MENÜ

Ter bastı!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Akşamın dokuz buçuğu olmuş, halâ oturduğun yerde şeyinden, paçalarından ter damlıyor. Bu havada futbol oynamak tabii ki zor. Ayrıca, sezon başı yüklemeleri ve adı üzerinde ‘hazırlık karşılaşması’ da olunca, sığınılacak bahane bol. Bu güçlü bahanelerin arkasına saklanarak şöyle denilebilir, “fazla eleştirme, ağır ol!”.

Yok, öyle olmaz! Her zaman işin başında eleştirecek, önceden söyleyeceksin ki, iş işten geçtikten sonra boşuna gazel atmayasın!

Mesela Fenerbahçe stoperlerinin hatalarını, uyumsuzluklarını, beklerin üzerine kalan arkaya kaçışların aslında onların zafiyetinden oluştuğunu söyleyeceksin. Geçen sezon da böyleydi bu, özellikle Egemen olmadığı zamanlarda. Yani, ya bir an önce sağlıklı ve formda bir Egemen geri gelecek ya da stoperlerin bu yanlışları bir şekilde telafi veya tedavi edilecek.

Bir de hücum kısmı var tabii işin. Hele Kadıköy’de ise Çubuklu, başlangıç düdüğüyle birlikte saldıracak, bastıracak, atacak ya da kaçıracak. Ancak bol bol ve organize bir şekilde deneyecek bunları. Oysa, ilk yarım saatte hücum konusunda da pek yetersiz ve hazırlıksızdı Fenerbahçe. Emenike sıra dışı gücüne rağmen, takımdan ayrı oynuyormuşçasına belli belirsizdi sahada. Sow da, iki ortaya vurduğu kafalar dışında etkisizdi. Bunun nedeni tabii ki sadece kendileri değildi. Orta alandan onları sürekli ileri itecek, pozisyona sokacak destek ve paslar gelmedi. Orta alanforvet işbirliği, rakipleri kendi yarı sahalarında kalmaya mecbur etmek noktasında çok önemli.

Bu kadar yeter. Alves’in hazırlık maçlarında bile yaptığı gereksiz sertliklerden ve Emenike’nin kendini Ronaldo sanışından başka zaman söz ederiz. Klavyeyi bile ter bastı!

YORUM YAZ