Fener'i hafife alırsan...

Kupada yarı finale kalma mücadelesinde ilk maçlar her zaman stratejiktir. Takımlar genelde ikinci maç için kendi açılarından iyi bir sonuç elde etmek ister ama temkinlidirler. Dün gece Kayseri’de ev sahibi, ekip ligde yakın zamanda farklı yendiği rakibi karşısındaki 11’den farklı 8 oyuncuyla sahadaydı. Sergen Yalçın kısa sürede kadro zenginliği ve derinliğinden iyi bir Kayserispor çıkartmış ortaya. Forma rekabetinden dolayı oynayan da oynamayan da hazır. Örnek mi? Welliton. Brezilyalı, ligin ilk yarısında ‘nasıl olsa beni kimse kesemez’ havasındaydı. Şimdi ise koşuyor, pres yapıyor. Yani formanın değerini anlamış.

Durağan bir futbol

Fenerbahçe ise 27 futbolcu ile gelmiş Kayseri’ye ama sahadaki 11 aynı bıraktığımız gibi. Hani uluslararası kredi kuruluşları ekonomi notu veriyor ya, biz de Fenerbahçe’nin futbolu için şimdilik durağan notu veririz. Gerçekten uzun süredir sadece Lens’in top ayağına geldiğinde heyecanlandıran bir takım durumundalar. Ayrıca Lens’in de vücut dili eskisi gibi değil mutsuz... Advocat’ın orta sahasında 6 numaradan da 8 numaradan da fazlasıyla var, ama 10 numara bir türlü yok. Zaten sorun da bu. O nedenle bu kadrodan bundan fazla futbol beklemek haksızlık olur. Sadece bireysel performanslara bağlı kalırsınız.

Esas hedef lig

İlk yarıda Fenerbahçe, sağ çizgide kazandığı serbest vuruşu çabuk kullandı. Kayseri savunması uyudu ve Fernandao ile konuk takım golü buldu. İkinci devrede de Kayserispor baskılı gözüktü ama aynı ilk golün benzeri bir golle 2’yi yedi. Devamında da ters bir vuruşla 3. gol geldi. Fenerbahçe’yi hafife almayacaksın, savunmada uyumayacaksın. Yoksa skor birden farka gider.

Aslında Kayserispor için önemli olan ligde kalmak, kupada gittiği yere kadar gidebilmekti. Fenerbahçe ise şampiyonluk yarışında çok geride kalınca amaç kupadan Avrupa’yı yakalamaktı. Bu farklı skorla Kayseri’den İstanbul’a yarı final biletini almış olarak döndüler diyebiliriz.