MENÜ

Yeni başlıyor...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Galatasaray’da yüzler beş karıştı. Sanki ilk yarının keyiflere keyif katan takımı gitti, yerine umursamayan, kılını kıpırdatmayan, haylaz mı haylaz bir ordu geldi. Olacak arada vites düşürmeler, normal, lig uzun bir maraton düzelirler diye iddia ettik azınlıkta kalarak. Floryalı arkadaşları kendine getirmek için bir kıvılcım yeterliydi. Doğrusunu söylemek gerekirse benim de umudum yoktu Fransız Sokağı’nda kahkaha atmak için. Taaaa ki, Antalyaspor maçının ardından sarfedilen bir kamyon dolusu ahkamdan sonra... Bizleri bile çıldırttılar, ya yerin dibine batırılan Skibbe ve öğrencileri ne yapsın... Naturel doping olacaktı bu karalayacı kelimeler, oldu da... Başından beri söylüyoruz, ‘Galatasaray korkusu’ diye... Ama bu kadar maksimum noktada da olduğunu tahmin edememiştik doğrusu.
Akdeniz sahillerinde kötü oynanmasına rağmen en az yedi pozisyonu heba etmiş bir Galatasaray. Üç puan kaybedildi, ama beyzadelere göre şampiyonluk da gitti. Liderle aradaki puan farkı 5, Kadıköy’le aynı, Beşiktaş’tan artı bir önde... 14 hafta var. Çarp 3’le, 42 eder. Hesap doğru, matematiğe bedenci gelmediğine göre! Gelenler hesaplayamıyor aportta bekleyen Lincoln ve Kewell’ı, ya da işlerine gelmiyor... O korku var beyinlerde ‘ya sakatları iyileşirse’ diye. Kemiriyor içlerini sezon başından beri.

Adnan Polat bile etkilendi bu konuşmalardan. Nasıl etkilenmez, ben 20 sene oyunculuk yaptım, konservatuardan geçtim, böyle rol yeteneği görmedim yahu. O ne mimik ve jestler yarabbi, Galatasaray’ı ameliyat masasına yatırırken çok bilen şoförler de! Diyor ki Polat, “Geçen sene Lincoln mu vardı”, aktörlerin etkisine kapılarak ya da başka bir deyişle başkanlık koltuğuna oturduğundan beri ilk kez sürç-i lisan eyleyerek... Geçen sezon da vardı, bu sezon da... Görüyoruz o olmayınca nelerin olmadığını. Eğer başkan diğer futbolcularını motive etmek için konuştuysa yanlış bir yöntem, ancak söz ettiğim beyzadeleri(!) motive ediyor bu son derece gereksiz açıklamasıyla.
Evet, durum kısaca böyle... Kamçılanmış ve hırslandırılmış Galatasaray’ı çarşamba gecesi gördük. Son yılların en yüksek formunu yakalayan Bordeaux’nun önünde hâlâ kendini ispatlamaya çabalayan Skibbe’nin stratejisiyle umutları Sami Yen’e taşıyan bu çocuklar, ligin hakkından da kolayca gelecektir. Hiç kuşkunuz olmasın, her türlü tiyatroya rağmen...

YORUM YAZ