MENÜ

Kazanmaya niyeti yoktu!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Topun karşısında oynama pratiği kazanmış takımları pas oyunuyla çözmek zordur. Size hiç alan bırakmazlar. Akhisar’ın pozisyon bulmadan kaleyi tutan ilk şutunun gol olmasıyla oyunun senaryosu yeniden yazılmaya başlandı. Roberto Carlos bizlere dejavu yaşattı, bir gece evvel Eskişehir’in Beşiktaş karşısındaki kilit oyunu sahnelendi. Oynatmamak her zaman oynamaktan daha kolay olmuştur. Gekas dahil 11 oyuncuyla Fenerbahçe’ye tek santimetre alan bırakmadılar. Böylesi kilitlenen oyunu açmanın üç temel prensibi vardır. Baskıyı kur bol şut at, yan top organizasyonunu dene, ceza yayı civarı frikik kazan. Yani bir gece evvel Slaven Bilic’in yapamadığı ne varsa yap. Sanırım bir de buna ilaveten Emenike’yi, istediği geniş alanlarla buluşturmak için sol açığa gönder.

İsmail Kartal da Bilic’in izinden gitmeyi tercih etti. Koca ilk yarı boyunca Emenike’yi santrforda kullanıp Akhisar’ın daralttığı alanda en güçlü silahını heba etti bir anlamda.

Geçen hafta Gaziantep maçı başlamadan önce Fenerbahçe soyunma odasından Lig TV ekranlarına yansıyan bilgi Emenike’nin solda oynayacağıydı. Fakat maça santrfor başladı, orada da bitirdi. Akhisar maçından önce de aynı bilgi geldi. Ama ne hikmetse Emenike 2. yarıda soldaydı. Emenike= Hız ve güç. Tabii alan bulursa. Fenerbahçe bir dar alan takımı. Özellikle Kadıköy’de rakip kalenin içinde oynarken iş biraz dar alan becerisi olan santrforlara ve Diego’ya kalıyor.

Carlos hep maçı koparacak hamleleri yaptı. Topla tüfekle gelen Fenerbahçe’yi arkada boş yakalamak için Lua Lua ve Vaz Te’yi aldı. Ama İsmail hoca ilk hamlesini Selçuk’la yaptı. Olmaz, bu oyunun kimyasına aykırı. Diego gibi yay civarı faul alıcı ve duran top atıcı varken Kadıköy’de oyuna Selçuk giriyorsa senin kazanmaya niyetin yok demektir! Hele hele aynı takıma bir sezonda ikinci kez yeniliyorsan bunun izahını yapmak hayli zorlaşır.

YORUM YAZ