MENÜ

Umut ışığı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Fenerbahçe, Yanal sonrası sistematik bir şekilde topun yörüngesinden çıkmış, Advocaat döneminde tamamen edilgen bir karaktere bürünerek karşısına geçmişti. Sturm Graz maçının en sevindirici tarafı sanırım Fenerbahçe’nin oyun genetiğine dönme sinyallerini vermesiydi. Aykut Kocaman’ın takımı hala çok eksik, belki santrforsuz ama maçın tamamında olmasa bile genelinde momentumu elinde tutan taraftı. Uzun bir süredir Fenerbahçe bu kadar rahat, istediğinde vites artırdığı istediğinde tempoyu düşürdüğü bir maç oynamamıştı.

Valbuena faktörü

Fenerbahçe genel anlamda sahada ne oynadığının çok farkındaydı. Oyunun başında top ve rakip etki alanında olmasına rağmen Şener pozisyona uzak kaldığı ve Hasan Ali kademeyi getirmediği için Fenerbahçe golü yese de Valbuena ve Alper ile geri dönüş mümkün oldu. Fransız oyuncu sol kenarda ikinci oyun kurucu olarak tüm inisiyatifleri aldı, sıkıştığı anlarda merkeze gelerek Alper’in alanını kullandı. Josef’in ön libero performansı da göz ardı edilmesin. Bence Topal ile Souza’nın mümkün olduğunca sahada birbirlerinden ayrılmaları gerek. Josef, merkezde top kazanıp hep doğru pası verebildi. Ozan’ın yerine yarın Ekici dönerse Fenerbahçe orta sahası savunmadan hücuma daha akıcı geçebilir.

Alper’in katkısı büyük

Aykut Kocaman’ın elindeki en yetenekli orta saha Alper değil elbette ama ondaki gelişim ışığı göz kamaştırıcı. Sturm Graz karşısında oynadığı her dakikanın hakkını verdi. Kolay değil, Ersun Yanal dönemi geldi, 5. sezonuna 5. farklı teknik adamla başlıyor. Maçın başında rakibe gösterttiği sarı kart öncesi Advocaat’tan öğrendiği top kazanma becerisiyken defansın arkasına inişi ve golü hazırlaması tam bir Yanal öğretisiydi. Sanırım Aykut Kocaman’dan alacağı pas dersleri Alper’i sezon sonunda bambaşka bir noktaya taşıyabilir.

YORUM YAZ