Fenerbahçe çok istedi ama...

İki takım da derbiye istim üstünde başladı. Moral, fizik, mental ve motivasyon açısından üstüne koyarak giden iki takım vardı. Sadece puan ve iyi oyun tartısında Beşiktaş’ın biraz fazlası vardı. Ülker Stadı’nda başlama vuruşuyla birlikte Fenerbahçe, baskılı oyunda ön plana çıktı. Rakip sahada başlayan pres ve adam savunmasıyla Beşiktaş, bilinen temposuyla iyi oyununa ulaşamadı. Taktik gereği mi yoksa korku kaynaklı mı Beşiktaş, ilk yarıda hücum düşüncesinden uzak kaldı. Savunmada top çevirip tempoyu yavaşlattılar. Belirli anlarda zamana oynadılar. İlk yarıda Beşiktaş’ın pozisyonu yoktu. Daha çok sol taraftan Hasan Ali ile Aatif üzerinden zaman zaman da Şener’in kanadından baskı kuran Fenerbahçe, ofansif oyundan hiç vazgeçmedi. Kenarlar kapandığında ise arkadan uzun toplarla Sow ile Van Persie’yi kaçırıp açık aradılar ancak genelde kendi ceza alanına kümelenen Beşiktaş, pek pozisyon vermedi. Fenerbahçe, bunca baskıya rağmen bir kez Skrtel’le gole çok yaklaştı.

Namağlupluk devam etti

Maçın ikinci yarısıda ilk bölümün kopyası gibi geçti. Beşiktaş, beraberlik takımı havasında oynadı. Sahasına kapanıp Fenerbahçe’nin hücum girişimlerini durdurma mücadelesi verdiler. Sarı-Lacivertliler, Alper, Volkan, Hasan Ali ve merkezden Mehmet Topal’la gol için tüm şartları zorladı ancak üçüncü bölgede duvar ören Beşiktaş’ı bozacak pozisyonları bulamadılar. Beşiktaş, 1 puanı alıp namağlup ünvanını korudu. Bence istediği buydu. Karşılaşmanın genelinde rakibin yarı alanında oynayan Fenerbahçe, fazlaca fırsat çıkartamayınca istekli oyununu golle taçlandıramayıp 1 puanla yetindi.