oynama alışkanlığı ve fiziksel anlamda Topal'a göre daha geride oldukları kesin. Salih, Ordu ve Antalya'da yaptıklarına benzer bir sihir yaratırsa işler tabii ki değişir.

Fenerbahçe yarın akşam kendi oyununu dikte ettirirse, yani sadece tempoyu kontrol ederse Amsterdam'a rahatlıkla gider.

Hakan Ateşler / Fanatik.com.tr