MENÜ

Referandumun zaferi!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Futbolda teknik adamların bir takım üzerindeki etki oranı her daim tartışma konusu olmuştur. Joachim Löw, bir pas takımına dönüştürmeye çalıştığı Almanya'nın hep bir yanını eksik bırakarak yarı finale kadar geldi. Arkadaki 4'lüyü tamamen stoperlerden kurduğu ilk 4 maçtan sonra, Alman halkı az kalsın Lahm sağ bekte oynasın diye referandum yapacaktı. Löw, 'O artık benim orta sahamın bir parçası' dedikten sadece bir gün sonra Fransa'ya karşı Lahm'ı sağ bek oynatarak Fransız meslektaşı Deschamp'ı ters köşeye yatırmıştı bile.

Löw'ün kafasındaki planda artık topa daha çok sahip olmak birinci sırada. Almanlar ilk 6 dakikada Fransa'ya topun arkasına geçme şansını aut atışları dışında hiç vermeyerek bu turnuvada ilk kez kusursuza yakın bir düzende oynadı. 12'de Hummels'in Varane'a stoperlik dersi vererek attığı yan top golü bu kusursuz düzenin ilk meyvesiydi. Almanlar bu turnuvada pozisyon sıkıntısı çekmiyor. Löw'ün ilk yarıdaki planında topa hakim olup, Fransa'yı kalesinden uzak tutmak vardı, başardı. İkinci yarıda baskının gelme ihtimaline karşı da Mesut Özil'in organize edeceği kontralarla pozisyon üretmek vardı, bunu da başardı.
Löw'ün sisteminde temel sorun geri 4'lü içerisindeki stoper sayısı. Şayet hoca, Hövedes'in yerine sol bekte Durm ya da Groskreutz ile oynarsa Pep Guardiola'nın yörüngesinde emin adımlarla ilerleyebilir. Çünkü pas takımının birinci kuralı harekettir. Bu hareketi Lahm sağlıyor ama ters kanattaki Hövedes orta alan çizgisinin ötesini görmeyince hücum aksiyonları tek kanada sıkışıyor. Löw, 7 yıldır tek bir kupa kaldıramadı. Makus talihini yenmek istiyorsa Lahm da olduğu gibi Hövedes inadından vazgeçmeli.

2. turdan ders çıkaran sadece Löw değildi elbette. Nijerya karşısında Griezman'ı kenarda tutup, Giroud ile başlayan ve Benzema'yı kenar forvet oynamaya mecbur eden Deschamp da Fransız halkının referandumunu dikkate almış olacak ki Almanlara karşı Benzema santrfordaydı. Fransızları bu turnuvada farklı kılan en önemli özellikleri şüphesiz orta üçlünün (Pogba, Matuidi, Cabaye) formlarıydı. Nijeryalı Önazi'nin ayağını kırmasına rağmen kırmızı kart görmeden Almanların karşısına dikilen Matuidi'nin 45-60 arası yükselttiği tempo Fransızlara iki kez maça ortak olma şansı verdi.
Fransa futbol kamuoyu için hedef bu turnuvada final oynamak değildi zaten. Deschamp'tan beklenen EURO'da şampiyon bir takım yaratması. Fransızlar, bu elenişin ardından oturup final oynadıkları 2006 Dünya Kupası'ndan bu yana katıldıkları turnuvaların hiçbirinde büyük bir takımı yenememenin sebeplerini araştırmalı.

Serkan Akcan

YORUM YAZ