MENÜ

Bu oyun yetmez

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Fenerbahçe'nin bu sezonki formunu özetleyen fotoğraf işte bu. Taraftar da bunun farkında ki, 'Sabrımız taşıyor adam gibi oynayın' tezahüratıyla takımı ilk 45'in sonunda soyunma odasına uğurladılar. Bu oyundan sanırım sadece İsmail Kartal memnun.

Fenerbahçe, şubat ayını ilk 3'te görmek istiyorsa vites yükseltmek zorunda. Yoksa bu tempo ne haftaya Beşiktaş derbisine ne de şampiyonluk yarışına yeter.

Antrenörlerin başlangıç kadrolarındaki oyuncu tercihlerine saygı duymak gerekir. Lakin oyuncu sakattır ya da yorgundur. Caner'i de ilk 11'de göremeyenlerin aklına önce son idmanda sakatlandığı geldi. Fakat İsmail hoca, Caner'in sağlıklı olduğunu ve Hasan Ali'yi tercih ettiğini söyleyince durum değişti. Fenerbahçe hali hazırda dört büyükler içindeki en temposuz takım. Doğaldır çünkü ligin yaş ortalaması en yüksek kadrosuna sahipler. O yüzden İsmail hoca bu takımın enerji seviyesini yükseltecek formüller üzerinde durmalı. Zira Caner bu takımın oyun şablonunda en dominant unsur. Fenerbahçe'nin temposunu ayarlayan oyuncu. Caner yoksa tempo da yok, baskı da yok. Bu değişimler Sow, Webo, Alper ya da stoperler üzerinden yapıldığında takım karekteristik özelliğini yitirmez ama ana omurgadan yapılınca yitiriyor. Böylesi bir iç saha maçında bu takımın kazanması için coşkuya ihtiyacı var, coşkuyu yaratmak için de baskıya. Kadıköy'de Caner ile Gökhan'ın karşılıklı bindirmeleri Sarı-Lacivertli takımın en önemli özelliği. Birlikte oynama pratiğini baltalayan fiziksel dezavantajları sıfırlamanın yegane yolu bu. Caner'in sarı kart sınırında olması mazeretine ise temelden karşıyım. Oyuncu sorumluluğu denen unsur Caner'de olmalı, yoksa zaten başka bir tartışma başlar.

Nerede o coşku takımı!
Alper'in 49'da Hakan tarafından düşürülmesi net penaltı. Emre'nin penaltıdan attığı gol bile Fenerbahçe'ye coşku getirmedi. 66'da Caner-Webo değişimiyle Sow santrfora geçince kısa süreli bir baskı oluştu. Fenerbahçe tecrübeli takım, bu kısacık baskıda bile Sow iki net pozisyon buldu.

Diego, Werder Bremen'de Thomas Schaff ile disiplini, Wolfsburg'ta Felix Magath ile temaslı oyunu, Atletico'da Simeone ile savunmayı öğrendi. Fakat dün 72'de Emre'nin yerine girdikten sonra Türk futbolseverlere sadece sırtını rakibe dayayarak nasıl faul alınırı izletti. Diego da bizim coğrafyamıza çabuk uyum sağlamış maalesef. Keşke erken zehirlenmese de bize biraz futbolun estetik yönlerini gösterse.

Fenerbahçe özellikle iç sahada coşkuyla rakibini boğan bir takım. Fenerbahçe kötü oynadığı bir günde bile Gençlerbirliği'ni küçücük bir coşku dalgası ve iki penaltıyla yenebildi. Ama bu oyun haftaya Beşiktaş'a yetmez.

Serkan Akcan

YORUM YAZ