MENÜ

Garip ama gerçek

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Fenerbahçe gibi ilk 11’i ve yedek kulübesi, şampiyonluk mücadelesi veren diğer takımlara göre kalitede ağır basan bir ekibin, 30. hafta sonunda 10-12 puan önde koşması gerekirdi. Kimse kızmasın, gücenmesin. Kaliteli oyuncu, seyir keyfi, kadro zenginliği pencerelerinden baktığımızda, koltukta hep Fenerbahçe gözüküyor ya da bana öyle geliyor.
Sarı-Lacivertliler’in 30 haftalık süreçte 3 yenilgi, 7 beraberlik alıp 23 puan kaybetmesi garip ama gerçek. Bu zaman diliminde Fenerbahçe’nin 1 mağlubiyet, 2 ya da bilemedin 3 beraberlik opsiyonu olmalıydı. O da Şampiyonlar Ligi ile milli maçlardan kaynaklanan yoğunluğun hatırı için. Avrupa karnesine bakıyoruz, notlar çok iyi. Futbol dünyası uzun süre Fenerbahçe’yi konuştu. Çeyrek finalde Chelsea’ye elendiği halde gündemden düşmedi. Aynı şekilde derbileri irdelediğimizde, 4 maçta 12 puan duvarda asılı. Bu veriler ışığında, Fenerbahçe’nin açık ara yapması gerekirdi.
Fenerbahçe’de yaşanan kimlik farklılığına bir anlam vermek mümkün değil. Kritik haftalara girilirken bu sorunun öncelikle çözülmesi gerekir. Şampiyonlar Ligi maçları ile derbilerde Fenerbahçe iyi motive olup, tam konsantrasyona ulaşıyorsa, bu, diğer maçlarda da yapılabilir. Zico ile idari menacer Volkan Ballı’nın maça hazırlama dersini en iyi şekilde işlediğini biliyorum. Fenerbahçe’nin sorunu, sanki yorgunluk ve havaya girmekten kaynaklanıyor. Buna şımarmak da diyebiliriz. Eğer oyuncu fizik yönünden iyi değilse, hocasını haberdar etmek zorunda. Kesilirim korkusundan, futbolcu hep oynamak ister. Bu yüzden sakat sakat maça çıkan ve futbol yaşamı biten nice oyuncular gördük.
Futbol asla gevşemeyi affetmez. Büyük paralar alıyorsan, her koşulda ciddi olmak zorundasın. Ankara deplasmanında Fenerbahçeli futbolcular, son saniye golüyle 2 puanı hediye etti. Sen iyiysen, hakem kolay kolay sırtını mindere yapıştıramaz. Ayrıca Fenenbahçe, ikinci bir Denizli sendromunu da asla kaldıramaz.

YORUM YAZ