MENÜ

Bir kadın gittiğinde...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

“Kadınlar gittiklerinde arkalarında daha büyük boşluklar bırakırlar.
Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde ‘yetim-öksüz’ kalan çok olur: Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler...
Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar.
Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların.
O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen olmaz, değerini kimse anlayamaz krom hac tasının.
Balkon artık sessizdir, koridor kimsesiz.
Bir kadın gittiğinde...
Ne çok kişi gider aslında; bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci...
Bir anne gider... Bir dost... Bir arkadaş... Bir sevgili...
Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde.
Bir kadın gittiğinde; kapı eşiğindeki ‘Dikkat et’ duyulmaz, annesi gitmiştir ‘geç kalma’nın.
Bir kadın gittiğinde...
Balkon artık sessizdir. Koridor kimsesiz.
Bir kadın gittiğinde... Ne çok kişi gider aslında; bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci...
Bir anne gider... Bir dost... Bir arkadaş... Bir sevgili...”

Büyük üstat Bekir Coşkun’un yazısıydı yukarıdaki...
Bundan daha iyi, ne yazılabilir ki!
Çerçevelet, baş köşene koy...
Antibiyotik gibi düşün! Sabah-akşam oku bir kez; varsa, vücudundaki iltihapları kurutsun.
Emin ol iyi gelir, iyileştirir ruhunu!
Ve ben başka ne diyebilirim ki bunun üstüne...
Sadece düşünürüm; ‘Bir kadın gittiğinde...’

YORUM YAZ