MENÜ

Yaşa Deivid

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Lugano golü attı ve Fenerbahçe Bursaspor karşılaşması başladı. Altı dakika geç kaldı yani, dün akşam futbol. Uruguaylı’nın golü, bir anlamda çoktan hak ettiği küçük bir hediyeydi. Çünkü, kaç maçtır olduğu gibi dün de yine takımının en iyilerindendi.
Salı akşamı kıpırdanmaya başlayan Selçuk ise, tartışmasız hem takımının hem sahanın en iyisiydi. Cesurca ve tribünleri veya olası bir hatalı pası değil de, sadece formasını düşünmeye devam ettikçe de iyi oynayacak, eskiden olduğu gibi...
Carlos da, büyük aşkı futbola geri dönmüş gibiydi. Umarız tek gecelik bir ilişki değildir bu. O kadar da yaşlı değil çünkü, hayranları çok fazla ve hala hayatta...
Hep iyilerle sürüp gitmez bir hikaye. Cazibesini yitirir. İçinde mutlaka kötülere de yer verilmelidir. Bu nedenle, Gökhan Gönül, Semih ve Yusuf’un aslında pek alışık olunmayan oyunları göz ardı edilmemelidir...
Araya mutlaka, bir iki cümle de olsa hakem serpiştirilmelidir. Mesela; ceza sahası içindeki kontrolsüz hareket rakibe temasla neticelenmişse, buna ‘penaltı’ denir. Mesela, her ‘forma tutma’ hareketi, sarı kart değildir. Aksi halde, günümüzdeki her futbol karşılaşması, daha önce 6 kişi kalan takımın hükmen yenilgisi ile bitecektir...
Çok kaliteli ve seyirlik futbolcu Deivid’in golle dönüşü ise, her futbolsever için mutluluk vericidir. O, oyuna dahil olduktan sonra, takım arkadaşları için maçın bitmiş olması ise, üzüntü vericidir. Tabii en çok da Aragones için.
Peki o dakikaya kadar olumlu hiçbir şey üretemeyen, üstelik ligin üst basamaklarında yer alan kavuniçi Bursaspor’a ne demek gerekir. Yakıştı mı, Timsah’a!

YORUM YAZ