MENÜ

Falda ne var hocam?

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bu sefer olmadı. Denizli’nin 4-2-3-1 taktiği tutmadı. Zar gibi bir maçtı. Kısacası atanın galip geleceği bir karşılaşma. Düşeş Yılmaz Vural’ın talebelerine geldi. Holosko öyle pozisyonlar kaçırdı ki, çıldırmamak elde değil. Zemin bozuk bahanesi bile ölçü değil. Aynı pozisyonu kovulan Gökhan Güleç gol yaptı. Ernst, Necip, Sivok, Ferrari, Üzülmez ve Ekrem top kapsın, Bobo, Tello, Holosko harcasın. Yusuf’u yazmadım, o zaten sahada yoktu. Aslında vardı da en son oynayacağı yer orası. Bunu dışardan herkes gördü. Tello’yla yer değiştireceksin olup bitecek. Kanatların olmazsa yaşaman mümkün değil. Denizli’nin hep sıkıntısı vardı, “Top bizde iken sorun yok ancak rakipte iken problem başlıyor” derdi. Ama son haftalarda Beşiktaş’ın sıkıntısı top ayağında iken. Savaşan oyuncular topu kapıp mücadele ediyorlar, ancak yukarıda belirttiğim gibi miras yedi gibi kolay harcıyorlar. İşte biz bu düşüncelerde maçı izlerken, Denizli de bizim gördüğümüzü görmüş olacak ki Tabata’yı sahaya sürdü. Çünkü top kullanacak oyuncu eksikliği vardı. Yusuf vardı gerçi ama o da kanatta idi. Tabata’nın mükemmel ara pası, Tello’nun golü beraberliği kurtardı! Ortam sıkıntılı, bakıyorum 4 bin kişilik yerde Beşiktaşlı yok. Bu maç şampiyonluk yolunda en önemli virajlardan biri olmasına rağmen. Son sözüm Necip’e... Aferin oğlum! Bu kadar milyonluk ayakların yanında sana aferin.

Bu beraberlik şampiyonluk yolunda sıkıntı yaratır mı? Onu da bana değil Denizli’ye sorun. Çünkü kehanet işlerini o daha iyi bilir!

YORUM YAZ