MENÜ

Bu neyin kafası!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Beşiktaş’ın oyun standartlarını bilenler maçı izlemedilerse Olympiakos’a topu göstermediğini, pozisyon rekoruyla rakibini bunalttığını zannedebilir. Aslında Olympiakos gibi kendi liginde kimseye top bırakmayan ve topsuz oyunu beceremeyen bir rakibe karşı maçın anahtarı topa sahip olmaktı. Beşiktaş böyle başlayıp 2-0’ı çok erken buldu. Fakat Beşiktaş için maçı kabusa çeviren Aboubakar’ın kırmızı kartı oldu.

Rüya kâbusa dönüyordu

Aboubakar gelişmek için kariyerindeki en doğru okullardan birinde, en doğru hocayla çalışıyor oluşunun hiç farkına varamadı, korkarım bundan sonra da varamayacak. Kiev faciasının dumanı üstündeyken, Olympiakos’a karşı ilk golü atıp özgüveni yüklenmişken topsuz oyunda rakibe kafa atmak da neyin nesi. Bu neyin kafası Allah aşkına. Bir futbolcu kiralık geldiği bir kulübü bir sezonda kaç kez yakabilir ki? Üstelik minimum 3 maç ceza alacak ve çeyrek final serisini evinden izleyecek.

İmdada gong yetişti

Beşiktaş 2-0’dan sonra Oğuzhan’ı oyuna sokamamanın faturasını ağır ödedi. İlk golde topu kapan ve ön asist yapan Oğuzhan’ın blok arası pasları yapamaması topun Beşiktaş sahasına çabuk dönmesine yol açtı. Tabii Talisca’nın top kayıplarının bunda payı büyüktü. Atak sonlandıramadığı her pozisyonda Babel, Q7 ekstra geri koşmak zorunda kaldı. Golü de Gönül ile Q7’nin topu bir türlü alamamasından yediler. Fakat asıl sorun bu golden sonra başladı. 30 ile 39. dakikalar arasında Oğuzhan direksiyona geçemediği için Beşiktaş uzun atıp Aboubakar baskısıyla topu kazanamayınca oyunun momentumunu Olympiakos’a bıraktı. Özellikle Aboubakar atıldıktan sonraki 6 dakikalık baskı gong çalana kadar bunaltıcıydı.

Turu en çok Babel istedi

Beşiktaş’ın 40 bin taraftarının önünde bu denli baskıya maruz kalması, bu kadar kırılgan görüntüsü şaşırtıcıydı doğrusu. Güneş bunu kırmak için Necip’i ikinci devreye başlatabilirdi. 60’a kadar beklemesi baskıyı inanılmaz boyutlara taşıdı. Beşiktaş oyunun yönünü çok rahat değiştirebileceği halde 75’e kadar bunu hiç denemedi bile. Talisca’nın ilk ters topuyla maç çözüldüyse insan ister istemez soruyor;

Bu neyin kafası!

Babel, Beşiktaş’ın en iyi şutörlerinden biri şüphesiz. Attığı iki golde de sağ ayağına duyduğu güvenin rolü büyük. Sanırım Şenol hoca da onun bu güvenine çok şey borçlu.

YORUM YAZ