MENÜ

Sayesinde!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Kasımpaşa sahanın her bölgesinde top çevirerek, klasik deyişle ‘rölanti’de tutmaya çalışıyordu oyunu. Yüzde yüz haklıydı da, rakibiyle güç farkı kıyaslandığında. Özellikle Erhan Küçük büyük oynuyordu; ileride, geride, kanadının her karışında. Tecrübeli Fatih ve Merthan en önemli yardımcılarıydı, takımına katkıda...
İlginçtir, tam karşısında da Deivid vardı, Erhan’ın. Savunmada Edu, biraz da Aurelio’yu saymazsak, Deivid de kendi takımının en istekli ve kendini oyuna verebilen adamıydı...
Süper Lig’in aslında en kritik oyunlarından biri, her iki tarafın bir kaç zayıf girişimi dışında, ilk yarı boyunca tipik bir hazırlık karşılaşması kıvamındaydı. Hareketsiz, cansız, heyecansız; sıkıcıydı...
İkinci yarının başlagıcında Deivid’in gördüğü sarı kart, onun da oyundan düşmesine neden oldu. Kezman’ın, yakaladığı nadir, ancak çok net pozisyonları harcaması, “eyvah! Puanlar gidiyor mu?” endişesine neden oluyordu Fenerbahçeliler için. Çünkü, futbolcularının dün akşamki karşılaşmaya hiç mi hiç motive olamadıklarını onlar da çok net görüyordu...
Sonra Semih girdi sahaya. Girer girmez, Alex geriye top almaya geldi, dün akşam ilk kez. Oynamaya başladı Alex ve Fenerbahçe, Semih sayesinde...
Sağdan, soldan, ortadan... Semih duvar, Alex duvar ustası. Semih ayağına hakim forvet, Alex Semih hastası...
Gökhan bile oynamaya başladı, onun için sıradan bir Süper Lig karşılaşmasında! Semih’in zoruyla.. Ve Fenerbahçe, Beşiktaş derbisi öncesi, belki de çok daha tehlikeli bir maçı kayıpsız geçmeyi başardı...

YORUM YAZ