MENÜ

Bu nasıl rekabet!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Servet onca gayretine rağmen rakibine bir gol ikram edemedi. Sadece pozisyon üretmekle yetindi. Sonra, Semih’i bitirdi. İstemeden, ancak tecrübesiyle ters orantılı aşırı güç kullanarak...
Orta saha mücadelesi şeklinde geçen ilk 45 dakikanın en önemli notu buydu bizce. Servet’in savunma zaafiyeti ve Semih’in ciddi gibi görünen üzücü sakatlığı.
Galatasaray, sahanın hemen her yerinde baskı uygulayarak durdurabilirdi ezeli rakibini ve bunu iyi becerdi. Fenerbahçeliler’in, ebedi dostlarını bir kez daha süklase etme hayali, işte bu ciğer ve dayanıklılık isteyen baskı nedeniyle gerçekleşmedi.
İkinci yarıda da pek bir şey değişmedi. Orta saha mücadelesine ilave olanlar, misafirin Hakan ve Arda ile girdiği iki, evsahibinin Alex’le girdiği tek pozisyondu sadece.
Mehmet Topal, Galatasaray’ın bu tarihi beraberliğinin önde gelen ismiydi. Bir tek kaleye geçmedi karşılaşma boyunca. Sahanın hemen her yerindeydi. Zaten kaleye geçmesine de gerek yoktu. Çünkü, ondan sonraki en iyi takım arkadaşı kaledeydi. Mehmet ve Orkun’a rağmen, sahanın en iyisi Selçuk Şahin’di. Aurelio’nun, Deivid’in, Uğur’un ve sonra Vederson’un vasat oynadığı karşılaşmada, orta sahayı tek başına sırtlayan kişiydi. Alex’in etkisizliği veya etkisizleştirilmesi, oyunun kaderini çizdi.
Sözde, dünyanın en önemli derbisi bu. Şaka gibi. Galatasaray’ın Kadıköy’de ezeli rakibinden gol yemediği gün doğanlar, şimdi 61 yaşındalar. Nasıl bir rekabetse bu! Başkaları olsa t-shirt yaptırır illak ki! İnsanın bıyık altından gülesi geliyor vallahi!

YORUM YAZ