MENÜ

Olacak galiba

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Milli arada bir sürü sorunla haşır-neşir olmuş Galatasaray ile; son yılların en iddialı takımı Trabzonspor’un ilginç gecesi. Ev sahibinin puan kaybetme anlamında opsiyonu kalmamış. Diğeri liderliğin verdiği avantajla daha rahat. İşte bu rahatlıkla oyuna hakim başlayan konuk takım. Rakiplerinin üzerlerine gittiler fakat, bilinç ve şuur aramadan, bir Ersun Yanal klasiği izledik yine. Neyse bir İstanbul yakasına bakalım...
Skibbe, yine orta alanı kalabalık tutmuş, değişik bir tarzla. Defansın önüne Meira’yı koymuş. Portekizli yeni görevinde değil sırıtmak, Lincoln’den sonra maçın en iyi adamıydı adeta. İlk kez Servet ile Emre, bu kadar huzurluydular. Takım çift önlibero gibi gözükse de, Ayhan hücuma yakın oynadı. Ve biraz kramponlarıyla topun dengesini sağlasa, devredeki fark daha da artardı. Tabii Baros ve Kewell’ın bonkörlüğünü ‘es’ geçmeyelim. Milli dopingli Sabri, aynen devam... Hırsı ve arzusu görülmeye değer; ‘Seni eleştirirken, acımasızlığımız ne kadar fazlaysa, şu anki resmine de o denli taktirle bakmak hakkımız’.
DeSanctis’i unutursak kaleme ihanet olur. Nihayet Galatasaray uzun zamandır aradığı ve bugüne kadar başarılarına ket vuran kaledeki güvensizliğin çaresini bulmanın tatlı acısını çıkartıyordu.
İkinci yarı pususuna çekilen evsahibi, Lincoln’ün son derece şık olan imzasından sonra, oyunun tüm inisiyatifini eline geçirdi. Üstelik yine aynı kişinin sakarlığı tarafından 10 kişi kalmasına rağmen. Bunda da Kewell-Aydın değişikliğinin çok etkisi vardı. Aydın, oyuna girdiği andan itibaren etrafını öyle bir aydınlattı ki, sormayın. Bir alkışta genç futbolcuya.
Her türlü yaşanan kaosa rağmen, Galatasaray dün akşam takım gibi takım olma yolunda, bize birçok enstantane yaşattılar. Darısı Olympiakos maçına...

YORUM YAZ