MENÜ

Sorun yöresel değil, yönetsel...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

2011-2012 sezonu Rize’de, Rizespor ve Akhisar Belediyespor takımları son maçlarına çıkıyorlar... Hangi takım yenerse, o takım Süper Lig’e yükselecek. İşte böyle... İki takım için de ölüm kalım maçı... 90 dakikanın sonunda konuk ekip kazanıyor, Süper Lig’e çıkan taraf oluyor. Misafir tribününde, ligin son maçında takımlarını desteklemek için gelmiş Akhisarlı taraftarlar var. Maç bitince kutlamak için takımlarını tribüne çağırıyorlar. Ancak bu ilk etapta gerçekleşmiyor. Maç bitiminde Rize tribünlerinin gerginliğini sezen Akhisarlı futbolcular, olaylara neden olmamak için soyunma odasının yolunu tutuyor.

Örnek başkan Kalkavan

Kendinizi o an için evinde kaybeden, Süper Lig şansını kaçıran Rizespor başkanının yerine koyun. Şüphesiz başkan olarak bu duruma en çok üzülen en çok sıkılan insan siz olursunuz... Ama o Rizespor’un başkanı Metin Kalkavan o üzüntüsünü, moral bozukluğunu bir yana bırakıp örnek bir davranışta bulunuyor, misafir takımın soyunma odasına inip tek tek bütün Akhisarlı oyuncuları tebrik ediyor ve rakip takımın sahaya çıkıp taraftarlarıyla bu mutluluğu paylaşmalarını sağlıyor. Bunu bana kimse anlatmadı, çünkü o maçı takip eden şanslı gazetecilerdendim, yani oradaydım...

En büyük yara Trabzon’a

Sözü nereye getirececeğimi tahmin etmişsinizdir. Önceki akşam oynanan Trabzonspor-Fenerbahçe maçının tatil edilmesine sebep olan olaylara baktığımızda, bu anekdot aklıma geldi ve ‘paylaşayım’ dedim.

Bence sorun; yönetmek sorunu... Yani yöneticilik sorunu. Çünkü aynı yörenin insanı, aynı duyguları benzer şekilde yaşarken, bir yerde bunlar oluyor, bir yerde ise neler olmuyor neler... Kimse bana “Trabzonspor ile Rizespor’u kıyaslamayın” demesin. Bu bir değil, iki değil, üç değil... Bir kentte otobüs kurşunlama dahil iki maç yarıda kalıyorsa ve bütün bunlardan sonra da hiçbir şey olmamış gibi, “Bu bir husumettir. Olur böyle şeyler” diye bakılıyorsa, bundan en büyük yarayı sadece Trabzonspor değil, Türk futbolu alır.

Günü kurtarma pahasına...

Siz, ‘hakemin elinden kırmızı kartı alıp, marifetmiş gibi yine hakeme gösteren’ bir oyuncuyu süresiz kadro dışı bırakmak yerine, caddeye adını verirseniz, ardından açılışını yaparsanız, gelinen nokta bu olur.

Bence, bundan önceki ve şimdiki yönetimlerde, içlerinde doğru söylemlerle yola çıkanlar olsa da, popülizm batağına saplanmanın bedelini ödüyor Trabzonspor... Oysa günü kurtarma pahasına kamuoyunun gazını almak için yapılanların yanı sıra, ötelenen yaptırımlar durumu bu noktaya tırmandırdı. Olayların bu noktaya gelişinde sadece Trabzonsporlu yöneticiler değil, geleceğe dönük beklentileri düşünerek bu istenmeyen gelişmeler karşısında gereğini yapmayan futbol federasyonu da en büyük suçludur...

YORUM YAZ