MENÜ

Fırtınadan melteme...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Finlandiya gibi fizik güçle oynayan takımı yetenek ve pasla yenebilirsin. Fatih Terim’in ilk 11 tercihi bu planın ürünüydü. 4-1-4- 1’de Selçuk İnan’ın ön libero performansını Arda ve Yunus Mallı’nın öne oynama becerileriyle artırmak ilk 15 dakikadaki fırtınayı hazırlayan unsurdu. İsmail ilk golün ortasını yaptığında önemli olan son vuruş kadar 6 pas civarında 3 oyuncuyla olabilmekti. Cenk’in gol vuruşu sonuç, kabul. Ama sebebi doğru gerçekleştirmek ilk yarıdaki oyun farkını ortaya çıkardı. Herkes çok diriydi, hücumda doğru oynadık, top sakladık ve geri koşmak zorunda kalmadık. Ama ikinci yarıda o kadar yetenek sahadayken fizik yetmediği için haddinden fazla geri çekildik. Top rakibe geçince bol hata yapan bir takımız. Finlandiya’ya 15 dakikalık oyun yetti ama yarın Hırvatlar ve İzlanda gelecek. Onlara yetmeyebilir.

İlk yarım saat İsmail Carlos

Normalde bir futbolcu kulüpteki performansıyla milli takıma çağrılır. Bizde kulüplerinde vasatın üstüne çıkamayan futbolcular Milli Takım performanslarıyla kulüplerinde oynuyor. Kabul edelim, Milli Takım futbolculuğu diye bir kavram var. İsmail Köybaşı son örneği. İsmail, İlk yarım saatte Roberto Carlos gibiydi. Diriydi, driplingleriyle top getirdi, bir asist yaptı, topu sakladı. İlk yarı esen fırtınanın enerji kaynağıydı.

Sorun yöneticilerde

Yabancı sayısını boşuna tartışıyoruz. Ülkede yabancıya zaten sınır var, yerliye yok. Yabancı sınırlaması getirdik, futbolumuz milim ileri gitmedi. Büyüyen futbolcularımız değil kontratları oldu. Yarın yabancı sayısını 5’e indirsek Ozan Tufan Xabi Alonso’ya dönüşmeyecek, Tarık Çamdal Dani Alves olmayacak. Ülkeyi yabancı çöplüğüne döndüren 14 yabancı kuralı değil iş bilmez kulüp yöneticileridir.

YORUM YAZ