MENÜ

Felipe Melo ya da gölgesi

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Galatasaray'ın yaşadıkları bugünün sorunları değil. Sezon başından bu yana basamak basamak gerileyen bir yapı var orta sahada. Ligin sadece 13 haftası geride kalmışken, yere düşmüş bu ekibi ayağa kaldırmak için iyi bir alternatif de yok. Galatasaray, ligin en iyi hücumcusu Beşiktaş kadar gol atmış (30) durumda. Sorun yenilende. Rize, Antalya ve Kasımpaşa maçının gösterdiği gerçek bu. Muslera'nın üç direk arasında durduğu bir savunma hattının 18 gol yemesi krizin başlıca sebebi.

Galatasaray eşit sayıda gol (18) yediği Bursaspor'la birlikte, geri kalan 16 ekibin 10'undan daha fazla gol yemiş durumda. Üstelik ligin sadece üçte birlik kısmı geride kalmışken. Ancak bu savunamama halinin başlıca sebebi, Muslera'nın önündeki dörtlü -sürekli değişen- değil. Onların da önündeki ilk savunmacı. Yani Felipe Melo! Problem Brezilyalı'nın yokluğu.

Avrupa-lig ayrımı olmaksızın Galatasaray'ın oynadığı 19 maçta 5 farklı oyuncunun (Bilal, Jose, Hakan Balta, Jem Paul, Emre Çolak) Selçuk'a partner olarak kullanılması da durumun sağlıksızlığını anlatıyor aslında. İlk çare elbette transfer ama şu an için bir çıkar yol yok.

Diziliş değişmeli

Tam merkezdeki bu büyük deliği kapatacak tıpayı takım içinden bulmak gerek. Dizilişi değiştirerek elbette. Selçuk İnan'ı da daha efektif kullanmanın tek yolu bu. Yasin ve Podolski'nin hücumun iki kenarı olduğu bu oyunda bile tek yumruğu olan bir boksör gibi saldırıyor Galatasaray. En azından maç sonlarındaki ısı haritalarından çıkan görüntü böyle. Bu şekilde bile skor üretiliyorken, hücumu 1 azaltmak sorun teşkil etmez. Merkezi kendi ayakları üzerinde tutmak için feda edilecek oyuncu ise Yasin. Sürekli geriye giden performansı ve hücuma zenginlik katamamasıyla en zayıf halka o.

Dörtlü önünde Selçuk'un önderliğindeki üçlü (ikisi savunmacı) sonrasında Sneijder ve hücumda Burak-Podolski ikilisinin varlığı. İtalyanlar'ın kanatsız oyunlarını (4-3-1-2) andıran bir diziliş deneyerek. Ve bu saha içi dağılımıyla, aynı oranda belki de daha fazla hücum etmek mümkün. Üstelik savunmayı daha da sağlamlaştıracak. Bunun çaresi de iki hücum beki kullanmaktan geçiyor. Hakan Balta ve iyileştiğinde Denayer ile oynayarak. Çareyi takım içinden bulmak mümkün.

Denizli hepsinden şanslı

Şenol Güneş sadece atarak şampiyon olunamayacağını geçtiğimiz sezon tecrübe etti. Bursaspor'la ligin en skoreri (69 attı) olurken 6. basamakta kaldı. Mustafa Denizli'nin de bu gerçeği ıskalaması beklenemez. Hele ki 'Hücum oynatacağım' diyen Vitor Pereira'nın Türkiye gerçekleriyle karşılaştıktan sonra kalesini kapattığını görünce...

Denizli, yarışta geride kalmasına rağmen bu iki rakibi ve diğer tüm teknik adamlardan daha şanslı. Tam 7 yıldır tribünde oturuyor ve rakiplerini analiz ediyor. Çok fazla ders çalışmasına gerek yok, notlarına bakması yeterli.

YORUM YAZ