MENÜ

Aferin Tello

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Hakem konusunda fazla maydanoz olmak istemiyorum. Hele Özgüç’ü asla eleştirmem, kafası karışık galiba. Ancak Türkalp, oynayanla oynamayanı ayıracaktı.
Hala geçen sezonki Rize, Fortis Kupası müsabakasına gitti. Antalya da aynı anlayışta idi. O derece ortamı germeye ne lüzum vardı. Sen sırat köprüsündesin tamam, hiç aklımın köşesinden bile geçmez maçı bırak demek. Ancak herkes evine ekmek götürecek, o zaman Antalyalı kardeşlerim biraz ayıp etti. Kırmızı kart görecek diye Abdülkerim hoca bazılarını hemen kulübeye çekti. Lige zor geldin, çabuk gitmenizi de istemem.
Tabii ki bir de saha içi var. Boşa giden bir 45 dakika. Taraftar maçı çok ciddiye aldı. Yapılması gerekeni yaptı, tribünleri doldurdu, desteği tam idi. Ancak 46. dakikadaki kadro, Mustafa hoca tarafından ilk yarıda sahaya sürülmeliydi. Bu kupa statüsünde iki galibiyet, artı bir beraberlik seni bir üst tura çıkartır. Önce skoru yakala, ondan sonra kimi sokarsan sok. Arayışını yap. Rakibinin ayranı kabardıktan sonra, işin zor. Üstelik oyunu da çok yavaş oynuyorsun. Rakip kapanmış, topu bir türlü kenara da taşıyamıyorsun. Pozisyon da bulamadın. İşte 60. dakikadan sonra, yapılan değişiklikler sahaya ağırlığını koydu. Zaten 1 gol yetiyordu lastiğin patlamasına. Patladı da. Bir isterken, üç oldu.
Ancaaak... Çok ama çok önemli bir konuya değinmek istiyorum. Tello bugün ölü toptaki becerisi ve goldeki vuruşuyla, inşallah sezon başından bu yana ölü toprağı serilmiş halini bırakır. Holosko, işte sıra onda. Beşiktaş’a çok ümitlerle, çok para verilerek alındı. Çok işler yapacak diye. Hazırlık maçları dahil, yirmiye yakın maç oynandı. Holosko kayıp, biraz da ayıplarda.

YORUM YAZ