MENÜ

Kimse anlayamadı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Fenerbahçe’nin son yıllarda şansı da yok. Diyeceksiniz ki, ‘adam maç için kendini yırtmazsa sadece kısmetle nereye kadar gider’. Kesinlikle öyle. İlk çeyrekte Fenerbahçe, rakibinden bir adım öndeydi. Organize atak sonrası Carlos, topu altı pasa kestiğinde, Alex geride kaldı. Kaleci İsailoviç ile defansın anlaşmazlığında Kırmızı-Siyahlılar şanslıydı. Jedinak’ın serbest vuruşunda baraja çarpan top, Volkan’ı yanıltıp ağlara gitti. Fenerbahçe’nin şanssızlığı Gençlerbirliği’ni öne geçirdi.
Anadolu takımları, yenik duruma düştükten sonra oyun disiplininden kopabilir. Bu, su götürür. Ancak şampiyonluk hedefleyen Sarı-Lacivertli formalıların böyle bir lüksü olamaz. Roberto Carlos, Volkan ve her şeye rağmen Gökhan Gönül, sonradan girenler de dahil diğerleri ‘şans topu’ çekilişini bekleyenler gibiydi.
Koray-İlhan ikilisi defansta hiç zorlanmadı. Burhan, Cem Can, Jedinak ve Soner orta alandan hücum bölgesine geçerken antrenman rahatlığındaydı. Burhan’a, Volkan ‘dur’ dedi. Djite ile Mustafa ise son vuruş beceriksizliğine takıldı. Meşin yuvarlak sürekli kırmızı formalıların ayağındaydı. Fenerbahçe 6-7 kişi eksik oynuyordu sanki. Uğur Boral, oyundan çıkarken eldivenleri yere attığında inanılmaz hırslıydı, top ayağındayken maşallah kuzu gibiydi.
Fenerbahçe, Gençlerbirliği karşısında maalesef bir kez daha tanınmayacak haldeydi. Aragones ve öğrencileri aslında 1-0’lık yenilgiye sevinmeli. Çünkü; sahada ter dökmeyen, emek harcamayan Sarı-Lacivertli futbolcular 4-5 farkla da kaybedebilir ve ucu görünmeyen karanlık bir tünelin içine düşebilirlerdi. Fenerbahçe’nin, ikinci yarıdaki hızlı düşüşü ne yazık ki devam ediyor. Yıldızlar topluluğu olan bir takımın, bu durumlara düşmesinin öncelikle teknik patron ve futbolculardan kaynaklandığını herkesin bilmesi gerekir.

YORUM YAZ