MENÜ

Sevginin gücü

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Fenerbahçe futbol takımının çok iyi bir hava yakaladığı gözlerden kaçmıyor. Oyuncular öylesine kenetlenmiş ki, ayırmak için ancak ilahi güç gerekir. Bir dönem Kezman ile Brezilyalılar arasında kırgınlık olduğu söylentileri vardı. Sırp oyuncunun, bu nedenle form düşüklüğü yaşadığı iddiaları gündemdeydi. Kasımpaşa maçı öncesi Kezman ile Alex’in bir sarılması vardı ki, sanki 40 yıllık dost gibiydiler. Bay Gol Semih, her maç atıyor ama Zico, kaza kurşunu yememek için Semih ile Kezman’ı yanyana oynatmaya çekiniyor. Sabır taşı olsa çatlar ama Semih, tam tersini yaşıyor, umursamıyor. Takımda pozitif enerjinin oluşmasında Zico en etkili isim. Futbol kariyeri, ilişkileri ve beyefendi yapısıyla öğrencilerini kendisine bağlıyor. Sonra idari menacer Volkan Ballı gibi bir avantaj var. Teknik kadro, oyuncu, taraftar, yönetici, çalışan kim olursa olsun başı sıkışanın yanına koşuyor. Futbolcuların adeta eli ayağı. Santana, İrfan Saraloğlu, Önder Özen ve Murat Öztürk’ün yanı sıra, sağlık ekibiyle, malzeme sorumlularını da unutmamak gerekir.
Takım içindeki bu gerçek anlamdaki sevgi bağı, Fenerbahçe’nin başarılı olmasındaki etkenlerin başında geliyor. Sarı-Lacivertli ekip, seyir zevki verirken, camiasını gururlandırıyor. Yönetimin şevkle çalışması da itici güç oluyor. Bu havanın kirlenmemesi çok önemli. Futbolcular, televizyondaki Selena dizisinde kötülerin lideri olan Hades bile Samandıra’ya gelse, bu ortamı bozmaya gücü yetmez görüşünde. Sarı-Lacivertli ekibin maddi sıkıntısı yok, moral motivasyon problemi sıfır, kolej takımının da üstünde sevgi birliği var. Futbol takımında kök salmaya başlayan sevgi tohumlarını, kulübün tüm birimlerine ve camiaya savurup, yeşertmek için ne lazımsa yapılmalı. İşte o zaman Fenerbahçe’nin bir Barcelona, Milan, Real Madrid, Manchester United olmasına hiçbir güç engel olamaz.

YORUM YAZ