MENÜ

Çamur at izi kalsın

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Ne mutlu ki Beşiktaş’a, günümüzde geçmişten gelen dedikodu ve yıpratma risklerine rağmen, Beşiktaş adına tesis yapmaya çalışan kurum ve kuruluşlara sahip. Fulya için de ihale aşamasından sonra sesler çıkmaya başladı. Bilhassa Fulya’nın metrekare hesabı yapılırken, otoparkının dahil edilmesi gündemde. Daha önce de hep yazdık. Baba mesleği inşaatçılık. 50. yılı doldurduk. İmar kanununa göre otopark, bağımsız bölümlerden sayılmaz. Ancak, ekonomik değer olarak da çok önem arz ettiğini belirtirler. Bizler, daha çok müteahhitler, insanların yaşayacağı alanları düşünürken ‘arabaların yaşayacağı alanları’ sokaklar olarak düşündük. Sokakların bile artık yetersiz kaldığı günümüzde ‘otopark alanları’ ekonomik değer olarak bazen bağımsız bölümler diye adledilen üst katlardan daha önemli hale gelmiştir. ‘Özellikle de Fulya’da’. Onun içindir, imar kanunu bağımsız bölümden hareketle Fulya’da çok olumlu adım atılmış. Bu adımı olumsuz bir düşünceye dönüştürerek ortamı germek son derece yanlış. Eğer birim maliyetleri yüzünden mukayese edilmek istenirse, evet ben de katılıyorum. İnşaat metrekare maliyetleri üst katlara göre daha düşüktür. Ancak ekonomik değer olarak ve de asıl önemlisi ‘kulüp açısından işletilebilirlik ve kontrolü çok daha kolay sorunsuzdur’. Otoparkın ekonomik olarak değer etmediği söylentilerine ise Türkiye gerçeğine bir bakmak lazım. Bu sadece yanlış bir gözlükten bakmanın sonucudur. Otoparkın değeri, hele Fulya’da kaçınılmaz. Biz bu hikayeleri daha çok önceleri dinledik. Öncelikle ihaleye iştirak eden firmanın düşüncelerini tek yönlü olarak doğru kabul edip sonuca varmak da yanlıştır. Ve ihaleye katılan bir firmanın ihale aşamasında yapması gereken, onun yapmadığı girişimlerin başkalarının ağzından kamuoyunun önüne sermesi de tartışılır. Zaten bütün büyük ihalelerden sonra, bu tür laflar söylenir. İhale ve özelliştirmeleri dedikodulara kulak asmadan yapma cesaretini gösteren şahıs ve ilkelerdir. O cesareti göstermeyenler ise aynı bataklıkta boğulup birbirlerine ‘gördün mü şu kulüp şu firma şu insanlar nasıl büyüdü, helal olsun’ deyip zaman zaman hikayeler anlatırlar. Anlatılan hikayeler devam etsin, ancak yaptıkları doğru. Benzer hikayeleri yıllarca duyduk. Beşiktaş’a belki de kurumsal anlamda sınıf atlatan Akaretler’deki kulüp binası olarak kullanılan plazanın projelendirilmesi yapımı sırasında ve sonra dağılımında hikayeler yazılmış, bu hikayeler hala devam ediyor. Ama o projenin yapılmasına karar veren yönetimler ve yapım işini üstlenen kurum ve kuruluşlar bizden alkış alır. ‘En kötü karar, kararsızlıktan iyidir...’ Ayrıca bugün Fulya ile ilgili alınan karar, yapılan sözleşme, verilen ihale komisyonunun oluşumundaki titizlik ve o komisyonun gösterdiği başarı hem doğru bir karar hem de Beşiktaş’ın geleceği için hayırlı bir iştir. Geçen gün Atıf ağabeyin yazdığı yazıda bu iş için emeği geçenlerin tümünün eline sağlık. Gerisi hikaye...

YORUM YAZ