MENÜ

Arda Turan

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Nihat Kahveci’nin İspanya’yı salladığı yıllar... Nihat-Kovaçeviç ikilisi atıyor; Real Sociedad şampiyonluk yarışında söz sahibi oluyordu. Türkiye’den bir televizyon ekibi, İspanya’ya gitmiş, Nihat ile röportaj yapıyordu. Röportaj için seçtikleri mekan, San Sebastian sokaklarıydı. Hem yürüyorlar, hem sohbet ediyorlardı. Muhabirin bir yanında yıldızımız Nihat vardı; diğer yanında kameraman... Taksim’de yürümeye kalksalar, 1 saatte 1 metre yol alamazlardı. San Sebastian sokaklarında, bir Allah’ın kulu gelip; “Ne oluyor” demedi! Ya da Nihat’ın arkasına geçip, elindeki telefonla eşini dostunu arayıp, “Şu an televizyona çıkıyorum” diye haber de vermedi.
Muhabir haklı olarak, “Nihat, seni burada tanıyorlar mı” diye sordu.

Nihat’ın cevabı, hatırladığım kadarıyla şöyleydi: “Abi, burada böyle... Ben onlar için stadın içinde büyük bir yıldızım ve stadyumda bana hak ettiğim değeri fazlasıyla veriyorlar. Fakat şu an, bu sokaklarda onlardan biriyim, sıradan biriyim yani...”

Şu birkaç cümle, bir hayat dersiydi aslında... O birkaç cümleden, birkaç roman yazılabilirdi. Fakat biz, çok resimli az yazılı, çizgi romanlara devam etmeyi yeğledik.

Sorun; Tugay Kerimoğlu’na, Alpay Özalan’a, Emre Belözoğlu’na , Tuncay Şallı’ya... Gittiler, gördüler İngiltere’yi, İtalya’yı... Futbol dünyasında birer yıldızlardı, fakat oynadıkları takımların taraftarlarıyla aynı kafelere, aynı pub’lara gittiler. Çünkü oradaki futbol dünyası, onlara bu şartları sunmuştu!

Bizde neden böyle değil peki?

Türkiye’de neden ‘ulaşılmaz’ oluyor böyle figürler...

Çünkü...

Her yarışma programından bir kahraman yaratıyoruz. Her şarkı söyleyene ‘sanatçı’ diyoruz. Her hangi bir dizide figüranlık yapan kadın, Türkan Şoray oluyor ertesi gün... Merminin girmediği, Azrail’in öldüremediği oyuncu var! Bir gol atan çocuk ‘Yeni Maradona’; bir basket atan çocuk ‘Magic Johnson’ oluveriyor. Büfesi olan adama, “Ne iş yapıyorsun” desen; “İş adamıyım” cevabını veriyor. İki karısını öldürüp hapis yatmış adam, yeni kurbanını canlı yayında, televizyonda arıyor. Sene 2016, ama bütün dizilerde aşiretler var, töre kanunları işliyor halâ... Yarımız açlık sınırında yaşıyoruz; fakat dizilerimizdeki ailelerin hepsi havuzlu villalarda... Mafyaların ‘iyi adamlar’ olduğunu kafamıza sokmaya çalışan diziler var. Tecavüz edenlerin, tecavüz ettiği kadına aşkı; ağlatıyor çoğumuzu... İliklerimize kadar arabesk bir toplum olmuşuz çoktan... Böyle yapmak istediler, biz de olduk!


Burak Yılmaz, Caner Erkin, Gökhan Gönül ve Hakan Balta’yı liste dışı tutuyorum... Arda Turan hakkındaki fikrim ise Türkiye gerçekleriyle örtüşüyor. O, bu arabesk kültürde büyüyen çocuklardan...
Hak ettiklerinden çok fazlasını verdi bu kültür ona... Hem de durup dururken, birden bire...


Gökyüzündeki yıldızlarla eş değer tutuldu bir gün... Işık saçmak, etrafını aydınlatmak yerine gökyüzünün hakimi gibi davranmaya başladı.
‘Lider’ yaptılar futbolumuzda...

Sahaları esir almaya, racon kesmeye kalktı. Antrenman için harcadığı saatten çok, reklamlarda oynattılar. Maradona oldu, Messi oldu, Pele oldu; fakat kendisi olmaktan vazgeçti. Ansızın zirveye çıkarttılar. Ve şimdi, aynı hızla yerin dibine sokmaya çalışıyorlar. Yazık...

YORUM YAZ