MENÜ

Havuz problemi

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

İster özür deyin, ister düzeltme; Bunu yazmak boynumuzun borcu... Fakat haberin özünü de atlamayalım. Veliler arayıp hassasiyetlerini dile getirirken, Türkiye Yüzme Federasyonu’ndan ses çıkmıyor. Sayın Başkan, kim bu işleri yapamıyorsa, lütfen siz gereğini yapın.

Dün bu sütunlarda, Türkiye Yüzme Federasyonu ile ilgili bir haberimiz yayınlandı. Ana haberde, Sofya’ya giden 41 kişilik kafileye bir yönetici bile atanmadığı; gündüz saatlerinde havuzda harikalar yaratan çocuklarımızın akşam saatlerinde ise ‘casino’da görüntülendiği yazılıydı. Haber, beklendiği gibi büyük ses getirdi.
Hassas davranmaya çalıştık. Çünkü çocuklarımızın yaş durumu (17-18) bunu gerektiriyordu. Bu nedenle yazı işlerinde toplantı yaptık ve casino’da çekilen fotoğrafta çocuklarımızın yüzlerini buzladık. Tanınsınlar, ya da hedef olsunlar istemiyorduk. Bu nedenle isimlerini de yazmadık.
Haberde, TYF’nin bu kadar kalabalık bir kafileye bir yönetici atamamasının, maalesef böyle bir sonuca neden olduğunu yazdık.
Çünkü böylesi bir durumda, en az suçlanması gerekenler, elbette en önce çocuklarımız, sonrasında ise antrenörlerdi.
Çocuklarımız suçlanmamalı. Çünkü onların yaşları çok küçük. Doğruyu yanlışı ayırt edemeyebilirler. Casino’ya gidenlerin ruhlarındaki saflığı da biliyorduk. Çünkü böyle bir fotoğrafı çekmiş, sosyal ağlarda paylaşmış, altına bir de resimaltı eklemişlerdi! Yani yaptıklarının bir ‘hata’ olduğunun bile farkında değillerdi.
Biz bu düşüncelerle haberi yaptık; ancak hassas davrandığımızı düşündüğümüz anda bile, çok önemli bir detayı atlamıştık. Bu detayı paylaşmak boynumuzun borcu.
Haberin yanına, bu şampiyonaya giden kafileyi (TYF’nin açıkladığı resmi liste) komple yazdık. Düşüncemiz; 12 antrenör, 29 sporcu olan bu kafilede, bir tane bile yönetici olmadığını resmen göstermekti. Fakat haberi yazarken; bu sporcularından sadece 5’inin (fotoğrafta yer alan-isimleri bizde saklı) casino’ya gittiğine vurgu yapmamıştık. Bu durumda, algıda seçicilik yaratamadık. ‘Bazı sporcular’ ifadesini kullanmalıydık, olayın münferit olduğunu yazmalıydık, diğer 24 sporcumuzun böylesi bir olayda yer almadığını belirtmeliydik, atladık.

Haberi okuyup gazetemizi arayan veliler oldu.
Bir tanesi, “Benim kızımı o listeye yazamazsınız. Çünkü babaannesi haberi okuduğunda, yandaki listeyi gördüğünde, kendi torununun da casino’ya gittiğini düşünüp çok üzülebilir. Anlatamazsınız” dedi.
Kısmen haklıydı. Çünkü biz, o fotoğraftaki çocukların afişe olmasını istemeyip yüzlerini buzladığımızda, kalan 24 sporcunun da zan altında kalabileceğini düşünememiştik.
Bir başka veli aradı, benzer duygularından bahsetti. O da haklıydı. Ancak dediğim gibi;
5 çocuğumuza hassas davranalım derken, 24’üne hassas davranmamıştık.
Bir başka veli, iyi bir birey yetiştirmek için verdiği mücadeleden bahsetti, yaklaşık 10 dakikalık telefon görüşmemizden çıkardığım şu; Kızı, zaten iyi bir birey olmuştur bence...
Muhtemelen o fotoğrafta olan çocuklardan birinin velisiydi bir başka arayan... “Çocuklarımıza Euro vermişler, bozdurmak için oraya gitmişler” dedi.
Maalesef kendisine katılamadık. Çünkü bu, inanılması zor bir bahaneydi.
İster özür deyin, ister düzeltme... Bunları yazmak, her şeyden önce iki çocuğu olan bir baba olarak, boynumun borcuydu.

Şimdi gelelim haberin özüne...
Velilerin sağduyulu olması, en başta bizleri sevindirdi. Şundan da eminim ki; bizi aradıkları gibi, Türkiye Yüzme Federasyonu’nu da aramış ve neden böyle şeyler yaşandığını sormuşlardır.
Ben bu satırları yazarken (saat 16:30 civarı) henüz Türkiye Yüzme Federasyonu’ndan bir yanıt; ya da “Haksızsınız. Yanlış yazmışsınız” diyen bir telefon almamıştık. (Saat 18:43 itibariyle TYF’den bir açıklama geldi. Anladığım kadarıyla manipülasyon demişler ve hakkımda dava açmışlar. Yalan diyememişler. Gerçek değil diyememişler. Mahkemede görüşmek üzere. Bu arada açıklamanın tamamı internet sitemizde yer alacaktır.)

Fanatik kurulduğu günden bu yana Türk Sporu’nu ileriye taşımak için uğraş veren bir kurum.
Bizim amacımız, bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek...
Türkiye Yüzme Federasyonu Başkanı Sayın Erkan Yalçın’a sesleniyorum: Lütfen sizin altınızda bu işleri yapan, daha doğrusu yapamayanlar her kim ise gereğini yapın.
Çünkü biz, skandalları değil, madalyaları yazmak istiyoruz.

YORUM YAZ