MENÜ

İyi günde, kötü günde

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Tarif edilemeyecek hazlar ve duygular yaşatan görüntülerdi; Kayserispor hezimetine ısınan Fenerbahçeli futbolcuların Ay-Yıldız’lı formalarıyla verdikleri...
Roberto Carlos, Daniel Güiza, yeniden sakatlanmadan yaklaşık 50 dakika önce Emre Belözoğlu, saçını kestirmiş Burak Yılmaz ve Ay-Yıldız’ı iyice büyütmek için formasını öne çekerek uzatan, gerçek adıyla Colin Kazım’ın fotoğrafları, artık arşivimizde...
Sadece, canı zaten sıkkın olan Fenerbahçeliler için değil, Fenerbahçe’den hoşlanmayan herhangi bir Türk insanı için bile, gurur verici, unutulmaz anlardı şehitlerimize saygı dakikaları...
Sonra karşılaşma başladı. İyi olan kötü olanı, alışık olunmadığı şekilde dağıttı ve neyse ki, kurallar gereği asıl formalarını giymek zorunda olan Sarı-Lacivertliler, yıllar sonra kendi sahasından farklı bir tarifeyle ayrıldı...
Sonuçta bir futbol maçıydı oynanan. Sadece 21. Yüzyıl’da; yani 16 Ocak 2000’de oynanan 2-1’lik Beşiktaş karşılaşmasından bu yana, iç sahada toplam 148 Süper Lig karşılaşması oynadı Kanaryalar. Bu, 12. kaybedişleriydi. 20 kez de berabere kalmışlardı aynı dönemde...
116 galibiyet demektir bu 21. Yüzyılda, sadece Süper Lig’de ve içeride kazanılan. Oldukça da iyi bir istatistiktir. Bu veriye, aynı sürede kazanılan 4 şampiyonluk da eklendiğinde, yüzler fazla asılmamalı, başlar dik gezilmelidir. Dünyanın önde gelen futbol takımlarının, kendi liglerindeki randımanları incelendiğinde, bundan çok daha iyi veriler elde edilemeyecektir. Mesela; aynı sürede Galatasaray 16, Beşiktaş ise 27 iç saha karşılaşmasını yenik bitirmiştir. Galatasaray 21, Beşiktaş ise 24 kez bu sürede, sahalarındaki Süper Lig karşılaşmalarında, beraberliklerle yetinmiştir...
Zaten herhangi bir resmi futbol karşılaşması, sadece dört sonuçla bitebilir; birinci takım kazanır, berabere biter, ikinci takım kazanır veya maç tekrar edilir. Buna, hükmen yenilgiler ve federasyon kararları dahildir...
Fenerbahçe Spor Kulübü’nü az çok tanıyanlar, bu sezona ait öngörülerinde, Profesyonel Futbol Şubesi’nin pek parlak bir sezon geçirmeyeceğini söylemişlerdir yakınlarındakilere.. Ve hatta tanımadıkları kimselere bile, bir şekilde. Bu da, son derece normaldir...
Oynadığı her maçı kazanan, her girdiği yarışmada birinci olan, hiç hezimete uğramayan bir futbol takımı, yeryüzünde henüz tesis edilmemiş ve hiçbir zaman da edilemeyecektir. Futbol oyununun ruhuna aykırı olur zaten bu durum...
Fenerbahçe Spor Kulübü Profesyonel Futbol Şubesi’nin bundan sonraki hedefi, Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkabilmek, Fortis Türkiye Kupası’nda son maça kadar barınabilmek ve gelecek sezon Avrupa Kupaları’na kalınabilecek bir yerde ligi bitirebilmek olmalıdır...
Bu hedeflerin hiç biri, maçlara gitmeme, gidip de yakışıksız protestolar üretme, Fenerium’dan alış-veriş etmeme, kombineleri iade etme veya forma giyip sokakta gezinmeme nedeni değildir...
Zaten taraftar, “iyi günde, kötü günde, seninle birlikte” diyebilendir...

YORUM YAZ